Hoşgeldiniz.
Oy verdiysek satır arası yorumlarda buluşalım.
Sürekli etrafımda hoplayıp durmaları yüzünden arabayı zor kullanıyor olsamda kahkahaları kesinlikle bulaşıcıydı çünkü onlar yüzünden sürekli sırıtıp duruyordum. Arkadaşlarımın evimde toplanması ve hepimizin birlikte hazırlanmasıyla Karan'ın mekanına doğru yola çıktık.
Son ses açtığımız şarkıya birde onlar eşlik ediyorlardı. Elif yanımda oturuyor kolları havada saçlarını sallayarak çok eğleniyordu.
Arkada sırasıyla Eda, Anıl ve Bahar oturuyordu. Edanın kıçının koltuğa değmediğine çok eminim ki arkada Anılla kelimenin tam anlamıyla kuduruyorlardı. Baharsa onlardan hiç eksik kalmıyor o da oturduğu yerde dans ediyordu.
Ah, ah, ah, ah
Ah geceler, sensiz geceler
Kabus gibi çöker geceler
Ayrılıklar vurur beni
Sabahları dar gecelerAnıl, Elifle ortamıza arkadan kollarını iki yana açarak ve omuzlarını titreterek sarkıyordu.
"Sensiz geceler kabus gibi çöktü üstümüze Karan... Karan !" diye bağırdı."Sensizliği yaşarken
Nerelere gideyim?" dedi Elif parmağıyla beni işaret ederek."Herkes gülüp oynarken
Ben senin derdindeyim." dedi Eda devam ederek, Anıl iterek o da öne geldi."Ah geceler, sensiz geceler
Kabus gibi çöker geceler
Ayrılıklar vurur beni
Sabahları dar geceler." Tekrar hareketli kısım geldiğinde arabamın pardon Mercedes G63'ün yerinde hafifçe zıpladığını hissettim. Anıl arkada deli gibi ayaklanıp sonra kendini geri koltuğa atıyor aynı zamanda kollarıyla Baharı ve Edayı enselerinden sıkıştırmış kendiyle beraber koltuğa atıp geri kaldırıyordu.
"Anıl valla kuscam dur !" desede Bahar Anıl umursamadı Eda ise çığlık atarak kahkaha atıyordu."Kimbilir neredesin? Gel desem gelir misin ?" diyen Seda ablamıza Anıl "gelmezsek gençliğimiz solsun Karan !" diye böğürdü.
"Seni böyle severken aşkımız hiç bitmesin." arkada Anılın severken kısmını başka bir şey söylecekmişte son anda doğrusunu çevirmiş dil çıkardığını gördüm dikiz aynasından.Bir süre daha bu şarkıda kudurduktan sonra Elif "bu şarkı bizden Halemize !" diye bağırdı. Listeden bir şarkı aramaya başladı.
Yan aynadan arkamı kontrol ettim. Alpaslanla Celasun hemen arkamızdan geliyorlardı. Hem bu yüzden hemde herkes çok eğlendiğinden fazla basmıyordum.
Mekanın önüne geldiğimde Karan'ın arabaları için ayrıca açılan otoparka girdim direkt. Kapıda uzun bir sıra vardı insanlar girmek için bekliyorlar kapıda da detaylı bir üst arama sonrası ya içeriye alınıyorlardı ya da geri çevriliyordu.
Arabamı Karan'ın otoparkına bırakmak için insanların yanından geçince birkaç kız beni farketti ve hemen telefonlarına sarıldılar. Karana geldiğim açıkça anlaşılmıştı tabi.
Arabamı Karan'ın arabasının yanına rahatça bıraktıktan sonra takım elbiseli genç bir çalışan yanıma geldi ve kapımı açtı. "Hale hanım hosgeldiniz." dedi. "Merhaba hoşbulduk." dedim gülümseyerek. İnmem için bana elini uzatan çocuktan önce Alpaslanın sesini duydum. "Bana bırak kardeşim." dedi.
Çocuk saygıyla kenara geçtik sonra Alpaslan geldi. Uzun parka kabanını çıkarıp önümü kapattı. Elbisem fazla kısa olduğu için inerken frikik vermemem çok zordu. Alpaslan böylece hem görebilecek insanların görüşünü kesti hemde bacaklarımı ve kalçamı örtmüş oldu. "Teşekkür ederim." dedim arabadan rahatlıkla inince.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Novela JuvenilKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...