(Bilgilendirme: Kedi suratına sönüp sırıtan ay gifidir. -Gif fena-)
👁🗨: "Geri dönüş 'artık' yok."
[x]
Yaklaşık 1 saate yakın vakit sürmeye devam ederken ekip, az önce yaşadıkları gerilim ve dehşet dolu dakikaları derin nefeslerle soluklanarak atlatırken Taehyung kendilerine baktı. "Tamam, geçti gittiler. Sakinleşin."
Kızların beti benzi atmıştı. Tabii Jimin'in de.
Jungkook silahı kapatıp çekmeceye koydu ve geri kapatıp arkasına yaslandı. "Hepsi bir avuç p*çten başka bir şey değil."
"Şşşt." Taehyung kaşlarını kaldırıp susmasını söyledikten sonra önüne döndü ve yola devam ettiler.
2,5 saat sonra yolun sonuna geldiklerinde ana yola çıktılar ve nereye gittiklerini bilmeden sadece tüm bu olanlardan uzakta olmayı dileyerek yola devam ettiler.
[MP1]
2. Tünelden geçtikleri saatin üzerinden neredeyse 30 saat geçmişti. Jungkook yüzüne gelen ışıklarla kaşlarını çatarak gözlerini araladı ve uyandı. Yerinde doğrularak etrafa baktı. "Neredeyiz?"
"Stockholm'de." Diye yanıtladı Taehyung. "İsveç."
Jungkook şaka yaptığını düşünerek etrafı inceledi. Yüksek gökdelenler, geçtikleri köprünün altında şarıl şarıl akan su, modern sokaklar...
"Dalga geçiyorsun herhalde..." İnanamıyordu. "Biz şu an İsveç'te miyiz?"
Taehyung yoldan ayırmadı bakışlarını. "Kore'ye dönmek istersen seni havaalanına bırakabilirim."
"Hiç hiç hiç gerek yok, burası gayet iyi. Tanrı aşkına..."
Jungkook hayranlıkla ünlü Stockholm'ün mükemmel ötesi şehrini incelerken Taehyung kamyoneti kırmızı ışık yanında yavaşlattı ve yeşil yanmasını beklediler. O ara Jimin uyanıp kendilerine baktı. "Günaydın, neredeyiz?"
"Günaydın Jimin." Dedi Taehyung.
"Jimin Stockholm'deyiz. Stockholm'de!" Jimin Jungkook'un sözü üzerine kaş çatarak camdan dışarı baktı. Kurumuş kan lekelerinin ardından güzel manzarayı gördüğünde ağzı aralandı. "Oha, cidden İsveç'e mi geldik biz?"
Işıklar sönüp yeşil yandığında yola devam ettiler. Sağ tarafa uzanan kavşağa dönerek gökdelenlerin arasındaki yoldan ilerlediler. Jungkook ve Jimin hayranlıkla milyonlarca camdan oluşan bir sürü gökdelenin altındaki kafelerde masalara kurulmuş, harıl harıl laptop başında iş yapan insanlara bakıyorlardı. "İnanılmaz..."
İnsanlar gayet sakin ve odaklanmış biçimde işe dönüklerdi. Sokaklarda sevgililer el ele kol kola geziyorlar, arabalar binbir gürültü ile trafikte sıkışıp kalmışlardı.
"Bitmez bu trafik." Dedi bıkkınlıkla nefes vererek Taehyung. (Stockholm'de kamyonetle gezmek ha, güzel kafa Taehyung.)
İnsanlar umursamazlığın zirvesindelerdi. Kimse son model arabaların arasında üzeri kurumuş kan lekeli yeşil renk eski bir kamyonet olduğunu fark etmemişti.
"Hadi be kardeşim, ne bu uyuşukluk ya?" Taehyung direksiyona vururken camı aralayıp öne doğru uzattı kafasını. Taa uzaklara baktıktan sonra geri girdi. "Ohooo, 8 saate anca biter. Jungkook, koltuğunun altındaki çekmeceyi aç. Tavla var orada, kur onu. Birazdan başlarız. Az bir boşluk var, onu da halledip arabayı kapatırım. Millet gitsin sonra ilerleriz."
Fakat ne Jungkook ne de Jimin kendisini duymuyorlar, dışarıya bakıyorlardı. Taehyung başını çevirip kollarını açtı sabır dileyerek.
Stockholm cidden güzel bir şehirdi. Taehyung binaları ve gökdelenleri incelerken düşünüyordu.
Bir an önce kalacak bir yer bulmalılardı.
[MEZAR PARTISI: BIRINCI KITAP]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.I) | #thriller (✓)
Mystery / Thriller#WATTYS2021 YARI FINALIST KAZANANI ✓ "Gittikleri gece kulübünde baskına uğrayıp saklanmak üzere girdikleri okulda başlarına gelen felaket ile o günün bir beladan ibaret olduğunu fark eden 6 üyelik bir grubun, yaşadıklarına şahitlik edeceksiniz." (Dİ...