BÖLÜM 28~İ~

1.1K 825 105
                                    

( meyda ki müzikle okuyun lütfen)

SEÇİL

Kardeşimin yerini bulmuştuk sonunda. Kavuşmayı heyecanla beklerken içim de ki korku kendini tekrar tekrar gösteriyordu. Allahım ne olur bir şey olmasın. Akrabamız olduğunu iddia eden adamın istediği ve kaanın bize yerini belli ettiği konuma gidiyorduk. Dağların içinden geçerek taşlı yola girdik polisler önde biz arkada hızla ilerliyorduk.

Terk edilmiş gibi aynı anda insan yaşıyormuş gibi görüntüsü vardı yazlığın. Arabadan indiğimiz de korkum had safhaya çıkmış nefesimi kesiyordu.

Polisler ısrarla teslim olmasını söylüyorlardı kaana ama evden çık çıkmıyordu. Evin uzağında ağaçlara dolanmış şeritlerin arkasında bekliyorduk. Yaşlı gözlerimle emreye baktığımda o da benden farksızdı.

Polislerin hareketlenmesiyle birbirimize baktık. İçeriden bağırma sesleri geliyordu. Kardeşimin sesiydi bu. Polislerin komutuyla sessizce beklemeye başladık.

İlk önce savrulan rüzgardan kardeşimin saçları göründü. Sonra da kendisi benim kardeşim yaralı bir şekilde çıktı o evden. Elini karnına bastırmış sendeleyerek yürüyordu. Şeridin altından geçip kardeşime doğru yürümeye başladım. Ne yapmışlardı benim kardeşime. Derin sessizliğin ortasında patlayan bir silah nefesler durulduğunda kardeşimin derin nefes alışı vurulmuştu benim kardeşim. Dik durmakta zorlanırken bana doğru gelmeye çalışan kardeşime yavaşça yaklaşıyordum. Aramızda üç adım kalmışken bir silah daha. Kardeşime gelmişti o kurşun. Ben dokunmaya kıyamazken kanını akıttılar kardeşimin.

Artık yürümekte zorlandığı belli adımlar ağırlaşmış eli karnından düşmüş bana doğru gelmekte olan kardeşime baktım. Yere düşeceği sırada kollarıma yığıldı benim kardeşim.

"AFİRA"

Dünya durdu sanki. Etrafta duyulan silah sesleri çığlıklar ambulansı arayın bağrışları. Ne ifade ediyordu. Kollarımda yaralı bir şekilde yatan kardeşime baktım ne olmuştu ona böyle kan lekesi yakışmadı benim kardeşime.

"Afira kalk ben geldim. Yalvarırım emre bir şey yap kardeşim ölüyor emre yardım et"  hıçkırıklarımın arasında ne dediğimi bilmiyordum. Yüzüme değen elle kardeşime baktım. Gözyaşlarımı siliyordu.

"A-ağlama an-annem"

Yüzüme değen elini öptüm gözyaşlarımın arasında. Gözyaşlarım elinde ki kanı temizlemek için yol açıyordu.

"Yorma kendini dayan bulduk seni kavuştuk ablam"

"B-BEN A-NNEME GİD-GİDİYORUM AB-ABLAM AĞ-AĞLAMA"

Yüzümden düşen eli içimdeki feryadı ortaya çıkarttı.

"Hayır hayır aç gözlerini bana bak. Uyuma yalvarırım uyuma. Annem ölmedi afira uyan lütfen. Durmayın öyle yardım edin. Kardeşim ölüyor emre bir şey yap. Menekşem soluyor."

Ellerimle kardeşimin yüzünü okşuyordum. Canım benim yapma bunu bana yalvarırım aç gözünü. Kafamı kalbine koyduğumda çok yavaş atıyordu. Ağlayarak mırıldanmaya başladım.

"Ölmedi benim kardeşim ölmedi. Ölüm böyle yakışmadı sana. Uyan ne olursun uyuma durma öyle kalk. Soldurma menekşemi"

Ambulansın siren sesleriyle kafamı kaldırdım zorla. Yavuz kucağımdan kardeşimi alıp ambulansa doğru koşmaya başladı. Bizde yavuzun peşinden gidiyorduk. Yavuz kardeşimi sedye ye yatırdığında kan olmuştu beyaz çarşaf. Kardeşimin yanına ben bindiğimde emreyle yavuz arkadan arabayla geleceklerdi. Ambulansın acı şekilde bağrışları içimden bir şeyler kopmasına neden oluyordu. Ambulans son sürat devam ediyordu. Cansız yatan kardeşimin bedenine bakıp.

AFİRA Basıldı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin