Teklifi kabul etmesine inanamıyordum. Gerçekten biri önümde kendisini beyninden taramalı tüfekle vurup ölse ve anında dirilse daha az şaşırırdım. Ya da şaşırmazdım. Tamam. Saçmalamayı bırak Clarie. Şimdi uzaylıların ne olduğunu ve kendinin neden burada olduğunu öğrenmekk gibi akıllıca bir şey yapacaksın.
''Tamam. Dinlliyorum.'' Rahat bir tavırla konuşurken derin bir nefes aldım. O ise bana baktı ve güldü. Ben de güldüm. Galiba varoluşları biraz komikti. Sonra birden ciddileşti. ''Teklifi sen sunduğuna göre ilk sen anlatacaksın.'' Ama? Ben mi anlatacağım? İlk sen anlatsaydın ya. Üf. ''Sen de teklifimi kabul ettin. Sen anlat ilk.'' Güldü. ''Ben bir beyefendi gibi ilk önce hanımlar kuralına uyacağım galiba.'' Tabi canım. Tam bir İngiliz beyefendisi. Hatta İngiliz uzaylısı. ''Ben de modern bir kadın olup kadın erkek eşitliğini öneriyorum. O yüzden ilk sen anlat.'' Şirin bir gülümseme gönderdim. Kaşlarını çattı. Tamam. Galiba uyuyan devi uyandırdım. Şimdi bu yeşil kulaklı o tuhaf yaratıklara dönüşevir falan. Susayım en iyisi. ''Sınırlarını zorlama insan.'' Otoriter ses tonuna karşı derin bir nefes aldım. Eğer merak etmeseydim ben sana çok güzel anlatırdım bunları ama merak işte.
''İyi.'' Derin bir nefes alırken sinir olan bir gülümseme ile bana bakıyordu. Geçireceğim şimdi şunun suratına Clarie yumruğunu. ''Ben küçükken babam ölmüş. Ben annem ile kalıyordum tabi doğal olarak. Annem benim her şeyimdi. Hayatımın en değerli anlamı o. Ama babamı görmeme rağmen özlüyordum. Annem bana onun bir yıldız olduğunu söylemişti. Her gece uyumadan önce yıldızlarla konuşurdum. O gün ne yaptıysam ona anlatırdım. Benimle gurur duysun isterdim. Bunun konuyla alakası yok. Öyle tuhaf tuhaf bakma. Ben altı yaşındayken annem beni lünaparka götürecekti. Araba kiralamıştı. O kullanıyordu ben de arkaya oturmuştum şarkı söylüyordum. Annem emniyet kemerimi takmamı söyledi. Ben de takmak istemediğimi. Birkaç defa daha uyardı ama ben takmadım. Arkaya eğilerek emniyet kemerimi taktı tam o sırada bir kamyona çarptık. Annem benim için emniyet kemerini çıkarmıştı. Kamyon patlamadan önce beni çok sevdiğini ve asla bırakmayacağını söyledi. Bana sarıldı. O zaman bunun beni korumak için olduğunu anlamamıştım. Sadece ona gülümsedim. Sonra kamyon patladı bunun üzerine bizim arabamızda patladı. Uzun süre içeride kaldım. Annem arabada o saniye ölmüş. İçeride o şekilde kaldıktan sonra bu korku başladı. Onu çok özledim. 14 yıldır her zaman yanımdaydı sanki. O zaman beni korumuş olması ihtimali beni katil gibi hissettiriyor. Eğer emniyet kemerimi taksaydım bu olmayacaktı. Benim suçumdu Harry. Benim suçum.'' Ağlamam şiddetlenmişti ve oda yine üstüme üstüme geliyordu. Dizlerimi kendime çektim ve hıçkırmaya başladım.
''Bana bunu yaptırdığına inanamıyorum.'' Ne dediğini bile tam kavrayamamışken sert bir şekilde belimden çekti ve beni kendine yasladı. Kafamı göğsüne yasladı ve bana sarıldı. Kafasını kafama ysaladığını tahmin edebiliyordum. Bana en son birinin sarılmasının üzerinden 14 yıl geçmişti. Gözlerimden yaşlar boşalırken ellerimi korkakça onun beline sarıldım. Bana daha sıkı sarılırken gerçekten fazla sesli bir halde ağlıyordum. ''Şşt Clara geçti. Şşt. Senin suçun değildi.'' Nefesini kafamda hissediyordum. ''Benim suçumdu.'' Saçlarımı okşamaya başladı. Ağlarken gözlerim ağırlaşıyordu. Yavaş ve acılı bir şekilde uyudum. Son duyduğum ses ise onun sesiydi.
''Senin suçun değildi.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALİEN
FanficBüyüdüm. Büyüdükçe kabalaştım, soğuklaştım, umursamaz oldum. Büyüdükçe duygularımı gizlemeyi öğrendim. Büyüdükçe insan olmayı unuttum. Ben bir uzaylıyım. Gerçek bir uzaylı. Bir yaratık olmadığım zamanlarda insan olmam gerekirken bile uzaylıyım ben...