FİNAL

1.4K 582 33
                                    

🌷~~Bir kadın yalnızca sevdiği adama yüzlerce şans verir.~~🌷

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡ 


"İşte benim annemle babamın hikayesi de böyle. Çok zorlu yoldan geçtiler annemle babam. Ben annemden öğrendim Pes etmemeyi, savaşmayı, kıymet bilmeyi "

"Peki babandan hiç bir şey öğrenmedin mi?"

"Babamdan annemi öğrendim ben. Bence her şeye rağmen en güzel babam sevdi annemi en güzel babam baktı anneme. Benim babam en güzelini yaptı annemi sevdi."

"Peki biz anneni tanıyoruz. Bir de senden dileyelim anneni."

"Benim annem; namusunu korudu diye özgecan aslan, kuzeniyle görüldü diye öldürülen Dilara ve daha onlarcası. İşte annem bu kadınların sesi ve daha fazlası olmaya çalıştı. 

Zaten en başta dedemle anneannemin hikayesini anlatmıştım.  Dedem kızıyordu böyle olaylara anneannemin de işi bir mit görevlisi olmaktı. Anneanneme sadece annem yardım edebilirmiş. Ne teyzem ne de dayım annemin yaptığı başarıyı yaptı.

Benim annem belki diğer insanlara bir umut olarak kadınların sesi olmaya çalıştı. Ve başardı da artık kadınlar annemden güç alarak kendilerini biraz da olsa korumaya başladı."

"Dediniz ki kadınlar artık annemden biraz da olsa güç alarak kendini korumaya başladı. Peki ya çocuklarımız onlar kendilerini nasıl koruyacaklar?"

"Çocuklarımız kendilerini korumak istemeyecekleri kadar saf ve iyilik dolular.  Biz büyükler olarak onları korumak yerine daha çok masumları hayatları boyu unutamayacağı şeyler yaşatıyoruz.

İstismarlara neden dur demiyoruz? Melekleri neden kirletiyorsunuz? Çocuklar size ne yaptı? Çocukların istediği anne ve baba sevgisidir arkadaşı olmasa bile hayalini kurar mutlu olunur. Siz neden bu mutluluğu elinden alıyorsunuz?

Dünya kadın şiddetine alışmış durumda artık ama her ölen bir kadın dünya da çok şeyi kapsıyor."

"Mesela neyi kapsıyor?  "

"Evladın annesizliğini bir annenin evlat acısını. Ne oldu peki öldürdünüz elinize ne geçti? Bir anneyi bir evladı aldınız sırf bu yüzden sadece her şeyi olan bir katilsiniz.

Her annenin evladı için dedikleri vardır. Ben bir kadınım, geleceğin annesiyim. Ve eğer kızımıza el uzatan olursa; poliste te benim, kanun benim.  Savcıda benim, hakim de benim. Ve sözüm olsun ki kızıma dokunan pisliğin eceli de benim. Bu söz sosyal medya da baya gündem olmuştu.  Çok haklı  bir söz. "

"Güzel açıkladınız.  Peki sizce bu tür şeylere  uygulanan cezalar size göre nasıl?"

"Ben bir adalet göremezken bu neyin cezası. Adam karısını öldürüyor iki ay hapis yatıyor ekmeğini, suyunu, yatacak yerini veriyorlar. Bir kadının bedeli bu mu iki ay hapis mi?

Eğer bir kadın erkeği öldürüyorsa neden yılları gidiyor sonuç ta o da bir katil. Neden kadın erkek cezası aynı değil. İkisi de can sonuçta kadının canı ağır basarken. Neden erkeklere kadınları öldürme özgürlüğü tanıyorsunuz? Adalet istiyoruz."

"Peki bu cezalar sizce nasıl olmalı?"

"İDAM İLE ÖLDÜRÜLMELİ"

"Zaten idam deyince öldürülüyor. Neden tekrar ölmelerini istiyorsunuz erkeklerin "

"Birincisi herkesin bildiği idam yasası 2004 de kadar devam ediyordu. Sizin bildiğiniz herkesin bildiği idam sadece idam etmek birini asmaktır. Öldürmek değil. Size ipten adam almanın hikayesini anlatayım mı? "

"Olur seve seve dinleriz "

"Bir tarihte varlıklı bir İngiliz, ağır bir suç işlemiş. O suçun cezası idam.

