Silah sesleri arttığında hızla yatakdan fırladık. Odaksız bakışlarım camı bulduğunda etraf boğucu bir maviyle kaplıydı. Sanırım sabaha karşıydık ama saatin kaç olduğunu tam olarak bilmiyordum. Karan'ın beni kolumdan tutarak önüne çekmesiyle savruldum. Karan sinirle yüzünü sıvazladı.
"Neler oluyor ?" dedim camdan uzaklaşırken.
"Bilmiyorum. Sakın cama yaklaşma." diyerek beni yatağın yanına yere oturttu. Başucunda ki çekmeceden silahını alırken korkuyla yutkundum. Odanın kapısına yönelerek kapıyı kilitledi. "Kafanı kaldırma bekle beni." dedi. Benden cevap beklerken hızlıca başımı salladım. Giyinme odasının merdivenlerini hızla çıktı ve saniyeler sonra geri geldi. Üzerini değiştirmişti.
Silah sesleri daha fazlalaştığında kulaklarımı kapattım. Karan elinde tuttuğu şeyleri yatağa fırlatırcasına atıp silahını beline yerleştirdi. Kumaş pantolon ve bir gömlek giyerek her zaman ki görüntüsüne bürünmüştü. Tek fark her zaman ki ifadesinden daha sertti. Oldukça sert.
Ellerini bileklerime koyarak kulaklarımdan çekti. "Hale güzelim." dedi ellerini yanaklarıma yerleştirerek. "Üzerini değiştirmemiz lazım hızlıca." dedi. Herhangi bir tepki vermediğimde "tamam mı ?" dedi ama çoktan elini tişörtüme atıp başımdan çıkarmıştı.
Siyah kot ve düz beyaz bir tişörtü hızlıca üzerime giydirdi. Bu sırada odanın kapısı sertçe çalındığında Karan'ın koluna yapışıp korkuyla sıktım. "Abi !" dedi Yaman. Sesi oldukça tez ve telaşlı çıkmıştı. Bahçedekiler.. Yaman, Uygar, Efe, Tahsin diğerleri. Ya bir şey olduysa.
Karan kendiyle beraber benide yerden kaldırdı ve saniyeler içerisinde kapının önüne geldik. Kilitli kapıyı açtığı an Yamanla göz göze geldik. Gözleri her zaman ki canlılığını yitirmiş delicesine bir kararlılıkla bakıyordu. Her zaman ki Yaman değildi. Nefes alış verişlerinde omuzları hiddetle inip kalkıyordu. Terlemiş alnına düşmüş bir iki tutam saçıyla kalbim kasıldı. Bahçede ne vardı ne oluyordu bilmiyordum ama Yaman'ın hali hal değildi.
"Kim ?" dedi Karan sertçe. "Bilmiyoruz anlamadık birden çöktüler ama eve yaklaştırmıyoruz. Ormanın içinde onlarda." dedi.
"Yaman.." dedim korkuyla. "Se-sen, siz iyi misiniz ?"
"Bizde bir şey yok yenge." dedi. Karan'ın getirdiği spor ayakkabıları hızlıca ayağıma giyerken. "Kim cüret eder !" dedi Karan dişlerinin arasından. "Evime saldıracak kadar, kim !"
"Abi yengeyi çıkartmamız lazım." dedi Yaman. Odadan çıktığımızda Karan kapıyı çekerek birde bu taraftam kilitledi. Kapıyı neden kilitlediğine anlamayarak yüzüne baktığımda "neler olur ne olmaz." dedi anahtarı cebine atarken. "Burası bizim özelimiz, ayrıca eşyaların var içeride." dedi ve ben şok oldum.
Hızlı ve seri bir şekilde merdivenleri inmeye başladıklarında Efe'nin merdivenlerin bitiminde elinle silahla beklediğini gördüm. Etrafı gözleriyle sürekli tarıyor olası bir durumda silahını kullanmaya hazır duruyordu. "Kaç kişiler ?" dedi Karan. Yaman ve Karan'ın ortasındaydım ve aynı anda merdivenleri iniyorduk. Yaman'ın bakışları bana kaydı ve sustu. Allah kahretmesin ya !
Merdivenlerin sonuna geldiğimizde Yaman, Efeden başka bir silah alarak beline yerleştirdi. Kapıdan biraz uzaktaydık. Karan "kımıldama." dedi ve beni Efenin arkasında bırakarak kapıya yöneldi. Yaman ve Karan kapının iki yanına geçerek sırtlarını dayadılar. Birbirlerine baktıklarında sözsüz kısa bir konuşma geçti aralarından ve aynı anda kafalarını kapıdan dışarıya uzattılar.
Yerimde korkuyla kımıldadığımda Efe kolunu önüme uzatarak gitmeme engel oldu. "Efe.." dedim bakışlarım kapıdayken. Silah sesleri azalmış fakat tam kesilmemişti. "Buyur yenge." dedi. "Kaç kişiler ?" dedim duyacağım cevapdan korksamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...