Ben yalnız bir çocuktum. Babam ölmüştü ve annemle yaşamaya çalışıyordum. Bunları yaparken ölüm kelimesinin o sonsuz anlamının bu kadar eksik hissettireceğini bilmiyordum. Sadece annem gibi olmaya çalışıyordum o kadar. Arkadaşım diyebileceğim hiç kimse yoktu. Sıkıntılarımı paylaşacağım ya da omzunda ağlayabileceğim bir insan hiç olmamıştı. Annem de beni bırakıp gittikten sonra daha da çok içime kapanmıştım. Onarılmasının imkansız olduğunu anladığım kalbimin parçalarını içime gizleyip hayatıma devam etmiştim. Sanki hiç kırılmamışım gibi. Hiç üzmemişler beni sanki.
Güçlü gözükmek zorundaydım. Eğer insanlar güçlü olduğumu zannederlerse kendimi güçlü hissetmeye devam edebilirdim. Gururluydum. Belki olması gerekenden daha fazlaydı gururum. Kibirliydim, kinciydim. Ama bu hale gelene kadar yaşadıklarım kimsenin umrunda değildi. Kötülerinde bir hikayesi vardı. Ama bunun için düşünülmeye gerek duyulmazdı çünkü kötüydün. Senin tek olduğun buydu.
Harry beni ruh ikizimdi. O güçlü görünmek için kötüydü. Ona baktığım zaman kendi yansımamı gördüğüm zaman gördüğüm zaman aşık olmuştum. Bu eski ben için kocaman bir hataydı. Gururum için ise tam bir kabus. Ben yine de onu seçmiştim. Kendime rağmen.
Pes etmek için çok geçti. Cam kırıklarının üzerine ilk adımını korkusuzca attıktan sonra diğer adımlar o kadar acıtmazdı. Ben ilk adımımı atalı çok olmuştu. Geriye dönmek sadece aptallık olurdu. Her şeyin yalan olduğunu öğrenmiş olsam bile.
''Ne demek insan mı? Neden bahsediyorsun sen? Bunun bu konuyla ne alakası var?'' Harry'nin elinden kurtularak tuvaletteki aynaya koşarken kötü kimliğimi yüzüme yerleştimek için uğraştım. Aynada gözlerime baktım. Bir insanın gözleri olmadığını nereden bilebilrdim ki?
''Clara senin bildiğinin aksine tam bir melez Harry.'' Aynadaki yansımama gülümserken gözlerimden yaşlar süzülüyordu. ''Sana inanmıyorum!'' Harry bağırdı. Ellerimi duvara dayayarak hıçkırıklarımı bastırdım. Kendime gelip de dışarı çıkmak için hazırlandığımda olduğum yerde kaldım.
''Clara benim kardeşim.'' Ayaklarım titremeye başlamıştı. ''De-dekilerin gerçek değil!'' Dizlerimin üzerine yıkıldım. ''Annen onun ve annesinin yüzünden öldü.'' Başım dönmeye başlamıştı ve kusmak üzereydim. Önümü göremeyecek kadar çok ağlıyor olmalıydım. ''Onun annesini de senin baban öldürdü.'' Doruk Harry'nin üzerine yürüyordu. Harry ise geri adım atıyordu. Titreyen ellerimi duvara dayayarak Harry'nin yanına adımladım. ''Siz aşık olamazsınız.'' Harry yumruğunu Doruk'un yüzüne geçirdi. Doruk güldü ve Harry'ye baktı. ''Bu attığın yumruk gerçekleri değiştirmeyecek. Bu yüzden seni affediyorum. '' Ve odadan çıktı.
Dizleri üstüne yıkıldı. Onu ilk defa böyle gördüm. Uzayan saçları yüzünü kapatsa da ağladığını hissedebiliyordum. Kendimi onun yanına bırakırken ondan farkım yoktu. Kötü olmamızın sebebi bizdik. Bu hale gelmemizin tek sebebi kendimizdik. Kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı. Hissiz gözleri gözlerimi delip geçti.
Aşkımız bunun için yeterli güçlü müydü?
Savaşabilecek kadar iyi olabilecek miydik?
Yüzlercesine karşı iki kişi?
İmkansızdı.
Kaybetmiştik. Her şeyi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALİEN
FanfictionBüyüdüm. Büyüdükçe kabalaştım, soğuklaştım, umursamaz oldum. Büyüdükçe duygularımı gizlemeyi öğrendim. Büyüdükçe insan olmayı unuttum. Ben bir uzaylıyım. Gerçek bir uzaylı. Bir yaratık olmadığım zamanlarda insan olmam gerekirken bile uzaylıyım ben...