Beni unutma demiyorum tam tersi beni biran önce unutmanı ve kendine mutlu bir ha

123 19 0
                                    

Yiğit oturduğu sandalyede huzursuzca kıpırdandı.   Sanki koca İstanbul'da gidecek başka hastane yoktu. Ne zaman bir durum olsa inatla burayı tercih ediyordu, acı verdiğini bile bile. Peki ama neden diye sordu kendine. Oysa cevabını çok iyi biliyordu onunla geçmişi olan her yer çok özeldi. En çok burada hatırlıyordu saatlerce gözünü bile kırpmadan başucunda beklemişti. Hayatının en acı gününde gözlerini burada açmıştı. Kaçırıldıktan sonrada burada hayata dönmüştü. Belkide yaşama nedeni damarlarındaki kan değildi öyle olsa  Eylül kendisini terk ettiğinde yaşayan bir ölüye dönmezdi. Kalbi atıyordu ama kalbinin sahibi artık yoktu. Bedeni dimdik ayaktaydı ama ruhu görünmez mezarda hapsolmuştu. Eylül hiç kimseye haber vermeden gideli tam altı ay olmuştu.

Oysa tedavisi çok iyi gidiyordu ve iki ayda kendini bayağı toplamıştı. Gözde de arkadaşını gördükçe kendine öfkeside azalıyor kalbine aldığı yaraları iyilesmeye başlıyordu. Oysa şimdi eskisinden daha beter bir durumdaydı. Kimseye güvenmeyen çevresindeki herkesi yok sayıp oda Eylül gibi kendisini bırakıp ailesinin yanına dönmüştü. 

Sabah odadan çıkmak üzereyken kapımın altına atılan zarfı bulunca biraz şaşırsa da ne olduğunu merak edip hemen açtığı günü bir kez daha hatırladı. Öyleki Eylül bıraktığı mektubu yüzlerce kez okumuştu ve artık hatırlamak için kağıdı eline almasına  gerek yoktu.

Hayatının en kötü günüydü belkide o gün.

Yiğit

Merhaba Yiğit yada günaydın mı diye yazmalıydım   bilemedim. Eminim elindeki zarfı bulduğunda ne anlama geldiğini merak etmişsindir. Seni daha fazla merak içinde bırakmak istemiyorum. Bu yüzden sen  bu satırları okurken ben çok uzaklarda olacağım.

Bilmeni isterimki bir zamanlar Mert’in yaptığı gibi bende sana yazarken çok zorlandım. Aradaki tek fark beni  kimsenin tehdit ettiği ve zorladığı yok, bu kararı verirken çok düşündüm. Bildiğim birşey varsa oda en doğru olan buydu. 

Zannettim ki benim gemim su almaz.  Oysa kurtların açtığı deliklerden gemim sürekli su alıyordu. Benimle birlikte sevdiklerimin de  batmasına neden oldum. Çevrenizde olduğum sürece de böyle olmaya devam edecekti. Peki benim gücüm var mıydı size ettiğim haksızlığı izlemeye. Hayır.

Ne olur kızma yaşadıklarımdan sonra bizim bir geleceğimizin olması imkansızdı. Sendeki kalp okadar büyük ki yanında olduğum sürece senin içinde bir ümit hep olacaktı ve şimdi içindeki ümidi de alıp gidiyorum beni aramaya çalışma. Size iyi olduğumu söylemek için arayacağım. Kendine iyi bak beni unutma demiyorum tam tersi beni biran önce unutmanı ve kendine mutlu bir hayat kurmanı diliyorum.

Gözde yede bir mektup yazdım. Oda bana kızmasın ikinizin de hayatımda ki yeri çok büyük bunu bilin yeter. Sizi yanımda götüremesemde bir ömür hatırlayacağım güzel anılar götürüyorum.

Siz olmasaydınız yaşadığım kötü günleri atlatmanın imkanı yoktu. Benim için yaptıklarınızın bedelini  ödeyemem.

Hakkınızı helal edin sizi hiç unutmayacağım.

                                                                                 Eylül 

Eylül mektubunda beni unut demişti bu o kadar kolay mıydı keşke unuta bilseydi ama mümkün olmuyordu. Altı aydır aramadık yer bırakmamıştı. Aylardır ona dair en ufak bir iz bile bulamamıştı. İzmir’e ailesinden kalan eve bile gitmesine rağmen orada da yoktu. Teyzesine de nereye gittiğini söylememiş yalnızca arayıp iyi olduğunu haber vermişti. Yaşlı kadında en az kendi kadar endişeliydi. 

SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin