(BTS - Film Out)
(Bilgilendirme: Kapalı havada ipe asılmış ayakkabıların gifidir.)
👁🗨: "Yapılan her hatanın cezası vardır."
[x]
Bir boşluk vardı.
Eksik bir parça vardı.
Ellerinden kayıp giden bir kalp vardı. Bir can...
Bakışlarını yerde kanlar içinde yatan nişanlısının üzerinde tutarken acıyla yutkundu Jimin. Boğazı acıyordu, çok fazla.
Gözyaşları çenesine doğru uzandıktan sonra genç kızın bedeninin üzerine doğru düştü. Hızlı aldığı nefesleri kesikleşiyordu. Gözyaşları şiddetlenmeye başlamıştı. İçinde bir ağırlık vardı, duvarlarını içe doğru baskılayan bir kuvvet vardı.
Öylece sevdiğinin cansız bedenine bakıyordu.
Ellerini bastırdığı beton kenardan yavaşça bıraktığında boşluğa doğru savruldu. Bedeninin tutulduğunu fark ettiğinde gözyaşları ondan izinsiz akmaya devam etti.
Aktılar, genç kızın yüzüne doğru.
Bedeni geriye doğru çekilirken hiçbir tepki vermedi ağlamak dışında.
"Jimin, Jimin!"
Kulakları sesleri duyuyordu fakat işitmiyordu. Algılamıyordu. Yaşadığı şeyin şoku üzerindeydi. Birden bağırdı. Çığlık atıp haykırarak yere çöktü. Ağlaması daha da şiddetlendi. Komiser kollarını tutarak kendisine gelmesini söylerken Jimin onu duymadı. Bağırırken başını beton zemine doğru eğdi, haykırarak ağladı.
Tıpkı küçük bir çocuğun annesini kaybedişi gibi, sevdiği kadını ölüme uğurladığı için acı bir haykırış saldı göğe doğru.
"Özür dilerim... Chaeyoung..." Ağlarken mırıldandı. Sonra bağırdı. "GERİ GEL!"
Geriye dönüp bakamayacağı, sonsuz bir yola doğru adım atmıştı genç kız.
Peşinden koşmak için geç değildi.
Komiserin kollarından çırpınıp kurtularak boşluğa doğru atlamaya çalıştığında komiser onu yeniden tuttu. "JİMİN!"
Genç adam ağlamaktan şişmiş gözleriyle göğe baktı başını kaldırıp. "Geleceğim, YANINA GELECEĞİM BENİ BURADA BIRAKAMAZSIN CHAEYOUNG!..."
2. Defa dizlerinin üzerine düştüğünde yana doğru savruldu. Ağlaması dinmiyordu. Komiser kendisini ayağa kaldırmaya çalışmadı bu sefer. Sadece çömelerek elini Jimin'in omzuna koydu üzülerek.
Jimin perişandı.
Ambulans geldiği vakit, genç kızın kanlı bedenine kalp masajı yapıldı ancak genç kızın nabzı atmıyordu. Solunum yolu dahil her yolu denediklerinde başarısız oldular. Komiser hastane kapısından çıkarak doktorların başına toplandığı cansız bedene baktı üzgün bir ifadeyle.
Kurtaramamışlardı.
Etraftaki insanlar olan biteni dehşet ve korku ile izlerken komiser genç kızın bedeninin yanına geldi ve başından çıkardığı şapkayı üzerine koydu.
"Nereye gidecek?" Diye sorduğunda polis, komiser hüzünle yanıtladı. "Morg'a."
Başını arkasına dönerek yukarı kaldırdı. Jimin hala ağlıyor olmalıydı.
Elinden kayıp gittiğindeki çaresizliği yaşamanın verdiği korkuyu iliklerinde hissediyordu ikisi de.
Komiser yutkunarak polislerle birlikte arabalara binerek karakola doğru yol aldılar. Ambulans çoktan gitmişti, doktorlar dağılmışlardı.
Fakat Jimin hala aynı yerde, dizlerinin üzerine çökmüş ağlıyordu içinde bitmek bilmeyen, susmak bilmeyen acıyı söker atarcasına.
'Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim...' Başını iki yana sallıyordu kabullenemeyerek.
Chaeyoung artık yoktu.
[MEZAR PARTISI: BIRINCI KITAP]
"Tam dayaklıksın Jimin, ciddiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.I) | #thriller (✓)
Mystery / Thriller#WATTYS2021 YARI FINALIST KAZANANI ✓ "Gittikleri gece kulübünde baskına uğrayıp saklanmak üzere girdikleri okulda başlarına gelen felaket ile o günün bir beladan ibaret olduğunu fark eden 6 üyelik bir grubun, yaşadıklarına şahitlik edeceksiniz." (Dİ...