Karşılıksız

4.4K 335 117
                                    

Koşarak adama yaklaştığımda silahımı ona doğrulttum ve "Ellerini görebileceğim şekilde havaya kaldır!" diye bağırdım. 

Ellerini kaldırıp bana dönünce "Ciddi misin?" dercesine bana baktı. 

"Beni özlediğini umuyorum," dedim. 

"Ben de senin ölümü umduğunu düşünüyorum." deyince "Ölümün ucunda olan sensin, bunu fark etmemen ne acınası." diyerek iç çektim. 

Peşinde koşarken onu gözlemlemiştim. Üzerinde ateşli bir silah yoktu. 

"Ee öldürecek misin?" diye sorarken duraksadı ve "Adın neydi?" diye sordu. 

"Katilinle tanışmak için biraz geç değil mi?" diye sordum. 

Dalga geçerek "Üzgünüm, geçen sefer birbirimize daldığımız için adını sormayı unutmuşum," dedi. 

"Ada. Seninki de yanlış tahmin etmiyorsam Selim," dedim. 

"Neredeyse unutuyordum. Kolyemi verecek misin? Yoksa seni öldüreyim mi?" diye sordu. 

Gülerek "Aynen şu an silahın namlusu bana dönük," dedim.

"İsmimin yazılı olduğu kolyeyi boynumda taşıman beni ne kadar duygulandırsa da o kolyeyi zorla da olsa alacağım," dedi. 

Kolyenin kancasını açmadan ucunu tutup çektim ve boynumdan çıkardım. 

Bu Selim'i sinirlendirirken yüzümü buruşturdum ve "Bu kolyeden mi bahsediyorsun? Sanırım dandik bir kolye. Boynumu acayip rahatsız etti," dedim. 

"Rahatsız etmesine rağmen benim için boynunda onu taşıman büyük incelik," dedi. 

Ne kadar sakin olmaya çalışsa da sinirden dişleri birbirine çarpıyor, kendine hakim olamıyordu. 

Kolyeyi iğrenerek yere attım ve üzerine ayağım ile toprak iteledim. 

"Kara toprağa bile yazık." derken Selim'in sinirden yüzü kızarmıştı. 

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" diye bağırıp sinirle bana yürüyordu ki "Tek bir adım bile atarsa vurmaktan çekinmem," dedim.

Beni takmadan bir adım atmaya yeltenmişti ki acımadan karnından vurdum. 

Selim acıyla yere yığılırken ona yaklaştım ve "Şaka yaptığımı mı sandın?" diye sordum. 

Selim'in ayak ucunda yere çömeldim ve "Bir kadına karşı güçsüz kalmak nasıl bir his?" diye sordum. 

Selim iki eliyle yerden destek aldı ve olduğu yerde acıyla doğruldu. 

"Ben asla karşılıksız bırakmam." demesine tam cevap verecektim ki nereden çıkardığını fark etmediğim bıçağı karnıma sapladı. 

Tüm vücudum bir anlığına kasılırken yumruğumu sıktım. 

Selim bıçağı çıkarırken daha fazla gücü kalmamış olmalı ki sırt üstü yere yığıldı. 

Vücudumdan akıp giden kanı hissederken Selim sanki hiç vurulmamış gibi güldü ve "Sana karşılıksız bırakmam demiştim Ada," dedi.

Acıyla dengemi sağlayamazken bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı ve bedenimi öne doğru bıraktı.

Selim'in üzerine düşerken "Ölmezsen ve ölmezsem benden kork. Ecelin olacağım." diye tısladım. 

"Eğer yaşarsak benim ecelim olmak için zaman bile bulamayacaksın." diye fısıldayan Selim'in sesi duyduğum son sözler oldu.

Kod Adı: MersinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin