(Bilgilendirme: Sabahın köründe/Akşamın kucağında kapıya yapıştırılmış çizgili kağıtta yazan notun fotoğrafıdır.)
👁🗨: "Sana hiç söylemedim, ama aşık oluyordum."
-P.S.[x]
Jimin duştan çıktığında kafasını küçük bir havluyla kurularken yatağın üzerindeki tişörtü eline aldı. Islak olduğunu fark edince kenara doğru fırlatarak arkasını döndü ve dolaba baktı.
Dolabın üzerinde bir not duruyordu.
Yaklaşarak notun bandını çıkardı. O ara gözü 'P.S.' Yazısına takıldığında yüzü gerildi.
P.S. İmzası Chaeyoung'a aitti. Park onun soyadıydı ve S ise iki adet C'nin birleşiminden oluşuyordu. Aynı zamanda güllü sarmaşığın kıvrılımı anlamına da geliyordu.
Bunu ondan başkası yazamazdı.
'Sana asla söylemedim, ama aşık oluyordum.'
Bu not, ikisi üniversitedeyken Chae'nin kendisinden hoşlandığını itiraf ettiği nottu.
Elini ağzına kapatırken yan tarafta bir hareketlilik sezdi. Dönüp baktığında dehşete düştü.
Chaeyoung üzerinde saten, pudra pembesi ince bir gecelikle karşısında duruyor ve kendisine gülümsüyordu.
"Jimin."
Jimin dehşet içinde titreyen elini ağzından indirerek kendisine bakmaya devam etti. Ağlamaya başladığını fark etmemişti. İnce ses tonu kulaklarında yankı yapıyor, gitmiyordu.
"C-C-Chae... C-Chaeyoung..." Jimin seri be derin nefesler alarak kendisine doğru bir adım attı yutkunup. "Chaeyoung..." Elini uzattı. "B-Bu gerçek mi..."
Genç kızın çıplak omzuna dokunduğunda soğuk parmakları, daha da hızlandı nefesleri. Dolu gözlerinden yaşlar taşıyordu. "C-Chaeyoung..."
Chaeyoung elini tuttu yutkunarak. Jimin bir anda sarılarak deli gibi ağlamaya başladı. Gözlerini kapatıp bedenine sıkıca sarılırken ağlamaktan sesi bile çıkmıyordu. Bacakları bedenini taşımadığında titreyerek yere düştü. Chaeyoung onu sıkıca tutarak başını omzuna yasladı. Ve saçlarını okşadı. "Jimin."
Jimin gözlerini kapatarak içli bir şekilde ağlayıp nefes alamadan hıçkırırken Chaeyoung tebessüm etti. "Buradayım, Jimin."
Jimin anlamıyordu. Anlayamıyordu hala.
Bu nasıl olabilirdi?
O... Ölmüştü?
"Ağlama artık." Chaeyoung başını kaldırdı nişanlısının. Yüzündeki teri sildi eliyle. "Sıcaklamışsın."
Bir yandan da teni soğuktu Jimin'in. Üzerine hala tişört giymemişti ve yarı çıplak duruyordu.
"S-Sen... S-Sen..." Konuşamıyordu bile şoktan. Dehşetten yüzüne zor bakıyordu.
"Seni çok özledim. Bir defalığına da olsa... Görünmek istedim." Dedi Chaeyoung dolu gözleriyle kendisine gülümserken. Elini tuttu ve karnına koydu geceliğin altından. Sıcak teninin üzerine koydu soğuk elini.
Jimin bebeğin atan kalbini hissedebiliyordu.
"Doğuracağım." Dedi Chaeyoung. "Babasına ihtiyacı var."
Jimin'in kesilen ağlaması tekrar geri geldiğinde Chaeyoung yüzünü iki eliyle tutup kendisine bakmasını sağladı. "Şşşt, şşşt. Ağlamayı bırak, ağladığını görmeye gelmedim. Senin için geldim, üzüldüğünü görmeye değil."
