86. MAMAFİH

29K 1.6K 572
                                    

Hoşgeldiniz.

Oy verdiysek satır arası yorumlarda buluşalım.

Arabanın camına yasladığım başımla arkamızda bıraktığımız enkazdan hızlı uzaklaşmamızı izliyordum. Gerçi kim için enkaz ? Bizim için kazandığımız bir savaş meydanıydı.

Birazdan yapılacak konuşma şimdiden mideme kramp girmesine neden olmuştu. Bunları hak edecek ne yaptım diye içimden isyan etmek gelse de Karan üzüleceği için sessiz kalıyordum. Hem de bu olgunluk mu yoksa yaş almak mı bilinmez bir tarafım böyle olması gerekiyormuş, demek ki ben bu yükü sırtlayabilirim ki bu sebeple bunlar benim başıma geliyor diyordum.

Dizime koyulan elle bakışlarım yanımda arabayı kullanan adama döndü. Benim gibi sessizdi ama bu sessizlikte bile bana destek oluyordu. Hem de en doğru şekilde. Bir yan tarafımda akıp giden yola baktım. Birde solumda ki adama. Burada ki manzara daha güzeldi kesinlikle. Koltukta kendimi kaydırıp ona döndüm. Elimi çenemin altına koyup ona izlemek için rahat pozisyona geçtim.

Bir şey söylemedi, eliyle beni rahatlatmaya, kokusu ve varlığıyla destek olmaya devam etti. Bu anı biraz daha sürdürmek için aracın hızını düşürdü. Bizimle gelen bizi takip eden araçlarda hızlarını düşürdü.

Bıraksalar beni şurada ne güzel uyurdum.

Birkaç dakika sonunda yani sanırım birkaç dakika Karan "güzelim uykun mu var ?" dedi. Gözlerimi dikip birkaç kez kırpıştırdım. "Yoo yok." dedim elimin tersiyle ovuşturdum birde. Belli belirsiz gülümsedi.

"İstersen bugün konuşma." dedi. Dikiz aynasında arkaya baktım. Bu gecenin hazineleri onlardı... "Her şey sıcakken konuşmak istiyorum. Olsun bitsin bir an önce. Onunda kafası çok karışacak toparlanmak için zamana ihtiyacı olacak. Sonra babam ve annemle tanışacak..." sıkıntıyla yüzümü ovuşturdum. Daha birde Miraz ve Ateşle konuşulacaktı. Miraza yengem ve amcam söylerdi ama Ateşe doğruyu anlatacak kimsesi yoktu bizden başka.

"İşin en zor kısmını hallettik. Onları almak özellikle Mihri hanımı..." dedi Karan. Gerçekten de bu gece Mihri hanımın burada olması ve hazırlıksız yakalanmaları bizim için harika bir fırsat olmuştu. Resmen bir taşla iki kuş. Avcı olmasa... "Karan ! Avcı onunla iletişime geçecektik." dediğimde "Yaman halletti. Kendisi dönmek istedi. Hatta zaman istemiş iki, üç ülkeye dönmeyecek sonra gelecekmiş." dedi.

"İyi o zaman kendi bilir. İyi iş çıkarttı." dedim.

Karan tekrar kaldığı yerden devam etmek için elini bacağıma vurdu yavaşça "yani güzelim en zorunu hallettik bundan sonrası bu kadar uğraştırıcı olmayacak." dedi. Tabi canım yirmi küsur sene sonra ablam olduğunu öğrendim ve şimdi asıl ben bir ablaymış gibi onu anne babama ve hayata katacaktım.

Kısa süre sonra uçağa bineceğimiz noktaya gelmiştik. Kalabalık olduğumuz için ve ben, Handeyle özel olarak ilgilenmek durumunda olduğumdan benim uçağımı da getirtmiştik. Biz buraya iniş yaptığımız anda Alpaslan orayla iletişime geçmişti. Araçlarımızdan teker teker inerken herkesin yüzünde ufak bir tebessüm vardı ben ve Karan dışında. Aslında herkes birbirini kutluyordu. Ki bu güzel bir şeydi ama benim hiç enerjim yoktu. Daha doğrusu birazdan yapacağım konuşma tüm enerjimi emiyordu.

Uygar burada kullandığımız araçları tanımadığım bir adama teslim ederken babaannem ve Handeyi direkt benim uçağıma bindirdiler. Alpaslana baktığımda ne demek istediğimi anladı ve hemen peşlerinden gitti.

Karan "ayrı ayrı gidelim." deyince ona döndüm. "Tabi seni kendi uçağımda kollarımın arasına alıp uyutmak isterdim ama ablanla konuşacaksın madem ayrı ayrı gidelim." dedi.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin