Satır arası yorumlarınızı bekliyorum..
İyi okumalar kelebekler..🦋Kelebeklerim uçmuyordu. Kimisi kanıyla boğulmuştu kimisi kanatlarında kuruyan kandan hareket edemiyordu. Bir köşeye sinmişlerdi.
Karan'ı kollarımdan aldılar. Birilerini aradılar, hastaneye gidemezmişiz, tehlikeliymiş. Uygar Karan'ı diğer adamlarla taşırken Yaman yanıma gelerek bir şeyler söylüyordu. Ellerime bulaşan kandan ne başımı kaldırabiliyordum ne söylenenleri anlıyordum. Karan'a gitmeliydim, beni hissedemezse güçsüz düşerdi belki. Vurulmasına rağmen bilincini açık tutmayı başarabilmişti. Hıçkırıklarımın arasından duyabildiğim iki kelime vardı "korkma" ve "ağlama" o halde kollarımın arasında yatarken beni düşünüyordu.
Onu küçük bir hastaneye çevrilmiş evde ki bir odaya aldılar. Alt kattaydı. Yanına gitmeliydim ama bacaklarımı kımıldatamıyordum. Titreyen kanlı ellerimde az önce yaşadığımız kabusu yüzüme vuruyordu bir kez daha.
"Yenge kalk nolur yerden."
Daha bu sabah ellerim sırtını sevmişti. Hatta gülmüştü bu hareketime. Bir hıçkırık koptu dudaklarımdan.
"Yenge abime bir şey olmaz. Kalk yerden hadi."
Ona bir şey tabiki olmazdı. Olamazdı.
Ama bu hep böyle mi olacak ? Kapıda adamlar, silah sesleri, kan.. Onun kanı.
"Yenge abim seni bu halde ağlarken ve yerde görürse keser bizi." dedi Yaman. Bakmasamda hafif bir tebessüm vardı sanki yüzünde. Öyle hissetmiştim.
Yaman'ın ona bir şey olmayacaklı kendinden emin cümleleri benide rahatlatıyordu. Başımı yerden kaldırıp ona baktığımda dolu gözlerime bakarak sıcacık bir tebessüm oluştu yüzünde.
"Bir keresinde.." dedi sağına soluna bakarak "abim yine vurulmuştu, şimdi bunu sana anlatmak ne kadar doğru bilemedim ama başladık artık. Dilşah anne kahroldu duyunca bayıldı, ilaç verdiler ayıldı sonra gene bayıldı.." dedi Yaman komik bir şey anlatıyormuş gibi. "Sonra abim annesinden önce ayaklandı geldi ve ne dedi biliyor musun yenge ?"
"Ne dedi ?" sesim oldukça tarazlı çıkmıştı.
"Bir vurulduk diye öldürdün sende bizi ne bu halin anne."
Gerçekten bunu mu demişti. Yaman yüz ifademden anlamış olacak ki "ciddiyim yenge." dedi.
Yaman'dan destek alarak ayağa kalktığımda Karan'ın yanına gidecektim. Onun bana ihtiyacı olabilirdi çünkü benim ona çokca vardı. Ellerimi yıkayarak aşağıya inen merdivenlerin başına geldim. Burası o kadar dipte, kuytuda kalıyordu ki eve gelen bir çok kişi buradan hiç haberdar olmayabilirdi.
İlk basamağa ayağımı attığımda hafifçe başım döndü. Yaman hemen arkamdayken yanıma geldi hızlıca girmem için kolunu uzattığında yüzüme değil yere bakıyordu. Başka zamanda olsak bu hareketine gülerdim. Bana değer veriyordu Karan dediği için değil bunu hissediyordum. Gerçekten içinden geliyordu.
Yamanın kolundan destek alarak merdivenleri indiğimde karanlık bir hole girdik. Bizi üç kapı karşıladığında baştakine doğru ilerledi Yaman.
Kapıyı açmayı bana bıraktığında, kapı koluna uzanan elimle durdum. Ellerim hâlâ titriyordu. Az önce yaşanan olayın korkusu muydu yoksa Karan'ı nasıl bir hâlde bulacağımın bilinmezliği miydi bilmiyorum.
Derin bir nefes alarak kapıyı açtığımda Karan'dan uzaklaşan bir doktor, sedyeden uzaklaşan bir Karan vardı.
Ne yapıyor bu adam Allah aşkına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...