Hoşgeldiniz.
Sağ elimle tuttuğum bıçağım kahvaltı tabağımda ki omleti keserken bakışlarım kısaca merdivenlere kaydı. "Gelmesi uzun sürdü." dedi annem. Babam ve ben kahvaltımıza başlamıştık annem ise Handeyi beklemekte ısrarcıydı. Babam ve ben beklemeden yemeğe başladığımız için bize kızıyordu. Söylenmesine daha fazla tahammül etmek zorunda olmadığımdan "kahvaltı saati 9 Hande buna uyması gerektiğini zamanla öğrenecektir. Lütfen söylenmek yerine kahvaltına başla ya da Handeyi sessizce bekle." dedim ve fincanımdan bir yudum aldım.
Otoriter bir tavır sergilediğimin farkındaydım ki annemde buna şaşırmıştı ama artık otoriter olmayı seviyordum. Ki babamın bakışlarından da bu durumdan memnun olduğu belliydi. Annem durdu duramadı "bugün ne yapacaksınız ?" dedi. "Alışverişe götüreceğim. Giyecek hiçbir şeyi yok. Şimdide benden bir şeyler giyiyor." dedim. Handeye dolabımı açtığımda istediğini alabileceğini söyledim. Birkaç şeyi eline aldıktan sonra yanımda giyinmek istemedi. Bunu elbette normal karşılardım, çekinmesi normal gelebilirdi... ta ki panik olan yüzünü fark edene kadar. Yanımda giyinmekten çekinmedi, panik oldu.
Bakışlarım bir kez merdivenlere değdi ama hala ortalarda yoktu. "Baba babaannem konusunda bir karara vardın mı ?" dedim. Babam çatalını tabağının kenarına bıraktı ellerini çenesinin altında birleştirdi. "Bu kararı tek başıma almam doğru olmaz. Amcanla da konuşmam lazım. Onlarında kendi dertleri var diye rahatsız etmedim fakat bugün konuşmak şart." dedi. Sesli bir nefes bıraktım "çabuk karar verseniz güzel olur zira ben kafasına sıkma taraftarıyım." dediğimde annemin çayı boğazında kaldı ama bir şey demedi. "Bu işte hoşuma gitmeyen bir şey var. Handenin üzerine gitmedim, konuşturmadım zor bir gece geçirdi diye ama bu akşam konuşacağım. Aynı zaman da babaannemin de konuşturulması gerekiyor." dedim.
Babamla bakıştık. "Annen olduğunu biliyorum baba. Fakat bu işin altından hoş şeyler çıkmayacak. Saygısız gibi görünmek istemem ama duyduğum şeylerden sonra Alpaslan'a emir verebilirim." dedim ve babam bu emir veririmin altında ne olduğunu anladı. "Öfkeyle hareket etmemekte fayda var." dedi.
Merdivenlerden Handenin indiğini duyduğumuzda babam "çıkın vakit geçirin ihtiyaçlarını al. Yalnız gezmeyin sen halledersin biliyorum ama risk almanın alemi yok yorgun görünüyorsun." dedi babam elini elimin üstüne kapattı. "Akşam amcanlar gelir konuşuruz." dedi. Gözlerimi kapatarak onayladım ve gülümsedim.
"Miraza ne zaman söyleyecekler acaba ?" dedi annem. "Bizde Karanla aynı şeyi düşünüyoruz Ateşe bizden başka söyleyecek kimse yok." dedim. Hande yanımıza geldiğinde duraksadı doğrudan bana bakarak "Karan mı ?" dedi gülümseyerek. Bir süre yüzüne baktım. Uzun bir süre...
Handenin, Karan mı derken ki gülümsemesi yavaş yavaş soldu ki bende bunu bekliyordum zaten. O gereksiz gülümsemenin solmasını.
Hande bir anneme bir babama baktı ama ikisi de bir şey demedi. Fakat babam beni yanıltarak "Karan." dedi. "Duydun mu bu ismi daha önce ?" dedi. Soruyu sorarken kahvaltısını etmeye devam ediyordu babam. Hande annemin yanına yerleşirken "Kenan amcanın..." diye başladığında masada herkes ben dahil sert bir soluk çekti. Hande bunu da fark etti biraz daha gerildi. "onun evlerinde kaldığımızda geliyordu bazen Kenan amcayla konuşmak için." dedi.
Ben soru soracakken annem araya girerek "Kenan amca diye bahsettiğin adam iyi bir adam olmadığı için Handecim Karan seni kontrol ediyormuş uzaktan iyi olup olmadığını." dedi. Elimde ki çatalı bıçağı sıkarak anneme baktım ama o bana değil Handeye bakıyordu. Böyle söylemesine, böyle bir kelime kullanmasına gerek yoktu.
"Yaaa.." dedi Hande ufak bir tebessümle. "Karanla hiçbir araya geldin mi ?" diye sordum. Hafifçe kaşlarını çattı ama sorumu birden sormama şaşırdı. Şaşkınlığını üstünden atarak aynı tebessümle "yok." dediğinde elimde ki çatalı bıçağı bıraktım. "Ben uzaktan gördüm onu hep. Ama odama da birkaç kez geldiği olmuş. Ben uyurken denk geldi maalesef hep, bana da babaannem söyledi ziyaret ettiğini." dediğinde içimde bir yerlerde duman tütmeye başladı. Sebebini bilmediğim bir şey beni rahatsız ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...