◄ [MP:1] - BÖLÜM 54 ►

836 129 63
                                    

(Bilgilendirme: Nasıl açıklasam bilmiyorum ama gece vakti ormanda ağaçların arkasında gizlenen gölgelerin gifidir desem sanırım yeterli gelir?)

(Bilgilendirme: Nasıl açıklasam bilmiyorum ama gece vakti ormanda ağaçların arkasında gizlenen gölgelerin gifidir desem sanırım yeterli gelir?)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👁‍🗨: "Bir gerçek daha aydınlatılıyor."

[x]

Jennie odaya girer girmez çantadan bir bluz ve bir eşofman altı çıkararak perdeleri kapatırken Taehyung da oflayarak yatağa oturdu. "Yoruldum arabayı sür sür sür, diğer yandan şu çenesi düşük de konuşup duruyor."

"Yat uyu. Sabah da sen süreceksin çünkü."

"Yoook, ben sürmem. Jungkook sürecek sabah. Ya da bakarız ya." Kulağını kaşıyarak çantaya uzandı. "Necronlardan kurtulmuş olmamız iyi oldu."

Jennie başıyla onayladı üzerindeki tişörtü çıkarırken. "Evet." Eline diğer tişörtü aldığı sırada Taehyung kaş çatarak elindeki çantayı yere bıraktı ve ayağa kalktı. "Bir dakika, tişörtü bırak az."

Jennie elindeki beyaz tişörtü yatağa koyup Taehyung'a döndü. "N'oldu?"

"Arkanı dön."

"Neden?" İmalı imalı baktı Jennie. Taehyung gözlerine baktı. "Merak ediyorsan eğer, tenine dokunmak için değil."

"Onu dememiştim ama neyse."

Jennie kaş çatıp garipseyerek arkasını döndükten sonra Taehyung gözlerini kısarak hafifçe eğilip Jennie'nin belinin sol tarafında yanan kırmızı ışığa baktı. "Bekle geliyorum."

"Nereye?"

Taehyung hızla banyoya ilerleyip çekmeceleri açtı ve bir bıçak olduğunu fark ederek eline alıp odaya geri girdi. Jennie bıçağı görünce dehşete düştü. "N-N-N'apacaksın onla?..."

"Bedeninin içinde bir şey var, onu çıkartacağım."

Jennie seri nefeslerle korkudan ağlamaya başladı. "T-Taehyung-"

"Söz veriyorum, acıtmayacağım. Zarar vermeyeceğim. Sakin ol." Taehyung bir elini omzuna koyarak yatıştırmaya çalıştı ama başaramadı. Jennie ağlayarak kendisine bakıyordu. "Taehyung yapma, korkuyorum yapma."

"Gerçekten zarar vermeyeceğim. Ucunu kullanacağım ve alıp çıkaracağım. Sonra zaten yardım çantasıyla onu halledeceğiz."

Jennie korkusunu bastırmaya çalışarak başını salladı. Taehyung yanağına dokunup sevdikten sonra dizlerinin üzerine çöktü. "Sol tarafını dönsen yeter, hiç kıpırdama."

Bıçağı yavaşça derisine bastırıp içeri sokunca Jennie acıdan çığlık atacaktı ki son anda elini ağzına kapatıp kendini susturabildi, fakat gözyaşlarını susturamadı. Taehyung dikkat ve odakla kaşlarını çatıp yüzünü buruşturarak genç kızın derisinin 2. Katmanına indi ve bıçağın ucuna gelen metali bıçağı hafif kaydırarak alıp dışarı çıkardı. Akan kanları genç kızın kirli tişörtüne sildi ve beline bastırdı. "Tut bunu böyle, çabuk, kan akmasını engelle."

Jennie acıdan konuşamıyordu bile, bir eliyle bezi tutarken bir eli hala ağzındaydı ve çekmeye gücü yoktu. Hala ağlıyordu acıdan. Taehyung hızla banyoya girip ilk yardım çantasını alarak geri odaya girdi ve pamuğa ilacı dökerek yarasına bastırdı. Jennie yarasına değen sıvı yüzünden derisi yanınca dudaklarını birbirine bastırıp çığlığını susturdu gözlerini kapatırken.

"Az kaldı, bitecek güzelim." Taehyung bezi çekip bir başka pamuğa farklı bir ilaç sıktıktan sonra yaranın üzerine bastırdı, bantlarla üzerini kapattı ve bir bez alarak genç kızın belini sardı sıkıca. Jennie elini ağzından çekerek dudaklarını serbest bıraktı gözlerini açarken. Taehyung ayağa kalkıp elini omzuna koyarak kendisine çevirdi. "Bitti bak."

Jennie acıyla yutkununca gözleri tekrar doldu.

"Çok mu acıdı?" Taehyung başını yere çevirip kanlanmış metal parçasını işaret ve baş parmağı arasına aldı ayağa kalkarken. "Bu."

İkisi de metal parçasına baktılar. Kırmızı ışığı parmağıyla bastırıp söndürdü Taehyung.

"Bir çip." Dedi. "Hastaları neden ameliyata aldıkları anlaşıldı."

"Bunun yüzünden bulunuyorduk, bizi takip ediyorlardı..." Jennie dehşetle Taehyung'a baktı. "Aman tanrım..."

"Çıkardığımız iyi oldu, şimdi bunu bir güzel parçalamamız gerek." Etrafa bakındı Taehyung. Jennie başını iki yana salladı. "Hayır, Jungkook, Lalisa ve Jimin'e gösterirsin."

"Onlara göstermemen lazım işte. Lalisa senden şüpheleniyor, çip çıktığını duyarsa seni suçlar." Deyip çekmeceye koydu çipi. Aklına bir fikir gelmişti.

"Burada dursun."

Arkasını dönüp geri genç kızın karşısına geldi. "Hala acıyor mu?"

"Eh, dayanamayacağım kadar değil." Jennie yatağın üzerindeki tişörtüne baktı. "Güya bir de tenime dokunmayacaktın."

Taehyung hafif tebessüm ederek genç kızın kahverengi uzun dalgalı saçlarını çıplak boynundan geriye attı. "Dokunmuş sayılmam."

"Doğru." Dedi Jennie sevinerek. "Yani hala namusum elimde."

Taehyung sessizce gülüp kıkırdayarak mırıldandı. "Namusun sende değil, bende."

Jennie kaşlarını kaldırarak bakınca Taehyung boynuna doğru eğilip öpmeye başladı.

"Biraz tuhaf bir adamsın." Dedi Jennie. "Benden 5 yaş büyük biri olmana rağmen, seni garipsiyorum."

Taehyung mırıldandı tekrar. "Hm hm." Öpmeye devam etti. Jennie direkt sordu. "Sakladığın ne var?"

Taehyung boynuna değen dudaklarını aralayarak nefes alıp verdi. "Bir şey mi var?"

"Bence var." Dedi Jennie yutkunarak. "Bunu sorduğum için üzgünüm. İlk yardımı biliyorsun, silah kullanımını, barmensin kızlarla yatıp kalkmışlığın var, insan kaybetmeyi de biliyorsun tıpkı Jungkook gibi."

Taehyung bir şey demedi.

"Kimsin sen Taehyung?"

[MEZAR PARTISI: BIRINCI KITAP]

◄[AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.I) | #thriller (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin