Belki de arayıp acil bir işimin çıktığını söylerim.

223 28 0
                                    

Gözde geç açılan kapı yüzünden hem korkmuş hemde biraz daha açılmasaydı Yiğiti arayıp yolundan geri döndürecek kadar endişelenmişti. Neyseki korktugu gibi olmamıştı. Yaşadığı panigi belli etmemeye çalışıp arkadaşına “Uyandırdım mı?” diye sordu. 

“Hayır oturuyordum. Bilgisayarda bir şeylere bakarak zaman geçiriyordum.” Diyerek birlikte salona geçtiler. 

Gözde içeri girerken gözleri kızarmış arkadaşını  fark etmemiş gibi yapıp yaşadığı üzüntüyü hatırlatmak istemedi. Sorsa belki yine gözyaşlarının akmasına sebep olacaktı. Bu yüzden farklı bir konuyla dikkatini dağıtmayı tercih etti. Salona geçtiğinde  bir şey demeden meraklı biri gibi bilgisayarın ekranına bakarken Eylül bakış karşısında sanki açıklama yapmak zorundaymış gibi hissedip “facebook ta neler var diye bakıyordum. Bizim sınıfın kurmuş oldukları gruptan 3 tane davet gelmiş kabul ettim.” Diyerek açıkladı.

 “Geçen gün bana da geldi bende katıldım. Ben sana söyledim sanıyordum demek ki unutmuşum.”   Dedi. 

“Bende sen gelmeden önce resimlere bakıyordum. Gözde biliyor musun zaman seni hiç değiştirmemiş. Hala aynısın.”           

 Gözde resmi görünce gülmeye başlayıp “Bu resmi hatırladım. Mert üzerime ayran dökmüştü o yüzden en arkaya saklanmıştım.” Dediğinde içinde ne ‘Dilini eşek arısı soksun emi. Kıza Mert’i hatırlatayım derken gözünün içine soktun.’ Diye aklından geçirirken sözlerini nasıl toparlayacağını düşünmeye başladı.      

Kocasının resmini görünce birden duygularına engel olmadı. Yıllardır tanıdığını sandığı adam şimdi  kendisine ne kadar da yabancıydı.  

Gözde “ Ya bu fotoğrafı hatırladın mı? Sınıfla pikniğe gitmiştik başlarda çok güzeldi ama sonra yağmura yakalanmıştık.”  Diye dikkat çekmeye çalıştığında aklından Mert'in arkadaşına yaşattıklarından dolayı ne zaman taş kalpli ve duygusuz birine dönüştüğünü merak etti. Yaşlı gözlerle kendisine bakan genç kadına aklından geçenleri belli etmemek için gülümsemeye çalıştı.  Aşk acısının insanı düşürdüğü duruma kayıtsız kalmak imkansızdı. Yinede yaşadıklarını konuşup hatırlatmak yerine susmayı uygun buldu.

Eylül bilgisayarın ekranına bakıp “Nasıl unuturum çok eğlenmiştik. Yağmur bile neşemizi bozamamıştı.” Diye o günleri düşündü.

Gözde  arkadaşına bakarak “Tamam piknik güzeldi ama sonra 2 gün hasta yatmak zorunda kaldım.” Dedi. Sonrada aklına “Bu sayfayı kurmak kimin aklına gelmiş? “diyerek  önündeki klavyenin birkaç tuşuna bastı. Gördükleri karşısında tebessüm edip “Serkan kurmuş.“ diye açıkladı.                                                                             

“Hangi Serkan?”  

“Hangi Serkan olacak! Hatırlamıyor musun? Sınıfın en çalışkanı olan. Her zaman en yüksek notları hep o alırdı. O gözlüklerin hakkını verirdi doğrusu. Hatırlıyorum da yüzüne büyük gelen gözlüklerle okulda herkes ona dört göz Serkan adını vermişti. Hatırladığım başka şeyde, senin peşinden hiç ayrılmazdı.”             

Eylül anımsamış dı. “Hatırladım. Serkan iyi bir arkadaştı. Mert ile konuşmaya başlayınca uzak durmaya başladı.” 

 “O zamanlarda ki Serkan’ı hatırlıyorum da sırık gibi uzun boylu, sıska bir şeydi. Şimdi neye benziyor acaba?” diye söylenirken bir taraftan da sayfasından çıkış yaptı.                   

Eylül arkadaşına bakıp “Sen yemek yedin mi?” diye sordu.                                                                                       

SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin