BÖLÜM 25 ~A~

1.2K 883 111
                                    


🌷~~Aşk ile yaptım bu işi
Elimle seçtiğim dilber
Yarin olmuşu ermişi
Şefkatte anneye değer~~🌷

○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○

SEÇİL

Kan olan mermerler, çökmüş mezar ve mezarın üstünde kanın kuruduğu bir silah. Ne demekti bu. Ne olmuştu afiraya? Kanlar kime ait? Mezar neden boş annem vardı benim orada kendi ellerimle verdim annemi toprağa. Başımın döndüğünü hissediyorum. Yerimde sendeleyince yavuz tuttu beni. Mezarın başına oturup ağlamaya başladım hem ağlıyordum hem de bir şey olmasın diye dua ediyordum.

Kanlı silahı elime aldığımda inceledim tetiğin olduğu yerde afiranın taktığı annemin kolyesi vardı. İnciltmekten korkar gibi kolyeyi alıp boynuma taktım kan olmuştu o da. Gözyaşlarımı silip toprağı tırnaklarımla kazımaya başladım.

Derinliğe ulaştığımda çürümüş parçalanmış bez parçaları gelmeye başladı elime. Yavuz da benimle beraber çabalıyordu. Biraz daha kazdıktan sonra elime kemik parçaları gelmeye başladı. Elime aldığımda sanki  yeni çürümeye yüz tutmuş kemik parçalarıydı bunlar. 

"Yavuz bunları bizim DNA mızla eşleştirelim. "

"Tamam ben bunları örnek için polise veririm"

Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. İki ihtimal var. 1. Annem ölmedi. 2. Mezarı başka yere taşındı. Hangisi gerçekti. Yavuza baktığımda telefonda konuşurken gördüm. Zar zor ayağa kalktığımda yavuz telefonu kapatıp yanıma geldi.

"Ne oldu kardeşimden haber var mı? İyi mi afira? Konuşsana"

"Abla bir sakin ol. Hala arıyorlar polisler  evde bizi bekliyor. Hadi gidelim bulacağız afirayı"

Yavuza tutunarak arabaya bindim. Afiranın telefonuna baktığımda ekran kilidini açtım. Ekranda üçümüzün fotoğrafı vardı. Afiranın yüzünde kan izleri. Bu görüntü daha çok ağlamama neden oluyordu.

Eve geldiğimizde polisler evin önündeydi. İçeriden gelen zeynep koşarak bana sarıldı. Ben ağlarken o da ağladı. Hep beraber eve girdiğimiz de etrafa baktım. Babam ve emre bir köşede ağlarken kazım amca polislerle görüşüyordu. Ayşe teyze beni görüp yanıma geldi.

"Ağlama kızım ağlama bulacağız kızımızı bir şey olmadı"

"Çok korkuyorum ya bir şey olursa"

Sarılmayı bitirip elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Zeynep de benim yanımdaydı. Lavabodan çıkıp afiranın odasına gittim. Polisler odayı inceliyorlardı. Odaya girince kendimi afiranın yatağında otururken buldum. Genç polis yanıma gelip çekingen bir tavırla konuştu.

"Şimdi zamanı değil ama size bir kaç sorumuz olacak"

"Tabi"

"Kardeşinizin düşmanı var mı? Yada herhangi belalısı"

"Kardeşim avukat benim. Kazandığı davanın karşı taraftaki vekili kardeşimi ana hedef aldı. Karısından boşadı diye."

"İki gün önce hapisten kaçan mirza aykan dan mı bahsediyorsunuz?"

"Evet"

"Onunla ilgili izlerimiz sürüyor hala. Kardeşiniz en son kiminle konuştu biliyor musunuz?"

"Bilmiyorum. Ama telefonu burada"

Afiranın telefonunu ellerine verdiğimde poşetin içine koydular kanlı silahın yanına.

AFİRA Basıldı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin