Harry'nin Ağzından;
''Güzelim!'' Üzerimden ceketimi çıkarırken hissettiğim rahatlama ile derin bir nefes aldım ve Clara'dan bir cevap bekledim. Normalde ona güzelim diye seslendikten sonra bana ayakkabılarımı çıkarmam gerektiği ile ilgili bir nutuk çekerdi. Gülerek ayakkabılarımı çıkarırken babamın beni odasına çağırarak bana nasıl olduğumu sormasıyla başlayan 45 dakikalım şizofrenik konuşma aklıma gelmişti. Şizofrenik dememin sebebi konuşan tek kişinin o olmasıydı. Ben 45 dakika içerisinde ona sadece beni neden çağırdığını sormuştum. Omuz silkerek içeri girdiğimde L koltukta uyuyan sevgilime hayretle baktım. Uyumayı pek sevmezdi. (Ne biçim insan :/)
''Aşkım.'' Ağzımdan çıkan kelime ile gözlerim büyürken derin bir nefes alarak şaşırmamam gerektiğini kendime hatırlattım. Ona söylediğim hiçbir şey yalan değildi. ''Uyan güzelim. Her yerin tutulacak.'' Yanağına bir öpücük kondurduğumda ağzını şapırdatarak bana arkasını döndü. Açılan beline kayan gözümü takmayarak ona şaşkınlıkla bakmaya devam ettim. ''Clara, hadi bebeğim.'' Bir kez daha denedim. Mırıldandı ve beline koyduğum elimi tutarak beni koltuğa çekti. Ani olduğu için kendimi koltukta otururken buldum.
Uyumasına izin vermek daha cazip gelmişti. Şuan melek gibi gözüküyordu ve onu izlemek çok güzeldi. Onu ilk uyurken izlediğimi hatırladığımda kafamı deri koltuğun başlığına yasladım. Ani bir şekilde uyanmıştı ve bu yüzden sıkı bir tartışma çıkmıştı. Pişman mıydım? Asla. Elini tutarken mutlulukla derin bir nefes aldım. Bu aralar çok sık yapıyordum bunu. Belki de Clara'nın kokusunu içime daha çok çekebilmek içindi.
''Bu da ne?'' Etrafı kokladım. Clara'nın kokusunun haricinde bir koku daha vardı. Patates kızartması! Demek gerçekten yapmıştı. Uyandığında benden bir öpücük kazanmıştı. Elini bırakarak mutfağa ilerledim ve tepsinin üzerinde kalan patates kızartmasına baktım. Yarısını benim için bırakmıştı. Diğer yarısını kendi için mi yemişti? Lavabonun içerisinde sadece bir kirli tabak vardı. Diğer her şey oldukça temizdi. Demek daha çok yemek yemeye başlamıştı.
Kendi kısmımı bir tabağa boşaltarak tepsiye su tuttum ve tezgaha bıraktım. Sonra ise koltuktaki kısmıma geçerek hafif soğumuş olan kızartmaları yemeye devam ederken manzaranın tadını çıkarıyordum. Dağılmış saçları yüzünün bazı kısımlarını örtmüştü. Bacaklarını kendine çekmiş ve ağzı açık bir şekilde uyuyordu. Ona gülümserken tabağa hiç bakmıyordu. Hayatında hiç bu kadar güzel bir varl- tabağın içerisinde dolanan eline hiçbir şey gelmeyince tabağa baktı. Cidden bu kadar kısa sürede bitirmiş miydim?
''Harry?'' Elimdeki tabağı masaya bıraktım ve bana seslenen sevgilime baktım. ''Güzelim. Şaşırttın beni.'' Kalkıp etrafa tedirdin bir bakış attı. ''Başım dönüyor.'' Dediğinde endişeyle ona biraz daha kaydım ve yavaşça oturur pozisyona gelmesini sağladım. ''Doktor çağıracağım.'' Ayağa kalktığımda bileğimden tutarak durmamı sağladı. ''İ-iyim. Lütfen yanımda kal.'' Sıkıntıyla yanına oturduğumda midesini tuttu. Oh hayır! ''Sanırım kusacağım.'' Ayağa kalkarak tuvalete koşunca ben de arkasından gittim. Yediği bir şey dokunmuş olmalıydı çünkü bundan önce sadece bir kez kustuğunu görmüştüm o da ilk çıkmaya başladığımız gündü.
