"Depo buraya birkaç metre uzaklıkta ve anahtarları Osman Amca'da." diye açıklama yaptım.
"Birkaç metre mi? Buraya gelirken dikkatimi çeken bir yer olmadı. Yer altında mı?" diye sordu.
"Evet. Kapılarının üzerine çim döşettirdim," dedim.
"Dahiyane." diye mırıldanan Selim ile çayları masaya oturdum ve diğer tahta sandalyeye oturdum.
Selim "Siz nasıl tanıştınız?" diye sordu.
Osman Amca "Eskiden Ada ile aynı işi yapardım. Daha doğrusu devam etseydim Ada'nın patronunun patronu olurdum. Bir gün evime yapılan saldırıda karımı ve kızımı toprağa gömdüm. İşte o gün işi bıraktım," dedi ve derin bir nefes verdi.
Devam edemeyeceğini anlayınca anlatmaya Osman Amca'nın kaldığı yerden devam etmeye başladım.
"O zamanlar işe yeni başlamıştım ve bu durumdan çok etkilendim ve Osman Amca'yı ziyarete gittim. Bana tek başına sakin bir hayat sürmek istediğini söyledi. O günün akşamında ona bu arsayı buldum," dedim ve tebessüm ettim.
O günler aklımdan geçip giderken kulübenin iç duvarı olan tahtalardan birine dokundum ve "Bu kulübeyi Osman Amca ile birlikte inşa ettik," dedim.
"Bu çaylak o zamanlar kendine ait bir deposu olması gerektiğini bilmiyordu. Bu yazılı bir şey değildir fakat her ajan işinden ötürü böyle bir hazırlık yapmalıdır," dedi Osman Amca.
"Bunu bizi işe alırken söylemiyorlar. Osman Amca bu kulübeyi yaparken bundan bahsetti ve buranın hemen yakınına bir depo inşa ettik," dedim.
Osman Amca çayından bir yudum aldı ve "Burası benim arsam evlat. İstemediğim biri benim arsama girerse tüfeğimi kafasına dayarım," dedi.
Çayımı yudumladıktan sonra "Kısaca Osman Amca'nın yanında depom güvende dururdu. Zaten durdu da," dedim.
Osman Amca bu dediğime gülerken çayımı bitirdim ve "Osman Amca benim anahtarları ver de işimizi halledelim," dedim.
Osman Amca ayağa kalkarken "Durumlar çok mu ciddi?" diye sordu.
"Öyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: Mersin
ChickLitKıdemli iki ajana verilen bir görev üzerine köstebek olarak girdikleri teşkilat ve yaşadıkları...