Hoşgeldiniz.
Oy verdiysek iyi okumalar. Bol yorumlar.
Karan telefonu kapatalı saniyeler olmuştu ama bana dakikalardır susuyormuş gibi geliyordu. Koluna tutundum "Karan..." dedim bir şey desin diye. Yüreğim ağzımda bekliyordum. Kolunu salladım ama bütün gücüm çekilmiş gibi olduğundan hafif bir itmeden ileri gidemedim.
Telefonu tutan kolu canı çekilmiş gibi aşağı düşüverdi. Gözleri sadece bir noktaya dikilmiş boş bakıyordu. Beni bile duyduğundan gördüğünden emin olamadım o an.
O hiç böyle olmamıştı.
Önüne geçtim dikkatini tamamen kendime çekmek adına çünkü şuan isimden çok Karan adına endişeleniyordum. Tepki vermiyordu.
"Karan bir şey de bana." dedim ama yine bakışları beni bulmadı. Ellerimi yanaklarına koydum. Bana bakması için zorladım ama parmak uçlarımda daha fazla kalamadım çünkü Karan ne bana doğru eğiliyor ne de beni farkediyordu.
O an yüzüne tokat atmayı bile düşündüm. Sadece tepki versin istiyordum. Şimdi şurada bir şey olsa dağ başındayız onu arabaya sürükleyemezdim bile.
"Karan korkuyorum."
Cümlemi bitirir bitirmez bakışları beni buldu. O kadar soğuk bakıyordu ki. Bana değildi ama bu tavrı çünkü bir elini sırtıma atıp okşadı yani okşamak istedi ama sertçe elini sırtımda gezdirmekten öteye geçmedi. O an o da ne yapacağını bilemiyor gibiydi. Elleri ikimizin arasında havada kaldı. Birbirimize attığımız birkaç boş bakıştan sonra Karan avuçlarını yanaklarıma koydu. Bedeni ateş gibi yanıyordu. Dudakları alnıma bir öpücük bıraktı. "Korkma..." dedi.
Ardından bir anda benden uzaklaşıp evden çıktı. Yaşadığım şokla ne yapacağımı bilemediğim birkaç saniye küçük salonun ortasında öylece kala kaldım ama çabuk toparlanıp montumu alıp peşinden çıktım. Arabasına doğru sert ve hızlı adımlarla yürüyordu. "Karan !"
Sesim ormanın içinde yankılandı beni duydu ama durmadı. Peşinden hiç beklemeden koştum onu yakaladım ve önüne geçtim."Karan beni bırakıp nereye gidiyorsun ?" dedim.
"Senin için gelecekler, evde beni bekle." dedi ve yanımdan geçip tekrar yürümeye devam etti. Bu Karan... bu hali beni inanılmaz korkutuyordu. Hiç böyle yapmazdı.
"Beni geride bırakıyorsun." dediğimde duracak gibi oldu ama yine durmadı. "yine !" diye ekledim. Karan herhangi bir tepki vermeden arabayı bıraktığımız yere yürümeye devam etti. "Ormanın içinde kaybolmadan eve dön Hale." dedi buz gibi bir sesle.
Tekrar koştum arkasından. Neden bu kadar soğuk bir adam olmuştu ki birden. Miraz mıydı yoksa ya da babam ? Amcam ? O yüzden mi bana böyle davranıyordu. Kolundan tuttuğumda durdu. "Benim mi ?" dedim korkumu ona dile getirerek. "Benim tarafımdan biri mi ? O yüzden mi bana böyle davranıyorsun ?" dedim. Karan yüzüme boş bir bakış attı ama ben altında yatan hayal kırıklığını görebiliyordum. Bir şeye kırılmıştı Karan. Bu bakışı bekarlığa vedam da yediğim halt yüzünden hayal kırıklığına uğradığında atmıştı oradan biliyordum nasıl baktığını. "Sana nasıl davranıyormuşum ?" dedi Karan düz bir sesle.
"Böyle işte." dedim elimle onu işaret ederek. "Burada bırakıyorsun beni ne olduğunu da söylemiyorsun." dedim."Senin için gelecek adamlarım güvenliğinden şüphe etme." deyip tekrar yürüdüğünde sinirlenmeye başlamıştım. Derdim şuan kendi güvenliğim gibi mi duruyordu oradan. Birinin canını almaya gidiyordu. Ve ben kim olduğunu hala öğrenememiştim. Ayağımın dibinde ki koca taşı alıp atmak için havaya kaldırdım. Bu sırada Karan benden uzaklaşıyor, gidiyordu. Taşı atabilirdim. Zaten atmak için almıştım o taşı yerden ama atamadım. Ya sırtına gelirse ? Ben onu sırtından vuramazdım. Hele ki sırtına inen darbeleri bilerek hiç vuramazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...