BÖLÜM 46 ~A~

1K 747 96
                                    

🌷~~Kadının zayıflığına dayanan kültürel şartlanmanın sebebi kadının güzelliğine duyulan saplantı değil kadının sadakatine duyulan saplantıdır.~~🌷

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Elimde ki dosyayla bereber son olarak tuttuğum notları gözden geçirdim. Oturduğum yerden olacak iş değildi bu. 15 yaşında bir anne, anneyle kayıp bir bebek. Elimde ki dosya da kızı alan arabanın plakası, giriş ve çıkış saatleri ve kızın yaşadıkları. Elimde sadece bunlar vardı.

Dün gece rahat bir uyku çekmiştim yavun yüzünden uyumayacağımı bildiği için ilaçlarımla beraber uyku ilacı da almıştım. Tabi bunları duyan annem olan kişi benim kızım büyümedi hala çocuk oyunları için de. Madem büyümedim neden şuan yanın da tutmak istiyor beni.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç bir şey yapamıyorum "

"Baya bir yol katlettin aslında bazı çoğu şeye ulaşmak benim için zordu"

"Sen elindekileri kullanmayı bilmiyorsun."

"Afira bana ters yapmayı bırak ben senin annenim."

"Of yeter ya her konuşmamız da ben senin annenim deyip durma bana ölen annemi hatırlatıyorsun. Şu kayıp kızı bir bulayım hiç vakit kaybetmeden türkiyeye geri döneceğim."

"Sakın böyle bir şey yapmayacaksın. İşin bitmeden gidemezsin izin vermiyorum."

"1 istediğimi yaparım. 2 geri kalan işlerimi Türkiye de huzurlu olduğum yerde çalışacağım. 3 senden izin alan yok"

Eşyalarımı topladıktan sonra kapıyı açtım. "Nereye " Diyen anneme bakmadan "korkma şimdi Kaçmıyorum kızı bulmaya gidiyorum" annemi arkada bırakıp hole çıktığım da zelal ve yavuz yanıma gelmişti. Ya o değil de benim için çalışanlar ne güzeldi ya işini eksiksiz yapıyorlar.

"Benim yapmam gereken bir şey var mı efendim "

"Hiç olmaz olurmu? Korumalardan birini al bilindik sokaklarda bir kaç ip ucu topla bir de kızın annesinden yeni bilgiler ala bilirsen güzel olur"

"Tamam efendim"

Zelal çıkarken yavuz bana bakıyordu. Dosyaya yeni notlar alırken "Niye bakıyorsun" dedim.

"Güzele bakmak sevapmış"

"Güzel bakmak sevap biz de ama insan insana değişiyor  tabi"

"Nasılsın?"

"Meşgul "

"Anladım"

"Hayret."

"Ben de geliyorum seninle"

"Gel"

"Ne dedin sen?"

"Gel dedim"

"İyisin demi ateşin falan yok. Sen böyle sakince gel deyince güzel oluyormuş. Sen hep sakin mi kalsan düne göre çok sakinsin valla böyle kal"

"Saçmalama yavuz dün beni çıldırtan sendin. Konuyu hiç açma"

"Tamam bir şey demedim farz et"

Kapıyı açıp dışarıya çıktığımızda korumalardan birisi koşarak yanımıza geldi.

"Efendim araba hazır"

Bir şey demeden yavuz'la bereber bizim için açılan kapıdan arabaya bindik.

"Nereye gidiyoruz efendim ?"

AFİRA Basıldı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin