Hoşgeldiniz.
Satır arası yorumlarda buluşalım. Oy vermeyi unutmayın.
Bölümü okurken çilek falan yemeyin boğazınızda kalıyor sonra ;)Alpaslanla kısaca birbirimize baktık. Her şeyi bu kadar bilmesi normal değildi. Korkmalı mıyım ? Hayır o duygu bana pek uğramıyor artık. Tamam şimdi Panterle ilgili mevzuları biliyor olması normaldi ama abla mevzusunu nasıl bilebiliyordu ? Anasını satayım ben bile yeni öğrendim.
"Hadi ama..." dedi önümüzde ki bu adını henüz bilmediğim Alpaslanın bulup getirdiği çocuk. "Bu alemde her şey hızlı yayılır." dedi şaşkın ifademe karşılık.
"Bunu bilmiyor olman gerekiyordu." dedi Alpaslan şüpheyle. İstemsizce bir an gerildim ve elim belime gitti. Silahım oradaydı. Arkamdan "güzelim hiç gerek yok çek elini oradan." sesiyle duraksadım. Karan ?
Kapıdan Karan ve Yaman girdi. Alpaslan hemen önümde dikildi. "Öf ben çok sıkıldım bu heriften." dedi Yaman. Alpaslanın arkasından kafamı uzatıp "pardon da çok sıkıldıysanız yol şu tarafta bakın." dedim evimin tersine giden yolu işaret ederek. Yaman beni daha rahat görebilmek için bir adım yana kaydı ve yüzünü ekşiterek "gerçekten mi ya !? Gerçekten bununla mı benim yerimi doldurmaya çalıştın." dedi.
Ağzım açık kaldı bir an. "Birinci bunun değil Alpaslan. İkincisi sen bana hesap mı soruyorsun ?" dedim ellerimi belime koyarak. "Allah aşkına ya kimse kim resmen gözlerimin önünde yerimi doldurmaya çalıştın." dedi."O kadar rahatsız olduysan bu durumdan yani gözlerinin önünde olmasından..." dedim tırnak içine alarak "kalkıp gelseydin dikilseydin karşıma." dedim. Keşke, keşke gelseydi. "Çokta benim elimdeydi zaten ya sorma keyfimden gelmedim ben." dedi Yaman.
"Ben kimseyle senin yerini doldurmaya çalışmadım." dedim parmağımı sallayarak.
Yaman kollarını göğsünde bağlayıp "ben anlamam." dedi ve kafasını başka tarafa çevirdi. "Anlamazsan anlama." dedim bende onun gibi kollarımı bağlayıp diğer tarafa çevirdim başımı."Hiç özlememişim bu hallerinizi." dedi Karan sırıtarak.
Karana dönüp bir adım attım ona doğru. Ben ona bir adım atınca o iki adım attı. Bir şey diyeceğimi anladı "gel söyle." dedi kolunu bana doğru uzatarak. Belimi saracaktı ama ben o kadar yaklaşmadım. "Sen tanıyor musun bu çocuğu ?" dedim başımla arkamı işaret ederek.
"Avcıyı, evet tanıyorum. Ben kendisini bulduktan sonra Alpaslan da buldu." dedi. Alpaslan "bizden önce Karanla mı çalıştın ?" dedi Avcıya.
Avcı dudak bükerek "önce o buldu beni konuştuk anlaştık sonra baktım sizde beni arıyorsunuz kendimi sizede buldurdum. Çünkü eminim bu milyoner bebek bana iş için epey para döker." dedi yine aynı sırıtmayla."İşi becerirsen parayı alırsın." dedim. "Merak etme, fazla fazla alırsın hemde." dediğimde gözleri parladı. "Ama beceremezsen zırnık yok ayrıca bu piyasada ki ününü, şanını da yerle bir ederim. İlk başarısız işin son işin olur." dedim. Yüzünü buruşturarak baktı. "İyi iyi anladık." dedi.
"Bu sana niye bebek diyor ?" dedi Karan avcıyı işaret ederek. "Bebek demiyor milyoner bebek diyor." dedim. "Neden ?" dedi bilmiyormuş gibi. Avcıya cins cins bakıyordu. "Çünkü ben senin şu elinden aldığım Katar müşterilerinden sonra adımı en genç milyonerler listesine yazdırdım. Bu sebeple..." diye güzel güzel anlatırken, Avcı "uff o olay gerçek miydi ?" dedi.
Alpaslanla, Yaman aynı anda "konumuza odaklanabilir miyiz ?" dedi. Yaman sinirle "yerimi aldığı yetmezmiş gibi benliğimi de almaya çalışıyor." dedi.
Alpaslan, Yaman'ın bu cümlesi üzerine "masanın üstüne çık tepin istersen." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...