Sabah uyandığımızda aynı rutinler ile hızlıca hazırlandık ve ormanları geçtikten sonra karşımıza çıkan koca binaya geldik.
Binaya girecekken binanın önünde park etmiş olarak duran siyah Mercedes arabanın penceresi açıldı.
"Ada Çelik. Arabaya bin." diyen tanıdık ses ile "Mersin." diye mırıldandım.
Bars bana bakarken ona "Sonra görüşürüz," dedim ve arabaya bindim.
"Sana özel bir iş vereceğim." diyen Hakan'a "Buyurun," dedim.
"Selim Aker. Seni kurtardıktan sonra adamları gelip onu kurtarmış. Onu öldürmeni istiyorum," dedi.
"Bu benim için büyük bir zevk," dedim.
Selim'e bilincimi kaybetmeden önce eceli olacağını söylemiştim.
Mersin elime iki tane kağıt verdi ve "Küçük olan kağıdı ikinci kattaki teçhizat odasında oturan adama ver. Diğeri de Selim'in ev adresi. Bugün evindedir," dedi.
Büyük olan kağıdı cebime koydum ve "Tamam. Başka bir şey var mı?" diye sordum.
"Yok, gidebilirsin." deyince arabadan indim ve kapının önünde bekleyen Bars'ın yanına gittim.
"Ne istiyormuş?" diye soran Bars'a "Görev verdi," dedim.
"Ne görevi?" diye soran Bars'a cevap vermeden önce giden arabaya baktım.
"Konuşacak vaktimiz yok. Mersin'i takip et. Ben verdiği görevi halledeceğim," dedim.
Bars dudağıma küçük bir öpücük bıraktı ve "Dikkatli ol," dedi.
"Sen de öyle," dedim gülümseyerek ve binaya girdim.
Hiç vakit kaybetmeden ikinci kata çıktım ve kapısında kocaman "Teçhizat Odası" yazan yere girdim.
İkili, siyah deri koltukta oturan adam bana baktı ve "Ne işin var?" diye sordu.
Mersin'in verdiği kağıdı hiçbir şey demeden ona verdim.
Adam kağıtta yazan yazıyı okuduktan sonra "Buradan istediğin kadar silah alabilirsin," dedi.
"Tamam," dedim ve silahlara baktım.
Büyük bir masada ve duvardan duvara olan rafta sergilenen silahlara baktım.
Bacağıma silah kılıfı taktıktan sonra alabildiğim en hafif ve en çok silahı aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: Mersin
ChickLitKıdemli iki ajana verilen bir görev üzerine köstebek olarak girdikleri teşkilat ve yaşadıkları...