Yiğit genç kadını kollarında kalkanlarını indirip içi boşalana kadar hem ağlamasına hem de anlatmasını ihtiyacı olduğuna inanıp sabırla dinledi. Her sözünde ne kadar erişilmez olduğunu anlamasını sağlarken akıttığı her damlada nefessiz kalıyordu. Hala karşısında kocasını seven bir kadın vardı. Olmayacak hayaller kurup duruyordu, ta ki şu ana kadar. Kendini toparlayıp umut etmeyi bırakmaya karar verdi. Ama aynı evde yaşarken bunun imkansız olduğunu düşünemedi.
Yiğit o gün Eylül için duygularını yok saymaya karar verirken fark edemediği birbirine iyi geldikleri idi. Aralarında görünmeyen güvene dayalı bir bağ oluştuğundan habersizdi. Birbirine iki yabancı yada iki dost gibi değildi aynı evi paylaşan iki iyi arkadaş gibiydiler. Aralarındaki dağın giderek eridiğini görmüyorlardı.
Yiğit masada bir kaç evraka göz atarken odasından çıkan Eylül’e “Gelirken benim odamda ajanda vardı. Onu da indirir misin?” diye sordu.
Eylül genç adamı daha iyi görebilmek için parmaklıklardan uzanıp “Nerede?” diye sorduğunda aşağıdaki adamın kalbini durduran bir görüntü sergilediğinden habersizdi.
Yiğit oturduğu sandalyeden fırlayıp. “Dikkat et düşeceksin.“ diye kızdı ama Eylül umursamadan hala konuşuyordu. “Ajanda hangi çekmecede.” Diye.
Yiğit isyan edercesine “Eylül daha fazla eğilme düşeceksin. Lütfen çekil.” Dedi.
Genç kadın duyduğunun şokunu üstünden atınca “Sen biraz önce bana lütfen mi dedin? Diye sordu ve tedirgin etmek için parmaklıklardan biraz daha eğildiğinde Yiğit sanki düşerse tutmak için öne atılıp “Evet hadi çekil lütfen.” Diye neredeyse yalvardı.
“Vay ben seni hep emir verirken gördüm, açıkçası bünyem senin lütfen ini kabul edemiyor.” diye takıldığında Yiğit öfkeyle “Öylemi! Lütfeni unut ve çekil oradan.” derken sesini iyice yükseltti.
Eylül umursamazca “Çok korktum.” Diyerek kafa tuttu.
“Korksan iyi olur eğer eğilmeye devam edersen senin yapamadığını biz zat gelip, aşağı atarak ben yapacağım.” diyerek tehdit ettiğinde Eylül’de gülerek ‘Tamam tamam çekiliyorum. Söyle hadi ajandan nerde?” diye sordu.
“ Aynanın altındaki çekmecede” dedi ve masada geri yerini aldı. Aslında onunla atışmak hoşuna gidiyordu ama her fırsatta eve dönmeyi dile getirdiğinden otoriter bir duruş sergilemeye devam etmek zorunda kalıyordu.
Eylül birkaç dakika sonra.” Yok bulamadım!” diye bağırdığında “Yanındaki çekmeceye bak.” diye tarif ettiğinde bir anda ne kadar düşüncesiz davrandığını fark etti. Yatağının yanındaki çekmecede bulunan resmi hatırladı. Saniyeler içinde yerinden kalkıp odasına koştu.
Korktuğu başına gelmiş Eylül baş ucumdaki çekmeceyi açmış resminin üzerindeki kolyeyi elinde tutuyordu.
Yiğit biraz önce söylediği aynanın yanındaki çekmece demişti. O ise yatağımın yanındaki çekmeceyi anlamıştı. Derin derin nefes alırken kendine küfür edip nasıl bir açıklama yapacağını düşündü.
Eylül’ün ise gözü elindeki aylar önce kaybettiği kolyede idi. Yiğit’in çekmecede ne aradığını merak edip bakışlarını kapıda kendini izleyen adama çevirip “Kolyemin senin çekmecende ne işi var?” diye sorduğunda bir taraftan da eliyle çekmeceyi gösterdiğinde İşte o an genç adam soğuk terler dökmeye başladı. Eylül elinde kolyeyi tutuyordu. Allah’tan çerçeveye yerleştirdiği resminin daha farkına varmamıştı.
Eylül’ün dikkatini çekmek için “Bu biraz uzun bir konu istersen bunu aşağıda konuşalım.” diye teklif edip odadan bir an önce çıkartmak ve zaman kazanmak istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI)
Romance(Göl Serisi-1 ve Göl Serisi-2 birbirinden bağımsız iki ayrı hikayedir.) Fırtınanın ortasında küllerinden yeniden doğmaya çalışan bir kadın, o külleri bir arada tutmaya yeminli bir adam. ................. Yiğit yedek anahtarları arabada unuttuğunu fa...