Eve geldiğimizde Deniz Hanım da gelmişti. Şu an hepimiz salonda oturuyorduk.
"Niye böyle aniden toplandık?" diye sordu babam.
"Bir şey açıklayacağız," dedim.
Derin bir nefes verdikten "Evlenmeye karar verdik," dedim.
"Ani oldu." diyen Deniz Hanım'ın üzerine "Hamileyim çünkü," dedim.
Babam "Ne!" diyerek ayağa fırlarken Deniz Hanım "Tavsiyeme uymuşsun gelin," dedi.
"Dede oluyorsunuz! Torun geliyor," dedim.
İkisinin de yüzü aynı anda yumuşayınca derin bir nefes verdim.
Babam, Selim'e döndü ve "Bunda ikiniz de hatalı olmasanız ve torunumun babası olmasaydın seni fena pataklamıştım," dedi.
Deniz Hanım çantasından bir yüzük kutusu çıkarıp Selim'e verince "Siz biliyor muydunuz?" diye sordum.
"Bu hayırsız sadece ölüm olunca haber verir. Bu sefer sesi iyi geliyordu. Demek ki evlenecek," dedi Deniz Hanım.
Selim gözlerini kaçırırken Deniz Hanım çantasından bir kolye çıkardı ve "Selim'in annesine aitti. Ona da benim annem takmıştı," dedi.
Kolyeyi bana verirken "Çok güzelmiş." diye mırıldandım.
"Ben birkaç şey hazırlamıştım. Ada yardım et de misafirlerimize ikram edelim." diyen annem ile ayağa kalkacaktım ki Selim "İş yapması güvenli mi?" diye sordu.
"Ölüm döşeğinde değilim Selim. Sadece hamileyim," dedim.
"Benzer şeyler." diyen Selim'e göz devirdim.
Selim anneme döndü ve "Ne yapılacaksa ben yapayım," dedi.
"Selim otur oturduğun yerde," dedim ve mutfağa geçtim.
Annem de ardımdan gelince "Bana çok sinirlendiniz mi?" diye sordum.
"Seni nasıl yetiştirdiğimizi biliyoruz Ada. Eğer yakınlaştıysanız da sana saygı duyarım." diyen anneme gülümsedim.
"Babam çok sinirlenir diye düşünmüştüm," dedim.
"Ada biz babanla kaç yıllık evliyiz?" diye soran anneme "Yirmi beş seneyi yeni doldurdunuz," dedim.
"Sen kaç yaşındasın?" diye soran annem ile "Yakında yirmi altı." demiştim ki jeton düştü.
"Anne!" dedim dehşetle.
Annem bana bakmadan tabakları yerleştirince "Kimler biliyor?" diye sordum.
Annem "Sadece anneannen." dedikten sonra hazırladığı iki tabağı eline aldı.
Annem mutfaktan çıkarken Selim içeri girdi ve yüzük kutusunu gösterdi ve "Sanırım sana vermem lazım," dedim.
Gülümseyerek elimi uzattım. Selim yüzüğü parmağıma takınca derin bir nefes verdim.
Selim gözlerimin içine bakarken ona yaklaştım ve dudaklarımızı birleştirdim.
Selim öpüşüme karşılık verirken annemin terlik sesini duydum. Hızla Selim'den ayrıldım ve tabakların iki tanesini Selim'in eline verdim.
Annem mutfağa girerken Selim'e "Sen bunları taşı. Ben de geri kalanını getiriyorum," dedim.
Selim hiçbir şey demeden mutfaktan kaçarcasına çıkınca güldüm.
İleride çocuklarımıza ilk karşılaşmamızda birbirimize girdiğimizi, ikinci karşılaşmamızda babalarını vurduğumu, onun da beni bıçakladığını anlatmak için sabırsızlanıyorum.
İyi ki küçükken vatan için çalışmak istemişim. Yoksa bu kadar iyi olup bu davayı alamayacak ve Selim ile tanışamayacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: Mersin
ChickLitKıdemli iki ajana verilen bir görev üzerine köstebek olarak girdikleri teşkilat ve yaşadıkları...