Hala ona kırgındı Chaeyoung, kendisini aldattığı için.
"Beni aldatmana rağmen senin için buraya geldim. Sana görünüyorum. Sadece 12 saatim var, sonra bu görünürlük sona erecek."
"Beni affet..." Dedi Jimin ağlayarak. Eşinin güzel çekik gözlerine baktı. "Lütfen..."
"Affedeceğim. Fakat ağladığını görerek değil."
Jimin yutkunarak hemen gözyaşlarını sildi. "Özür dilerim."
Chaeyoung tebessüm edip onu kendine çekti ve sarıldı yeniden. Odanın ışıkları açık değildi henüz, fakat içerisi aydınlıktı. Chaeyoung sırtını yatağa dayayarak Jimin'in başını kaldırdı ve dizlerini kırarak Jimin'in bedeninin iki yanına yerleştirdi. "Kısıtlı vaktim var, geçirmek için son bir şansın var."
Jimin yutkunarak dudaklarını eşinin dudaklarına bastırıp delicesine öperken geceliğinin altından belini kavradı ve kendisine çekti. Gözleri kapalıydı öperken, ve yaşlar akıyordu. Chaeyoung hüzünle yutkunurken son bir defa onunla olduğuna şükrediyordu.
Jimin başını boynuna gömüp köprücük kemiklerini öpmeye başlayınca Chaeyoung huzurla başını eğip bir elini ensesine attı ve parmaklarıyla Jimin'in saçlarını karıştırdı. Derin bir nefes alırken dikleşti ve ona baktı. Jimin ilk ve son kez bunu yaşarmışcasına deli bir tutkuyla kendisini öperken Chaeyoung başını yana çevirdi ve yatağın üzerine doğru uzanıp Jimin'in telefonunu aldı, ardından kamerayı açarak alnını eşinin alnına dayayıp huzurla gülümseyerek fotoğraf çekti.
"Bu sana hatıram." Fotoğrafı kaydettikten sonra telefonu kapatarak kenara koydu ve geceliğinin ince askılarını omzundan indirerek üzerinden çıkardı. Jimin doğrulup ayağa kalktıktan sonra genç kızın bedenini yavaşça yatağa doğru yatırdı ardından üzerine çıkarak ince beline sarılıp dudaklarına kapandı yeniden.
"Ne kadar hatam varsa, özür dilerim senden." Dedi mırıldanarak. Ağlaması durmuştu. Chaeyoung yutkunarak mırıldandı. "Sorun değil."
Parmaklarını Jimin'in çıplak bedeni üzerinde gezindirdi. "Keşke bunu daha önceden yapsaydın, 12 saatlik kısıtlı vakitte telaş içinde değil de rahat rahat..."
Jimin'i gülümsetti bu cümle. Başını kaldırıp yeniden öptü dudaklarından ve kaldırmadan yutkundu. Chaeyoung tebessüm ederek güler yüzle kendisine baktı. "Sadece, bundan kimsenin haberi olmamalı Jimin."
Küçük kız dolabın içinden ikisini dinliyordu. Senelerdir ifadesiz yüzünde minik bir tebessüm oluşunca elindeki minik iğnesine baktı.
Bedenini dikerek ruhunun içine girmesini sağlamış, ve onu en uzun vakitle 12 saatlik süre şartında canlandırmıştı yeniden.
[MEZAR PARTISI: BIRINCI KITAP]
"Ne desem bilmiyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.I) | #thriller (✓)
Mystery / Thriller#WATTYS2021 YARI FINALIST KAZANANI ✓ "Gittikleri gece kulübünde baskına uğrayıp saklanmak üzere girdikleri okulda başlarına gelen felaket ile o günün bir beladan ibaret olduğunu fark eden 6 üyelik bir grubun, yaşadıklarına şahitlik edeceksiniz." (Dİ...