(Bilgilendirme: Patlayan ampulün gifidir.)
👁🗨: "Bir sıkıntı var, bir tuhaflık."
[x]
Chaeyoung gözünü aralayıp başını nişanlısının omzundan ayırdı ve yattığı yerden yavaşça doğrulurken etrafına baktı. Hava hafif aydınlık gözüküyordu. Telefonunu aradı, fakat bulamadı. Ayağa kalkarken Jimin de uyandı. "Chae?"
"Telefonum yok." Chaeyoung yere bakındı fakat yine yoktu. "Saat kaç?"
Jimin bileğindeki saatine baktı. "04:23. Off..." Belini tutarak doğruldu. "Her yerim ağrıyor."
Chaeyoung ayağa kalktı yeniden. "Sanırım koşarken düşürdüm..."
"Adamlar bulmuş olmasın?"
"Olabilir," Barmen de gözünü açıp yattığı sıranın üzerinden doğrulup ayağa kalktı. "Telefonunda kişisel bilgilerin varsa bizi araştıracaklardır."
"Lanet olsun." Jimin bir elini yüzünde gezdirdi sabır dileyerek.
"Ne yapabilirdim? Bilerek düşürmedim ki." Chaeyoung pişmanlık ifadesiyle dışarıya baktı. "Gidip arayamaz mıyız?"
"Çıkıp aramak çok riskli."
"Ama onlar telefonu bulurlarsa araştırmaları daha da riskli." Dedi Jimin.
"Neden, bulduklarında araştırsalar ne olacak ki?" Barmen tek kaşını kaldırıp ikisine baktı. "Sakladığınız bir şey yoksa çıkıp aramak yerine yeni bir telefon almayı düşünebilirdiniz?"
"Ne? Bir şey sakladığımız yok." Diye yanıtladı Chaeyoung. Taehyung başını sallayarak camın önüne doğru ilerledi. "İnanırım."
Ya da inanmış gibi yapardı.
"Cidden, bir şey sakladığımız yok. Sadece Chaeyoung'un kart bilgileri notlarda yazılıydı unutmaması için." Jimin Chaeyoung'u kendisine çekip sarıldı. "Sorun yok bebeğim, yeni bir tane alırım sana."
Taehyung göz devirip dışarıyı inceledi. Soğuk ve oldukça da umursamaz bir tip olduğundan aşk gibi sıcak şeyler ona tersti.
O arada dün gece sarhoşlaştığı için sızmış olan sarışın kız uyanıp sırada doğruldu. "Aaah..."
Chaeyoung ve Jimin, kendisine baktılar. "Merhaba, günaydın."
"Neredeyim ben? Siz de kimsiniz?" Başını tutuyordu genç kız.
"Dün gece silahlı saldırıya uğradık, en yakın binaya kaçtık ve işte, buradayız." Diye kısaca açıkladı Jimin. Sarışın kız etrafa bakınırken yanında uzanıp uyuyan Jungkook'u fark etti. "Lanet olası, bu o çocuk değil mi? Bana içmeyi öğreten salak."
"Ben salak değilim, haddini bil." Uyuma numarası yapan Jungkook, gözünü aralayıp hızla doğrularak genç kıza baktı. "Ayrıca çocuk da değilim, 25 yaşındayım."
Kız göz devirerek sınıfı inceledi. "Burası neresi?"
"Terk edilmiş okul binası." Dedi Taehyung, dışarı bakarken.
"Ben buraya nasıl geldim?"
"Ben getirdim." Jungkook'a baktı genç kız hayretle. "Bu ne centilmenliktir, önce içmeyi öğretirsin, sonra da buraya getirirsin. Başka ne kaldı yapmadığın?" Dalga geçiyordu.
"Aaah, her neyse." Sıradan inip kapıya doğru ilerledi genç kız. "Zaten başım ağrıyor, evime gideceğim."
"Gidemezsin çünkü dışarısı hala adamlarla dolu."
Fakat Taehyung'un sözünü umursamadı genç kız. "Hahahah, barmene de bak. Gelmiş akıl veriyor!"
Kapıyı açıp koridora çıktı ve ardından kapıyı kapattığında bir süre sessizlik oldu.
"Geri gelecek mi?" Diye sordu Chaeyoung.
"Bilmem, belki." Yanıtladı Jungkook.
[MEZAR PARTISI: BIRINCI KITAP]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.I) | #thriller (✓)
Mystery / Thriller#WATTYS2021 YARI FINALIST KAZANANI ✓ "Gittikleri gece kulübünde baskına uğrayıp saklanmak üzere girdikleri okulda başlarına gelen felaket ile o günün bir beladan ibaret olduğunu fark eden 6 üyelik bir grubun, yaşadıklarına şahitlik edeceksiniz." (Dİ...