Balmorhea- Remembrance
Sabah ayazı kendini belli ederken soğuk rüzgar yüzümü yalıyordu. Yine uyuyamadığım bir gecenin sonuna gelmiştik. Yataktan nefret eder hale geldim.
Sinirle yüzümü dizlerime gömdüm. Uyumak isteyip uyuyamamak, uyuyamadıkça daha çok dönmek, döndükçe kaçan uyku... Berbattı.
Gecelerimi tek kelimeyle anlatsam bu olurdu kelimem: Berbat.
Gece çökünce özlemi içimde daha da devleşiyordu. Birini özlemek istemezken bir yandan da özleminin bile güzel gelmesi psikolojik tedavi almam gerektiğinin en büyük kanıtıydı.
Birde tabi sürekli, izleniyormuş hissi ve kafamın içinde sürekli onun sesini duymam var. Beni çağırıyormuş gibi bana seslenişi... en yalnız anlarımda, en dalgın anlarım ve en dikkatsiz zarar görmeye müsait anlarımda.
Başlarda batıl inançları olan bir insan olduğum için acaba hamileyimde bebek mi beni korumaya çalışıyor diye bile düşündüm. Elifle gizli saklı yaptığımız test negatif çıkmıştı tabiki.
İzleniyormuş hissi de psikolojimin bozuk olmasından kaynaklıydı çünkü başlarda benim sürekli arkama etrafıma baktığımı farkeden Miraz, babamla birlikte çevre güvenliğini çoktan sağlamıştı. Şimdide dördümüz yaşıyorduk zaten.
Bunlar hala devam eden ama benim bahsettiğim şeyler değildi. Baran'a bugün bunları anlatmaya karar vermiştim. Belki bir çare bulur kafamda ki sesleri sustururdu.
Camın önünden kalkarken yan tarafta ki kitaplığa çarptım. Bir kitap yere düşerken Barış sese uyandı.
Zar zor açabildiği gözleri, dağınık saçlarıyla önce bana ardından yerde ki kitaba baktı. "Günaydın."
"Günaydın. Uyutamadım mı seni yine ?" dedi sırtını yatak başlığına yaslarken.
Olumsuz anlamda iki yana salladım başımı "senlik değil." dedim."İlaçlarını neden almıyorsun Hale ?" dedi birden ciddi bir tonda. "Alıyorum?"
"Geçen akşam neden almadın o zaman ?" dedi. "Unuttum. İlaçlarımı alıyorum onları almadan yapamam zaten." dedim.
Bir süre bakıştık. Yatağın üzerinde ki yorganı açtı. Bakışlarıyla yanına çağırdı beni.
Yerimden hareket etmediğimde bakışlarını üzerimden çekmedi. Yatağın yanına adımlayıp kendi tarafımda, benim girmem için yorganı kaldırdığı tarafta ayakta dikildim. "Benim için bir şey yapar mısın ?" dedi kısık sesle. Saat henüz çok erken olduğundan evde herkes uyuyor çıt çıkmıyordu. Bizim dışımızda tabi.
"Ne istiyorsun ?"
Sırtını yatak başlığından çekti oturur pozisyona geldi yatakta. "Şimdi gene gözlerini devireceksin ama... Ben eski Haleyi çok özledim. Ama çok." dedi elimden tutarken. Yatağa çekti beni.
"Biraz gülsen, biraz eskisi gibi baksan, biraz bizimle ilgilensen, diğerlerini boşver en azından benimle vakit geçirsen biraz olmaz mı?" dedi muzip bir tavırla.
"Barış..." dedim göğsünden kalkmaya çalışırken.
"Ne Barış ne ?" dedi.
"Ne Karan ne ?" Işık hızıyla bir anı zihnime dolmaya başlayınca hızla kalktım yataktan.Ama Barış son anda beni belimden yakaladı. "Barış bırak hiç havamda değilim." diyerek itirazlarımı dizmeye başladım ama Barışa geçmedi hiç biri.
"Getirmeye çalışıyorum havanı yerine."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...