Clara'nın Ağzından;
Midemde ne varsa hepsini dışarıya attığımda boğazımdaki iğrenç his dışında daha iyi hissediyordum. Yüzüme fazla ölçüde su ile yıkadım ve parfümümden sıkarak üstümdeki iğrenç kokudan kurtuldum. Saçlarımı topuz yaparken yüzümü inceledim. Kötü gözükmediğime kanaat getirince tuvaletten çıktım ve Harry'ye gülümsedim. 30 tane gergadan ile savaşmış gbi gözüküyordu. Omzunu dürttüm. ''İyiyim tamam mı? Sorun yok.'' Derin bir nefes aldı ve elimden çekerek koltuğa oturrtu.
''Galiba patates kızartmasını biraz fazla kaçırdın. Yarısını yemişsin.'' Şaşkınlıkla ona baktım. ''Yarısını mı? B-ben hatırlamıyorum.'' Ayağa kalkarak mutfağa gittim ve boş olan tabağın evyenin içerisinde durduğunu gördüm. Harry de arkamdaydı. ''Ben patates kızartmak için mutfağa girdim. Şarkı söylüyordum. Evet şarkı. Crazy in love söylüyordum. Sonra tepsiyi düşürdüm. Bir şeyden korktum. Gerisini hatırlamıyorum Harry.'' Etrafa göz gezdiriyordu. Bir farklılık olsa görürdü.
Değil mi?
''Kamera kaydı!'' Dedim hızla. Her odaya kamera takılmasının bir kural olduğunu söylemişti. Bu her şeyi çözerdi. ''Ah! Senin evinde yok.'' Dedi hızla. ''Kimsenin izlemesini istemedim.'' İlk defa evim olduğuna lanet etmiştim. ''Belki de konsantre olursan hatırlayabilirsin.'' Dedi saçma bir şekilde. ''Hatırlamadığım bir şey için nasıl konsantre olabileceğimi bana açıklar mısın lütfen?'' Dedim olayların üzerimde bıraktığı sinir ile. ''Ne bileyim ben! Endişeleniyoruz sonra suç oluyor!'' KAşlarımı çattım. ''Bana bağırma!'' DErin bir nefes alarak ellerini buklelerinin arasına daldırdı. ''Sen bağırıyorsun ama!'' Tanrım! ''Harry, cidden şuan kavga etmenin sırası değil.'' Diye tısladım. ''Bunu bana sen mi söylüyorsun?'' Sakinleşmeye çalışmam buraya kadardı. Biz ancak bu kadar normal olabiliyorduk zaten!
''Sen söylesen daha normal olurdu zaten!'' Gerilen kaslarından çektiğim gözlerimi, gözlerine diktim. ''Sen bana psikopat mı diyorsun?'' Her şeyi unutmuş ve kendimi kavgaya doğru yol alan krizimize vermiştim. ''Değil misin?'' Sinirle inledi. ''Lanet olsun! Ne diyeceğimi bilemediğim tek insan olmandan nefret ediyorum!'' Ve ne yaptığımızı fark ettim.
''Üzgünüm.'' Dedik aynı anda. Hep dalga geçtiğim çiftlere döndüğümüz için biraz tuhaf hissetsem de hemen toparlandım ve ellerimi Harry'nin beline doladım. O da saçıma bir öpücük kondurdu. ''Şimdi her şeyi başından düşünmeliyiz güzelim. Uyandıktan sonra kusman ve hafıza kaybı yaşamanın bir nedeni olmalı.'' Onu onaylarken düşünüyordum. ''Şuan sırası değil ama susadım.'' Dedi. Ona gülümseyerek damacanaya doğru yürüdüm. Bardağa suyu doldurup Harry'ye verdim. Bir içişte bitirdi ve bardağı tezgaha bıraktı.
''Su.'' Dedim kendi kendime. ''Ne?'' Harry sordu. Omuz silktim çünkü ne demek istediğimi bende bilmiyordum.
Detayları görmem gerektiğini sonra öğrenecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALİEN
FanficBüyüdüm. Büyüdükçe kabalaştım, soğuklaştım, umursamaz oldum. Büyüdükçe duygularımı gizlemeyi öğrendim. Büyüdükçe insan olmayı unuttum. Ben bir uzaylıyım. Gerçek bir uzaylı. Bir yaratık olmadığım zamanlarda insan olmam gerekirken bile uzaylıyım ben...