Hosgeldiniz.
Oy verdiysek iyi okumalar.
Nefes al ver... Nefes al ver. Kafamı yatak başlığına bastırıp bir kez daha telefonumdan saati kontrol ettim. Az kaldı. Kollarımı göğsüme bağladım beklemeye devam ettim. Son bir saattir yaptığım gibi. Panterden gelen Karan'ın ölüm fermanı pardon fotoğrafı hemen yanımda, yatağın bir kenarında duruyordu fakat ben bakmıyorum. Orada olduğunu bilmek bile sinirlerimin üzerinde bir kedinin yürümesine sebep oluyordu, kanım ısınıyordu. Tırnaklarımı tekrar koluma bastırdım. İyi hissettiriyordu. Sanki Karan'ın boynu elimin altındaymış gibi...
Artık vaktin geldiğini düşünerek doğruldum. Fotoğrafı cebime tıktım. Yatağın yanına attığım topuklu çizmelerimi aldım. Ayağıma geçirip sertçe çektim fermuarı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. "Sakin ol Hale." Diğer ayağıma da çizmeyi geçirip ahenkle çektim fermuarı.
Yatağın ucuna bıraktığım deri cekete uzandım. Onuda üstüme giydikten sonra makyaj masama yürüdüm. Aynamın yanında ki ışıkları açtım. Önümde her markanın her renginin olduğu ruj organizerimden bordo-kırmızı rujumu aldım. Güzelce dudaklarıma yedirdim. Saçlarımı önüme aldıktan sonra ışıkları kapatıp çıktım odadan.
Ses çıkarmamak gibi bir gayem yoktu zira şuan zerre umrumda değildi. Karanlığa bürünen evin merdivenlerinde topuklarımın sesi yankılandı epeyce. Sadece girişe gelince yavaşladım o da Esma anne uyanmasın diye. Kapıyı açtığımda Alpaslanla burun buruna kaldık. Beni görünce şaşırdı ama çabuk toparladı "bende sana mesaj atacaktım hadi in diye." dedi fısıldayarak. "Gidebiliriz." dedim evin kapısını çekip kapattığımda Alpaslan "şşş yavaş ol! Başımıza toplayacaksın herkesi." dedi.
"Bana gelenler geldi birileri daha gelebilir !" dedim bahçeden çıkmak için yürürken. Alpaslan yanıma gelince yüzüme baktı ama ben doğrudan ileriye bakıyor Alpaslanın arabayı bıraktığı köşe başına yürüyordum. "Sana bir haller olmuş ne oldu ?" dedi.
Anlattıkça daha çok sinirlenecektim. Bu da Karana daha büyük bir patlama olacaktı. Bu yüzden hemen anlattım.
Alpaslan yorum yapmadı. Kafasında ölçüp biçiyordu. Karan'ın beni bu konuda uyardığını biliyordu. Belki bu yüzden bir şey demedi. Evet uyardı. Panterin bu konudan üstümüze geleceğini, planını anlattı. Ama gel gör ki ben kendime şuan söz geçirmiyorum. Kıskançlıktan bir perde inmişti mantığımın önüne.
Evden çıktığımızda yolda birden Yaman belirdi. İkimizde aynı anda konuştuk.
"Hale ?"
"Yaman ?"
İkimizde birbirmize bakarken Yaman'ın bakışları Alpaslana kaydı ama bana konuştu. "Seni almaya gelmiştim." dedi.
Kimse Yaman'ın beni almaya geleceğini söylememişti ? Alpaslan benden önce konuşarak "seni çağırdığımızı hatırlamıyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...