Allah'ım yüzmeyi bilmeyen bir kulum ve onun derinliklerinde boğuluyorum ama varl

154 22 0
                                    

Balonun olduğu akşam Gözde Serkanla konsere gitti. Tabi ki ne  Yiğit Eylül’e nede Eylül, Yiğit’e Gözde hani hastaydı şimdi nasıl konsere gitti diye soramadı.

Gece için genç adam  üzerine özel dikim siyah bir takım giymiş ve Eylül'ü salonda beklemeye başlamıştı. Eğer kendisine eşlik eden kişi Eylül olmasaydı kesinlikle ne giydiğinin bir önemi yoktu. Ama onun yanında iyi görünmek istiyordu ve özel olarak  dikilmiş üzerine tam oturan bir takım bulması hiç kolay olmamıştı.

Dakikalar ilerledikçe kadınların erkekleri bekletmelerinin adet olduğunu düşünmeye başladı. Kendisini bekleten kişi Eylül olmasaydı şu anda bu kadar sakin olma ihtimali çok düşük bir olasılıktı. Yarım saattir salonda gelmesini beklediğinden bu geleneğe kendini fazlasıyla kaptırmıştı.

Zaman geçirmek için televizyonu açtı. Spor kanallarını dolaştı. Akşam galatasaray'ın maçı vardı ama davette olacağından yarın özetini izleyebileceti ancak. Eğer gittiği kişi Eylül olmasaydı evde kalıp maç izlemeyi tercih edebilirdi ama onunla geçireceği her an çok özeldi. Aklı bu düşüncelerle doluyken odasının kapısının açıldığını duydu derken Eylül’ün  topuklarının sesini duydu. Her adımda topukların çıkarttığı ses kalp atışlarının ritminin de hızlanmasına neden oldu. İlk kez bir davete katılmıyordu, sayısını hatırlamadığı kadar bayan arkadaşı olmuştu. Ama hiçbirinde kalbi kulaklarının dibinde atmamıştı. Eylül farklıydı bunu o kafede ilk kez gördüğünde anlamıştı.

Sesin geldiği yöne döndüğünde gözleri ilk siyah yüksek topuklu ayakkabılara takıldı. Uzun siyah dar bir elbise giymişti. Gözleri yukarıya kaydıkça nefes almayı unutup ciğerlerindeki havada azalmaya başladı. Elbisenin kumaşı omuzlarında başlayıp ayak bileklerinde son buluyordu ve üzerine ikinci bir deri gibi sarıyordu. Yaptığı makyajla yüzüne renk gelmişti zaten çok güzeldi şimdi söyleyecek söz bulamıyordu. Buğulu makyajı gözlerinin rengini öne çıkarmış  bir kez daha aklını başından almaya yetmişti. Bir an gördükleriyle yeni yetme bir genç gibi ne tepki vereceğini bilemedi. Boynundaki kravatı gevşetip ciğerlerine hava girmesi için çalıştı. Göz kapaklarını kapatmaya korkuyordu gerçek olamayacak kadar güzel bir rüyadaymış gibi hissediyordu ve uyanmak istemiyordu. 

Eylül üzerindeki elbisenin yakışıp yakışmadığından emin değildi. Yiğit’in kendisini yanına yakıştırıp yakıştıramayacağını da bilmiyordu. Ondan bir tepki veya beğeni görmek için dikkatle izlediğinde ifadesinde bir değişiklik göremedi.  

Yiğit biraz önce beklemekten şikayet ederken gördükleriyle bu kadını bir ömür bekleye bileceğini hissetti. 

Saçlarını ensesinde dağınık bir şekilde toplamış omuzlarının güzelliğini ortaya çıkarmıştı. İşin kötü yanı davete gitmek zorundaydılar ve Eylülü kimsenin bu halde görmesini istemediğini fark etti. 

Gördüklerinin şokuyla elinde olan kumandayı gürültüyle parkenin üzerine düşürdü. İkisi de yere düşen kumandaya baktı. 

Dikkatinin birazda olsa başka bir şeyle dağılmasına şükretti. Yoksa bütün gece kıpırdamadan gördüğü güzelliğin etkisinde kalacak ve rezil olacaktı. ‘Beklediğime değdi. Gecenin en güzel bayanı benimle.’ Diye düşündü ve damarlarını saran kıskançlıkla dişlerini sıktı.

Eylül yavaş adımlarla merdivenlerden inip genç adamın karşısında durdu. Uzun süredir kalabalık ortamlardan kaçınıyordu ve biraz gergindi. Hala nasıl olup ta baloya gitmeye karar verdiğine inanamıyordu. Yine de Yiğit’in kendisi için yaptıklarına karşı ona borçluydu ve gecenin onun için kusursuz geçmesini istiyordu. Genç adama bakıp “Seni ilk defa takımla görüyorum.” dedi.

Yiğit üzerindeki takıma bakıp “Olmamışsa değiştirebilirim.“ diye sordu.

“Yo çok yakışmış.“  diye itiraf etti. Sonuçta yalan söyleyecek hali yoktu Yiğit uzun boylu ve atletik bir adamdı. Kahverengi gözleri bazen siyaha dönse de köşeli çenesiyle insana güven ve bir çok kadının dikkatini çekecek kadar yakışıklı biriydi. Mutlu olmayı hak eden nadir insanlardan dı. İlerde kendisini sevebilecek birisinin karşısına çıkmasını ve güzel bir yuva kurmasını diledi. Genç adamın kendisi için hislerini bilmeden.

SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin