Chapter 30

543 30 8
                                    

''Bu bir veda değil.'' Kafamı kaldırmak hayatımın en zor sınavı gibi gelirken kelimleri birer bıçak gibi kalbime saplanıyordu. ''Bu nasıl söylersin?'' Sonunda gözlerine bakabilmiştim. Herkesinkinden farklı olan yeşil irisler ilk gün olduğu gibi vücuduma karışıyordu. Nefesim boğazımda düğümlenirken konuştum. ''Bu tam anlamıyla bir veda. Beni burada bırakıp gideceksin. Bir daha hiç görüşmeyeceğiz. Salak olduğumu mu sanıyorsun?'' Gözyaşlarımı tutmayı bırakalı çok olmuştu. Ellerim boşlukta titriyordu, bacaklarım ise tüm gücünü tüketmiş beni yere düşürmek için zaman kolluyordu. ''Gitmek zorundayım. Biliyorsun.'' Ellerimle göğsüne vurdum. ''Sana aşık olmama izin vermemeliydin!'' Göğsünde dinlenen ellerimi tuttu ve beline sardı. ''Sana aşık olmama izin vermemeliydin.'' Diye tekrarladı dediklerimi. Gururumu bi kenara bırakarak kafamı boynuna yasladım. ''Vermemeliydim.'' Fısıldadım. Dudakları boynuma masum bir öpücük kondurdu.

O kadar acı çekiyordum ki bu an için heyecanlanmadım. 

''Seni sevdim, seviyorum ve seveceğim insan.'' Dedi ellerini belimden çekmeden hemen önce. Yutkundum.

''Seni sevdim, seviyorum ve seveceğim Harry.'' Ve gitti.

Harry'nin Ağzından;

                       Şiş ve kuru olan dudakları açıktı. Genellikle ağzı kapalı uyuduğu için endişelerimi önlemek için bir doktor çağırttırmıştım. Belli bir nedeni olmadığını, her insanın böyle uyuduğu zamanların olduğunu söylemişti. Bunun üzerinden bir buçuk saat geçmişti. Neden hala uyanmıyordu?

                       Bıkıınlıkla üzerinde oturduğum sandalyeden kalktım ve kitaplığının kapağını yavaşça açtım. İçerisindeki kitaplara yavaşça göz gezdirdim. Siyah olanın yeri değişmişti. Onu çıkardım ve sandalyeye geri oturdum. Rastgele açtığımda karşıma sağ üst köşesi bükülmüş bir sayfa çıktı. Tüm sayfayı baştan aşağı okudum. Böyle bir yeri bükmediğimden emindim. O sırada bir satırın altına batırılarak çizilmiş tırnak izini gördüm. Kitabı eğerek tırnaklarını incelediğimde yeterince uzun olduğunu gördüm.

''Aşk olunmaması gereken kişilerle oynadığınız bir oyundur. Sanki anneniz sizi dışarıdan verilen bir şeyi almamanız gerektiğiyle ilgili hiç uyarmamış gibi kabul edersiniz bu laneti kötü adamdan. Aşk kazanmaya yemin ettiğiniz asla kazanılmayacak bile oyundur.''

                     Gözlerimle onu süzdüm. Yeni yeni kuruyan saçlarından bir kısmı gözünün üstüne düşmüştü. Her nefes alışında havalanarak daha aşağı yerleşiyordu. Dudakları kan kadar kırmızıydı. Tek eli yastığın altındaydı. Yaralı olmayan eli olduğu için dokunmamamıştım. Diğer ise yatağın dışına sarkıyordu. Yorganı iki bacağı arasına sıkıştırmıştı. İçimden yanına uzanıp ellerimi beline sarmak geldi birden.

Kafamı iki yana salladım. Kendime gelmem lazımdı.

''Harry.'' Ona baktım. Gözleri kapalıydı. Adımı sayıklamış olmalıydı. Gülümsedim.

''Ah insan, ne yapıyorsun bana?'' Cevabı olmadığını bildiğim bu soruyu sorduktan hemen sonra kitabın ilk sayfasını açtım ve okumaya başladım. Belki bu kitap her şeyin cevabı olurdu.

''Gitme.'' Sesimi duyması için bağırdım. Biran durdu. Ağladığını biliyordum. Gözlerimi yumdum. ''Sen ağlamazsın.'' Arkasını döndüğünde koşarak yanına gittim. Ellerimi kıvırcık buklelerinden geçirdim ve boynumdan kolyeyi çıkardım. ''Hayır, o senin.'' Dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım. ''Artık senin.'' Avcunun içine bıraktım. Yeşil gözlerinden bir damla daha yaş süzüldü. ''Geri geldiğimde bu kolyeyi boynuna geri takacağım.'' Kafamla onayladım. İkimiz de böyle olmayacağını biliyorduk. O asla geri gelmeyecekti.

Asla.

Bu sadece geçiş bölümüydü. Sınav haftasına girmeden yazmak istedim. Hepini muckladımmmm :)

ALİENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin