Kod Adı: Mersin

Rezil

Sabah uyandığımda başım ağrıyordu. Tanımadığım bir yerde uyanmıştım.

Tedbir alarak merdivenlerden inince buranın Selim'in evi olduğunu gördüm.

İçim rahatlarken mutfağa geçtim. Selim sandalyeye oturmuş kahve içiyordu.

"Günaydın," dedim ve sandalyeye oturdum.

"Nasılsın?" diye soran Selim'e cevap vermeden elinden kahvesini aldım ve hızla içtim.

"Bir daha yapmamı ister misin?" diye sordu.

"Gerek yok, sağ ol." diye mırıldandım.

"Başın mı ağrıyor?" diye soran Selim'e "Biraz." diye cevap verdim.

"İlaç ister misin?" diye sorunca "Geçer birazdan," dedim.

"Geceyi hatırlıyor musun?" diye soran Selim'e "Sadece içtiğim kısım," dedim.

"Rezil olduğun anları anlatmamı ister misin?" diye sorunca "Sakın anlatma," dedim.

Selim hafif gülünce "O anları sen de unut," dedim.

"Tamam, yine de seni istemeye geleceğim." deyince "Ne saçmaladım lan ben? Çabuk anlat," dedim.

"Neyi anlatayım?" diye sorunca "Sarhoşken yaptıklarımı," dedim.

"Biri unutmamı söyledi diye hepsini unuttum." diyen Selim'in koluna vurdum ve "Anlatmazsan ağzını burnunu kırarım," dedim.

"Sakin reis. Anlatıyorum şimdi. Uyurken bağırmalarını duymam ile yataktan kalktım..."

Duyduklarım ile utançtan kıpkırmızı olmuştum.

"Ee istemeye ne zaman geleyim?" diye soran Selim'e "Of dalga geçme!" diye bağırdım.

"Dün gece izin versem beni yatağa atacak gibiydin. Bence bu gece devamını getirebiliriz." deyince bacağına tekme attım.

"Siktir." diye mırıldanan Selim ile "Bir dahakine daha sert vururum," dedim.

Selim "Tamam, bir şey yapmıyorum." derken telefonumu çıkardım ve "Bars'ı aramam lazım," dedim.

"O itle ne işin var?" diye soran Selim'e "Celallenme. Beraber çalışıyorduk ve işime yarayabilir," dedim.

"Aslında seninle konuşamaz," diyen Selim'e baktım ve "Niyeymiş o?" diye sordum.

"Dün gece gelip seni almaya çalıştı ve kavga çıktı. Sonra buralardan gideceğini söyleyip defoldu." diyen Selim ile "Onu görmemek iyi olur ama yine de aramam lazım," dedim.

"Tamam sen ara." diyen Selim'in üzerine Bars'ı aradım.