Hoşgeldiniz...
Oy verdiysek hemen bölüme başlayabiliriz. Satır arası yorumlarınızı da bekliyorum ♡
Karanla malum barışmamızın üstünden birkaç gün geçmişti. O gün sabaha karşı birbirimizden anca kopabilince benim odamda sessiz ve hızlı bir duş alarak kimse uyanmadan göndermiştim onu.
Bu birkaç günlük sürede mezuniyetim olmuştu. Artık mezun ve iş kadınıydım. Mezuniyetimin ertesi sabahı babamdan sabahın köründe gelen telefonla yatakdan düşmekle Karan'ın kolları arasında havada kaldığım zaman dilimde babamdan gelen aramayı cevaplandırdım.
"Hale Seçkin bir saat içinde seni şirkette odanda görmezsem olacaklardan ben sorumlu değilim. Halletmen gereken dosyalar, imzan gereken belgeler, yurtdışıyla yapman gereken aramalar ve şirketde ki yeni pozisyonun gereği bize sunman gereken yeni finans planması var." dedi.
"Baba ! yuh Bismillah ya. Daha dün mezun oldum. Bugüne mi hazırladın kendini hem ne demek yeni pozisyon ?" dedim ne kast ettiğini anlamaya çalışarak.
Gözleri kapalı hala beni yere düşmemek için kollarında tutan Karan yeni pozisyon deyince pis pis güldü.
"Tebrikler şirketimizin yeni CEO'su artık sensin. Ve evet kaç zamandır bugünü bekliyorum. Miraz çoktan şirkete gelmek üzere yola çıktı." dedi ve telefonu kapatmadan önce "emekliliğe hiç bu kadar yaklaşmamıştım." dediğini duydum.
Yüzüme kapanan telefonla bir süre ekrana baktım. Ama adam ciddiydi...
Şimdiyse Karanla birlikte şirkete doğru yol alıyorduk. O beni bırakacaktı ardından kendi iş yerine geçecekti.
"Bu CEO işi nereden çıktı ki şimdi ya. Hiç bundan bahsetmişti bana. Bir sürü finansal planlama yapmam veri oluşturmam ve onlara sunmam gerekiyor şimdi." dedim. "Evleniyorum ben ya ne şimdi bu iş yükü !" diyerek isyanıma devam ettim. Altından kalkamayacağım işler değildi ama Karan'a da nazım geçtiğinden şikayet etmekten geri kalmıyordum.
"Yenge sen aklına koyduğun her şeyi başarırsın çünkü senin inanılmaz bir azmin ve sevgin de var." dedi Yaman ağzını yüzünü şekilden şekile sokarak.
"Birkaç gün sıkar sonra bırakır düğün hazırlığı içinde olduğumuzu biliyor baban. Hem ayrıca yine söylüyorum zorunda değilsin. Çok istiyorsa babana işinde oldukça iyi, deneyimli bir CEO gönderebilirim." dedi Karan. Bu adamın her şeyi bu kadar kolay halledebilecek olmasına hala şaşıyordum. Ama o işlerde öyle olmazdı işte. Babam ve amcam işleri bize devredeceğinden iş yükünü arttırıp sorumluluk bilinci kazanmamızı istiyorlardı.
Hem ne diyeceğim babama ben şimdi çalışmak istemiyorum nişanlım Karan HAZNEDAROĞLU sana bir CEO bulmuş onu yönlendiriyorum mu diyeceğim.
Daha yolda aramalara başlayan sekreterim şimdiden beni boğmaya başlasada masama oturduğum an hepsini halledebileceğimden emindim.
Şirketin önüne geldiğimizde çantamı ve bilgisayarımı elime aldım. "Bana şans dileyin." dedim Karan ve Yamana bakarak.
Yaman elini yumruk yapıp salladığında bende ciddi bir şekilde başımı salladım. Ardından ikimizde aynı anda güldük.
Karan'a döndüğümde "in hadi bende iniyorum seni geçireyim." dedi. "Peki." arabadan aynı anda indiğimizde Karan yanıma dolandı.
"Her şeyin üstesinden gelebileceğini biliyorum." dedi alnıma güzel bir öpücük bırakırken. İçim ısındı. Ona biraz daha yaklaşıp alttan bakışlarımı gözlerine dikerek fısıldadım. "Biliyor musun senin bana inandığını görünce benim her şeyi yapasım geliyor. O an o şey gözüme zor gözüksede senin bana inanan, güven veren bakışlarını görünce, yanımda olduğunu ve olacağını bilince o şeyi yapacak gücü buluyorum içimde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Roman pour AdolescentsKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...