Adam hemen İngiltere’nin en şöhretli avukatını tutmuş. Avukat demiş ki, “Merak etme! Ben seni kurtarırım.”

Mahkeme başlamış. Avukat savunmasını yapmış ve hakim kararını açıklamış; “idam”.

Avukat, hapishaneye gitmiş, müvekkiliyle konuşmuş, “Merak etme, seni kurtarırım.”

“Nasıl?” diye sormuş adam.

Avukat, “Bu işin temyizi var. Temyiz idamı bozacak.”

Dava dosyası temyize gitmiş. Temyizin kararı belli olmuş : “Mahkeme kararının onanmasına… Sonuç: idam.”

Adam, “hani beni kurtaracaktın!” diye avukatına çıkışmış. Avukat hala sakin, “Merak etme, seni kurtarırım. Daha her şey bitmedi. Konu avam kamarası’na gelecek.”

Gerçekten, avam kamarasına gelmiş, konuşulmuş. Sonunda parmaklar kalkmış, “idam”.

Adam sinirli mi sinirli, avukat da sakin mi sakin. “Merak etme seni kurtarırım. Lordlar kamarası idamı geri çevirir, endişen olmasın.”

Lordlar kamarası da toplanmış, olayı incelemiş, kararını vermiş: “idam”

 Adam, elinden gelse avukatını bir kaşık suda boğacak ama avukat hiç oralı değil. “Merak etme, seni kurtarırım. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilmez. Kraliçe bu kararı bozar.

Dosya kraliçenin önüne gelmiş. Kraliçe de imzayı basmış: “idam”

Londra’da bir meydanda idam sehpası kurulmuş. Hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Adamın avukata dönük bakışlarından alev fışkırıyormuş.

Avukat ise adama “sus” işareti yapmaktaymış ‘merak etme, seni kurtarırım’ gibisinden. Meydanda cellat, yağlı ilmeği adamın boynuna geçirmiş. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurmuş.

Adam ipte sallanmaya başlarken, avukat yerinden fırlamış, cebinden çıkardığı bıçakla adamın boğazındaki ipi kesivermiş.

Adam, zar zor nefes alır vaziyette yere yuvarlanmış. Hemen hakimler, savcılar koşup gelmişler, “Avukat, sen ne yaptın!”

Avukat, İngiliz ceza yasasını cebinden çıkarmış;

“Yasada, müvekkilimin işlediği suçun cezası idam ve siz de onu idam ettiniz ama yasada ‘idam edilerek öldürülür’ diye bir hüküm yok. Bu durumda, ceza infaz edilmiş sayılır.”

Bunun üzerine İngiltere’de bir hukuk tartışması başlamış. Kraliçe, avukatın bu becerisinden dolayı adamı affetmiş ve İngiliz ceza yasasının idamla ilgili maddesi yeniden düzenlenmiş:

İdama mahkûm edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür.

O tarihte tv yok, büyük gazeteler yok, iletişim patlaması yok ama olay dilden dile, bütün dünyaya yayılmış. İşte, “ipten adam alma” işinin aslı…

Yani diyeceğim o ki idam değil idam ile öldürülmeli olmalı yasa ama maalesef 2004 de bu yasa kaldırıldı. Çocuk istismarlarına kadın cinayetlerine bu yasa getirilmeli."

"Çok doğru çok da güzel Dediniz. Son bir sorumuzun ardından sizinle vedalaşıyoruz"

"Öykü hanım bu hayatta en çok neyden gurur duyuyorsunuz?"

"ANNEMİN KIZI OLMAKTAN. AFİRA ATEŞ'İN KIZI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM"

Bir avukat olarak seminer için bana ayrılan sürenin sonuna gelmiştik. Kırışmasın diye özenle koluma koyduğum cübbemi ve arabamın anahtarını sağ eline alarak çıktım binadan. Babam bu yönden hep anneme çektiğimi söylerdi bence haklıydı da.

Adliyeye gittiğimde koridorda annemi gördüm yine yüzünde bir zafer vardı. Anlaşılan davayı kazanmıştı her zaman ki gibi bu davalar annemin bilmem  kazanan davasıydı. Evet ben gerçekten AFİRA ATEŞİN kızı olmaktan gurur duyuyorum.

Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi unutmayın. Çokça kalppp.

AFİRA Basıldı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin