''Gerçekten mi?'' Diye bağırdı. ''Gerçekten mi Clara? Ben ise gözlerimi devirerek odama daha doğrusu odasına girdim ve kendimi yatağına attım. Aklıma doluşan anılar kafamı boğuyordu sanki.
Onunla bir daha konuşmayacaksın Clara. Hiçbir şey yapmayacaksın.
İstemsizce ellerimi kulaklarıma götürdüm. Birden kendimi suçlu hissetmiştim yeniden. Bacaklarımı hızlıca kendime çekerken neden onunla konuşmamam gerektiğini düşündüm. Sakinleşmek adına kafamı dizlerimin ortasına koydum ve başka bir şey düşünmeye çalıştım. Annem istemese de beni bırakıp gitmişti. Babamın nasıl öldüğünü bile bilmiyordum. İkisi de gitmişlerdi. Ve giderken beni korumak için her şeyi yaptıklarına emindim. Ve eğer annem onunla konuşmamamı istemiyorsa, konuşmayacaktım.
''Clara?'' Adımı duyunca beynimdeki uğuldama durmuştu ama ellerimin titremesi hala aynı şekilde devam ediyordu. ''Ne var?'' Sesimi istemsiz yükseltmiştim ama elimde değildi. Birden her şey çok tuhaf hale gelmişti. Kendimi çok yalnız hissediyordum. Hiç arkadaşım olmamış olabilirdi. Hatta yalnızlığın masterını yapmış da olabilirdim. Ama bu his, bu his her şeyi etkisiz kılıyordu.
''Hey! Ne olursa olsun bana bağıramazsın!'' Bana tuhaf ve komik bir şekilde bağırmasını umursamadım. Sadece biran durdum ve ona baktım. O da yalnızdı sanki. ''Herkes gider mi Harry?'' Biran durdu ve yüzüme baktı. Sessiz kalışı içimdeki hücreleri öldürüyordu tek tek. Bir cevap bekledim. Hayır desin istedim. . Onun ağzından çıkacak o lanet olasıca kelimeye ihtiyacım vardı. Ama o sustu. Hayatımda hiç bu kadar aciz hissetmemiştim. O yüzden ben de sustum.
Bir kelime çıkacak olsa ağzından içimi boşaltacaktım. O hissi yaşamaya ihtiyacım vardı.
''Neden böyle saçma bir şey soruyorsun?'' Ağzından çıkan şey beni tatmin etmemişti nedense. Hiçbir anlam ifade etmiyordu benim için. ''İki yıl kadar önce üniversitede bir arkadaşım vardı. Arkadaş denemez aslında. Adımı bildiğini bile sanmıyorum. Neyse. Bir gün onun dinlediği müziği duydum. Anlamadığım bir dilden olmasına karşın sanki benim için yazılmıştı. Anlamadığım sözler benim tasarlanmıştı sanki. Ona gidip şarkıyı sordum. Bana şarkının Türkçe olduğunu söyledi. Sözlerini benim için açıklamasını istedim çünkü o Türktü. Biliyor musun? Şarkının sözlerş gerçekten benim için yazılmıştı. O şarkı benim tek arkadaşım.'' Yavaşça yürüyerek yatağa geldi ve oturdu. Kafamı dizlerime yeniden dayadım ve gözümden bir damla yaş akmasına izin verdim.
''Bunun o lanet o soruyla hiç alakası yok.'' Güldüm. ''Şarkının adı ' herkes gider mi?' Harry.'' Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.
''Gerçekten.'' dedi. ''Gerçekten benim kadar yalnız olamazsın.'' Gözlerindeki keder gerçekti. ''Bundan o kadar emin olma.'' Güldü. ''Ben hep burada büyüdüm.'' Gözlerimi odada gezdirdim. ''Bu kadar şeyi burada büyüyerek nasıl bilebilirsin?'' Ayağa kalktı ve üstünde örtü olan bir dolaba ilerledi. Örtüyü kaldırdığında ortaya bir kitaplık çıktı. Ayağa kalkarak yanına gittim ve dolaba baktım. Hızlıca elimi dolabı açmak için uzatınca ellerimiz birbirine değdi. Elimi çekmeden ellerimizin ettiği temas kalbime fırladı. Adeta bir klap krizi gibi ritmimi bozdu. Hayatımda hiçbir erkek arkadaşım olmamıştı. Hiçbir erkek bana bakmazdı. Bunun nedeninin çok soğuk olmamdan kaynaklandığını biliyordum. Kafamı kaldırdığımda gözlerini bana bakarken buldum. Gözlerimi kaçırıp yatağa geri dönmeye karar vermiştim ki kollarımdan tuttu.
''Neden bu kadar bana benzemek zorundasın?'' Sesimi çıkaramadım. Kollarımdan kaba bir şekilde tuttu ve beni döndürerek yüz yüze bakmamızı sağladı. Gözleri gözlerimden bir saniye bile kaymadı. ''Hiçbir kızın gözlerine bakmam.'' Dedi. Düşündüm. ''Ben de hiçbir erkeğin gözüne bakmam.'' Gerçekten çok anlamsız bir konuşmaydı. ''Sen bir istisnasın.'' İçimi tuhaf bir his kaplarken aynı anda da sinirledim. Bana o kadar çok şey yaptıktan sonra nasıl bu kadar rahat davranıyordu? ''Bırak kollarımı!'' Güldü. ''İstisna olmanın nedeni de bu davranışların.'' Güldüm ve kollarımı çektim. ''Sen sadece lanet olasıca insanın tekisin!'' Yatağa giderken döndüm. ''Ya da uzaylı.'' Ve yatağa yatarak yorganı üstüne bacağımı attım. Daha doğrusu yorganım iki bacağım arasında sıkılaştırdım.
''Ve Clara?'' Kaşlarımı çattım ve bir gün içerisinde bir insanın nasıl bu kadar değişebileceğini düşündüm. ''Ne var?'' Birkaç saniye durdu ve nefes aldı.
''Herkes gitmez.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALİEN
FanfictionBüyüdüm. Büyüdükçe kabalaştım, soğuklaştım, umursamaz oldum. Büyüdükçe duygularımı gizlemeyi öğrendim. Büyüdükçe insan olmayı unuttum. Ben bir uzaylıyım. Gerçek bir uzaylı. Bir yaratık olmadığım zamanlarda insan olmam gerekirken bile uzaylıyım ben...