Mavi gözleri, gözlerimi delip geçti. Altı yaşıma geri döndüm birden. Yanıma geldi ve gözlerime baktı. Ardından mavi gözleri irileşti. Ayağa kalkarak saçlarına dokundum. Sarıydılar. O benim tek gerçek arkadaşımdı. Onu hiç unutmamıştım.
''C-clara?'' Ağzından adım çıkar çıkmaz kollarımı onun boynuna sardım ve kafamı göğsüne yasladım. O da hemen belime sarılarak kafasına saçlarıma gömdü. Bir kez konuşmamız çok tuhaftı değil mi? ''Hey ne oluyor!'' Sinirli ses demin kiminle öpüştüğümü hatırlattı bana. Niall gülümseyerek geri çekildi ve beni baştan aşağıya süzdü. ''Vay canına haklı çıktım.'' Anlamazcasına gözlerimi kıstım. ''Seninle karşılaştığımızda sen 6 ben 8 yaşındaydım. Doğal olarak kızlar ilgi alanıma girmeye yavaş yavaş başlamıştı.'' Yüzümü buruşturarak geri çekildim. ''Niall senin kafanı vücudundan ayırıp gö*üne sokmadan önce bana ne olduğunu açıkla.'' Niall işaret parmağını kaldırarak bir dakika durmasını istedi. Harry'nin gerildiğini hissettim ama ses çıkarmadım.
Harry'nin yanında dura dura ben de sadist oldum galiba.
''O zaman o kadar güzeldin ki.'' Elimle yüzümü kapattım. ''O zaman sana atacak bir topum vardı şimdi yok. Ama yine de atacak bir şey bulurum.'' Dedim kaşlarımı kaldırarak. Niall güldü. ''Bu sefer beni nasıl sakat bırakacaksın merak ediyorum. Ama önce, üst yemyeşil oldu. Nedenini biliyor musun diye soracaktım.'' Harry arkamda gülüp odaya bakarken ben kızarmıştım. Anlamış mıydı acaba? ''Demin Clara'yı-.'' Sözünü kestim. ''Onu çok sinirlendirdim o da birden parladı. Gerçekten parladı yani. Obsidiyen'i biliyor musun? Daemon Black var orada. O benim ilk on aşkımdan biridir. Böyle en yakışıklı uzaylı. Bu arada ben uzun zamandır Patch'i görmedim. Benim yakışıklı meleğim. Öyle habersizken kaçırıyorsunuz. Sonra ne oluyor? Yanıma ne kitap alabiliyorum ne de telefon. Yani ne kadar vicdansız suçlularsınız siz böyle. Benim en değerli şeylerimi benden nasıl ayırırsınız? Siz benim ne hissettiğimi nereden bileceksiniz. Hepiniz aynısınız! Hepiniz katıksız odun, ot verilmemiş öküz gibisiniz. Lisede de sizden çok vardı. ''
''Kapa çeneni!'' Oh tamam. Öyle olsun. ''Niall beni burada katliam yapmaktan alıkoymak istersen hemen çeneni kapatıp buradan çıkarsın.'' Elimi havaya kaldırarak sessiz olmasını işaret ettim. ''Bileklerin gerçekten çok kötüler. Harry mi?'' Elimle yüzümü kapatarak sain olmaya çalıştım.
''Harry eğer olduğun yerden bir dım bile hareket edersen gözünü midene sokarım. (Solucan candır.)'' Harry adım atmadan hemen önce konuştum. ''Ve Harry yapmadı Niall. Bir gün tam burada yatarken beni alıp bir odaya götürdüler. Vücuduma bileklerimden büyük ölçüde elektirik verildi. Eğer bu konu hakkında bir şey daha söylersen kendime bir top bulurum.'' Gülümseyerek ikisinin yüzlerine baktım. İkisi de ağızları açık bakıyordu.''
''Tanrım. Gerçekten salaksınız.'' İkisinin yüzleri hala aynı ifade ile bakmaya devam ediyordu. ''Ben çıkayım da siz rahat rahat flört edin.'' Hala ses vermiyorlardı, kaşlarını çatmış birbirlerine bakıyorlardı. ''Bir örümceğe aşık oldum ve onunla evleneceğim.'' Buna da tepki vermediler.
Peki. Ben de sert oynarım. ''Zayn'e aşık oldum.'' Harry daha çok kaşlarını çattı.
''Sen ne dediğini zannediyorsun? Seni öldürürüm! Çık git konuşacağız sonra!'' Kaşlarımı çattım. ''Çıkayım mı? Gerizekalı! Ne biçim bir uzaylısın! Gidiyorum açın kapıları!'' Gözlerini devirdi ve yüzüme baktı. ''Seninle konuşmuyorum insan.'' Şaşkın bir şekilde ona baktım.
''Ruhlarla iletişime mi geçiyorsun!'' Bana sanki ben Obama'ya aşığım demişim gibi baktı. Ben de ona mezarını kazarım bakışlarımdan attım. ''Niall ile konuşuyorum.'' Bıkkın bir şekilde konuştu.
''Harry sen deliriyorsun.'' Elleriyle yüzünü kapattı ve ağlar gibi yaptı. Elimle onu göstererek Niall'a baktım. ''Gerçekten deliriyor.'' Güldü.
''Clara çeneni kapa ve yatağa yatarak dinlen!'' Oh! Gerçekten deliriyor. Ayakta dikilerek trip atmaya başladım. En sonunda Niall dışarı çıktı. ''Ne oldu?'' Bir de soruyor ya öküz. Cevap falan vermeden yatağa yattım ve yorganı boynuma kdar çekerek ona kıçımı döndüm. ''Ya ne oldu dedim?''
Sessiz durduğu için öldürülen kız olarak haberlere çıkmayacağımı bildiğim için susmaya devam ettim. Ne yani? Burada öldürülsem beni ancak köpekler bulurdu. Bırakın gazeteye çıkmayı mezarım bile olmazdı.
''Clara demin öpüştüğümüzün farkındasın değil mi?'' Ağzım açık kaldım. ''Teorik olarak sen beni öptün. Demin etrafa yeşil ışık saçıp, bana bağırdığının farkında mısın?'' Arkama dönerek sordum. Güldü. ''Konuştuğunun hala farkında değilsin değil mi?'' Ups! Unuttum. Bozuntuya vermedim. ''Farkındayım.'' Ona bakarak kafamı yastığa dayadım ve gözlerimi kapattım.
Birkaç dakika sonra gözlerimi açıp etrafa baktığımda gittiğini gördüm. Yeşil ışık kaybolmuşda içime dolmuş gibi hissediyordum. Gözlerimi kapattım ve bir daha aynı hatayı yapmamayı kafama koydum. O bana en çok zarar veren kişiydi. Beni öpmesine bir daha izin veremezdim.
Gözlerim kapanmadan önce bilinçaltım kulağıma fısıldadı. ''Beyninin izin vermeyeceğine eminsin, kalbin?''
![](https://img.wattpad.com/cover/16826100-288-k433389.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALİEN
FanfictionBüyüdüm. Büyüdükçe kabalaştım, soğuklaştım, umursamaz oldum. Büyüdükçe duygularımı gizlemeyi öğrendim. Büyüdükçe insan olmayı unuttum. Ben bir uzaylıyım. Gerçek bir uzaylı. Bir yaratık olmadığım zamanlarda insan olmam gerekirken bile uzaylıyım ben...