Hoşgeldiniz.
"Süren başladı." Ellerime iple sıkı bir düğüm atan Alpaslan kronometreyi başlatıp uzaklaştı.
"Süre tutmanda ki amaç ne ?" dedim bileklerimde ki iplerden kurtulmaya çalışırken."İlerlemeni görmek için." dedi.
"Ne güzel kendimi savunmayı öğretiyordun şimdi bu nereden çıktı." dedim nefes nefese. İplerden kurtulmak için oturduğum sandalyede öyle debeleniyordum ki tüm vücudumu sıcak basmıştı.
"Kendini savunmayı öğrendin. Artık dövüşmeyi öğrenmek zorundasın. Silahın her zaman yanında olmayacak. Yanında olsa bile her zaman kullanamayacaksın. Bazen sessiz olman gerekir bazen silahına el konur. Bu sebeple yakalandığında neler yapman gerektiğini de gösteriyorum. Bu ipler daha başlangıç ve bu konuda iyi değilsin." dedi.
Saç diplerimden ter birikmeye başlandığında yanaklarıma da bir ateş düşmüştü. Açılmıyordu bu ipler !
"Hale..." dedi birkaç dakika sonra Alpaslan. "Çok debeleniyorsun. Ben ellerini bağladım sen kurtulmak için ayaklarını bile sallıyorsun. Bu da yorulmana sebep oluyor. Sessiz ve sakince bunu halletmen lazım. Seni rehin alan kişinin gözlerinin içine bakarken dahi iplerini çözebilmelisin." dedi tek diziyle önümde çökerek attığı düğümleri çözdü."Sat komandosu mu yetiştiriyorsun ya bu ne !?" dedim kızaran bileklerimi ovalarken. Alpaslan gülerek elinde ki ipleri atıp çekmeceden bir kremle geri döndü. "Bunu isteyen sendin." dedi. "Şikayet etme. Tabiki sana kalkıp burada askeri eğitim veremem ama bildiklerimi de öğretmek istiyorum. İşlerin ne kadar ciddileştiği ortada." dedi.
"Doğru söylüyorsun orası öyle tabi." dedim.
Alpaslan sıktığı kremi bileğime yayarken kısa bir an bakışlarını yüzüme dikti. "Hiç korkmuyor musun ?" dedi. "Yani son olan olaylar, muhattap olduğun kimlikler. Bir kadın için ağır şeyler. Burada cinsiyet ayrımı yapmıyorum ama alışık değilsin. Planlarımızda istihbarat yoktu örneğin. Bunlar seni korkutmuyor mu ?"
"Hiç." dedim omuz silkerek. "Korkutmuyor. Kaybecek bir şeyim kalmadı sonuçta. En fazla ne olabilir gözüyle bakıyorum olaylara. İnsanın en korktuğu şey başına gelince bir daha korkmuyor."
"Karan'ı öldürmek istiyorum." dedi Alpaslan usul usul başını sallayarak. Bende ona uyarak yavaşça sallamaya başladım. "Bencede." dedim.
"Sonra kurtuluruz ondan." dedi. "Bana uyar." dedim. Hala kafa sallıyorduk. "İstihbarata kalmadan hallederiz." dedi. "Güzel." dedim. "Güzel."En son Alpaslan dayanamayıp kahkaha atınca bende güldüm. Spor salonunun kapısından kafasını uzatan Deren "yemekler geldi." dedi. "Geliyoruz." dediğimde Alpaslan omzuma bir havlu attı, birlikte mutfağa geçtik.
♛
Karan evinde ki çalışma masasındayken Uygarın gelmesini bekliyordu. Bir dakika bir saat gibi geçtiğinden oldukça sıkılmıştı. Nihayet Uygar geldiğinde önüne bir dosya bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...