◄ [MP:1] - BÖLÜM 47 ►

869 120 53
                                    

(Bilgilendirme: Deney yapılmak üzere camlı bölmenin içerisinden, gaz maskesi takmış görevli şahısa saldırmak için bekleyen necronların fotoğrafıdır. -Art-)

👁‍🗨: "Yersiz düşünceler dolanıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👁‍🗨: "Yersiz düşünceler dolanıyor."

[x]

Kahvaltının ardından geçen 2 saatin sonunda Jungkook, bahçe kapısını açıp Jimin'in yanına ilerledi. "N'apıyorsun?"

Sandalyede oturmuş elindeki defteri okuyan Jimin, Jungkook'un kendisine seslenmesiyle korkarak yerinde sıçradı. "Korkuttun."

"Amacım oydu, salla boşver. N'apıyorsun?" Jungkook karşısındaki sandalyeye oturdu. Jimin'in elindeki defter dikkatini çekti. "O ne?"

"İskender kebabı." Jimin defteri gösterdi. "Sence bunun kebap olma ihtimali var mı?"

Jungkook gülerek defteri aldı. "%95."

İlk sayfasında yazanı okudu. 'Eşim Jimin'e.'

"Chae'den mi?" Jimin başını salladı. "Bir gün olur da başına bir şey gelirse diye bana günlük yazmış."

"En azından senden akıllı." Jungkook'un sözüne Jimin başını eğdi. "Hamileymiş."

"Ne?" Jungkook deftere çevirdiği bakışlarını anında Jimin'e geri döndürdü. "Ne?"

"Ölmeden önceki 1 hafta öncesinde yazmış, intihar ederken 2 haftalık hamileymiş." Dedi Jimin acıyla yutkunarak. Jungkook bile kitlenmişti. Hiçbir şey demeden şok ve sinirle Jimin'e bakıyordu gözünü kırpmadan. "Başka ne yazıyordu?"

Jimin başını iki yana salladı. "Bilmiyorum, hepsini okumamıştım."

Jungkook'un çenesi titriyordu. "O kızın karnında bir can vardı."

"Bilmiyordum-"

"Bilmediğin için o kafanı kullanamadın zaten." Jungkook ağır sözlerini kurşun misali Jimin'e sabitliyordu. "Öldüren sensin, ve bunu özür dilemekle geri getiremez ya da yok edemezsin."

Jimin dolmuş gözlerini kapattığında yaşlar aktı. Burnunu çekti. "Gerçekten, bunu asla öğrenmemesi lazımken şimdi..."

"Aldatma sebebin neydi?" Defteri cam masanın üzerine bıraktı Jungkook. Jimin derin bir nefes aldı burnunu çekerek. "Tehdit edildim."

"Ne ile?"

"Eğer," Bir eliyle gözyaşlarını sildi. "Kızla birlikte olmasaydım o gece kafama sıkacaklardı."

"Neden?" Jungkook sinir patlaması yaşıyordu şu an.

"Gece kulübünde o gece bir mafya çetesi vardı. O gün sadece bir iki kadeh için gitmiştik işteki meslektaşlarla ama onların orada olduklarını bilmiyorduk. Gecenin sonlarına doğru adamlar herkesi esir aldılar. Herkesin tek tek kafasına sıkıp milleti öldürdüler ve tek meslektaşlarımla ben kalmıştık. Mafyanın elinde tuttuğu bir kız vardı, onunla gece geçirmek için para teklif etti ilk."

"Kime?"

"Johan diye bir arkadaş vardı, ilk ona sordu o reddedince onu da tek kurşunda öldürdü."

Jungkook sabır diledi içinden.

"Herkes reddedince en son bana sordular ve... Ve..." Jimin dudaklarını birbirine bastırarak ağlamasını durdurmaya çalıştı. "Chaeyoung'un beni bir daha göremeyeceği düşüncesi yüzünden korkuya kapıldım ve kabul ettim..."

"İyi halt yedin." Aslında düşününce, oradan hiçbir şekilde kaçamazdı da. Kaçmaya çalışsa öldürülürdü, reddetse öldürülürdü. Ama...

"Peki kabul edip odaya çıktığınızda n'oldu?"

"Kaçmaya çalıştım. Kızı bayılttım, camdan atlayarak kaçmaya çalıştım ama adamlar son anda odaya girdiler ve öldüreceklerken kız durdurdu. Ve odaya da kamera taktılar, iki koruma da kapının önünde nöbet tuttu o gece."

Jungkook eliyle alnını sıvazladı. "Off..."

"İstemeye istemeye..."

"Korundun mu?"

"Evet. Şükür ki onu akıl edebildim o korkuya rağmen." Jungkook başını salladı. "Anladım."

"O çeteyi bulursam eğer, yanlarına bırakmayacağım." Dedi Jimin kaşlarını çatarak gözyaşlarını silip. "O gece mafya başının takım elbisesindeki logoyu iyice kazıdım aklıma. Bir aslan logosu vardı."

Jungkook duyduğu şeyle taş kesildi.

Aslan logosu...

[MEZAR PARTISI: BIRINCI KITAP]

◄[AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.I) | #thriller (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin