78. ÖLÜ NEFES

35.8K 1.7K 1K
                                    

Hoşgeldiniz.

Evimin yarım saat kadar önceki gürültüsü artık kalmamıştı. Alpaslana söylediklerimden sonra eve girip mutfağa ilerledim. Kapıda dikildiğimde Edayla Elifin kahve yaptıklarını Karan'ın ise öylece oturup masaya baktığını gördüm.
Geldiğimi hissetmiş gibi başını kaldırdı. Göz göze geldiğimizde tebessüm etti ama üstüme kayan bakışlarıyla kaşları git gide çatıldı ve "Ne demeye Alpaslanın hırkasını üstüne giyip yanıma geldin ?" dedi.

Başımı indirip üzerime baktığımda bana üç beden büyük gelen Alpaslanın hırkasını gördüm. "Kapının önüne çıkmıştım. Alpaslan o sırada..." derken duraksadım. "Sanane ya." dedim olması gerektiği gibi.
"Ben bu sananeleri sonra çok güzel soracağım sana." dedi kendi kendine ama duymuştum. Fakat tepki vermedim.

Karan'ın yanına oturup kızların yaptığı kahveyi içecektim ama daha popomu koymadan zil çaldı. "Karan kim bu saatte ?" dedi. Bu bugün fazla ters morali bozuk diye sesimi çıkartmıyorum ama patlamam an meselesi. "Müneccim mi kız nereden bilsin ?" dedi Elif. "Hurdacı." dedim mutfaktan çıkmak üzereyken "gelsinde Karanı alsın diye çağırmıştım." dedim.

Edanın arkamdan kahkasını duyarken kapıya gittim. Açtığımda Bade karşımda duruyordu. "Bade ?" dedim şaşırarak. "Hale hanım rahatsız ettim kusura bakmayın ama evrak çantam burada kaldı sanırım." dedi. Bu saatte geldigine göre önemliydi sanırım. Akşam onun oturduğu tekli koltuğa baktığımda yerde koltuğa dayalı çantayı gördüm. "Evet burada kalmış. Keşke arasaydın ben birilerinden gönderirdim." dedim bahçede ki adamları işaret ederek. Bade de arkasına dönüp şöyle bir adamlara bakınca yüzünü buruşturarak döndü bana "yok ben kendi işimi kendim halletmeyi severim." dedi.

Bu haline gülerken evin kapısını biraz daha açtım. "Gelsene birkaç kişi kaldık kahve içiyorduk. Bize katıl." dedim. Yüzünde kararsız bir ifade görünce "Elif, Karan ve Eda var sadece. Kızlarla tanıştın. Karanı zaten biliyorsun." dedim imayla. "Yabancı yok yani gel." dediğimde "pekala." diyerek kabul etti. Biz içeriye girerken bahçede Alpaslanın arabası durdu. Araçtan inmeden göz göze geldiğimizde başını salladı hafifçe. Halletmişti demek. Bende aynı şekilde karşılık vererek kapıyı kapattım. Mutfağa geçtiğimizde girişken olması için Badenin sırtına elime koydum. "Kızlar..." dedim Elifle Edaya bakarak "ve Karan." dedim yüzümü buruşturarak ama o öpücük attı. "...Bade geldi." dedim.

"Hoşgeldin." dedi Eda cıvıl cıvıl bir sesle. Sanki saatler önce dayısının ölmesi için fikrini beyan etmemiş gibi. Karan'ın kanından işte ne olacak.

"Hoşgeldin." dedi Elifte oturması için yanında ki sandalyeyi çekerken. Ben eski yerime Karan'ın yanına oturdum. Badeyle Karan birbirlerine bakarken merhaba demeyecekleri belliydi. "Tanışıyorsunuz zaten." dedim ikisine hitaben. Bade "tanımam mı polisler alıkoysunda Katarda rahatça imza atalım diye çok araştırdım kendisini." dedi. Karan'ın kaşları alayla havaya kalkarken Bade arkasına yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Demek o mükemmel planda sizinde parmağınız vardı." dedi Karan.
"Elbette." dedi Bade büyük bir özgüvenle. Karşısında ki adamın ne kadar tehlikeli olduğunu bildiği halde rahattı. Muhtemelen bazı açıklarına hakim olduğu içindi. "Peki size bunun bedeli ödettirmeyeceğimi düşündüren şey nedir ?" dedi Karan. Dudaklarıma götürdüğüm fincanla kaldım.
Bade az önce ki gibi rahat değildi ama Karan hala aynı rahat ifadesiyle oturuyordu yanımda.
İstediği her şeyi yapabilecek olmanın rahatlığı ve özgüveniydi bu.
Karan'ın odunsu ve baharat kokusunun arasında özgüven ve ego kokusunuda çok rahat soluyabilirdiniz. Ki bu ona çok yakışıyordu.

"Karan." dedim uyarı dolu bir sesle ardından kahvemi yudumladım. Bu devam etme demekti.
Karan bu uyarıyı hemen aldı ve "konuşuyoruz güzelim bir şey yok." dedi. Bilirim ben o bir şey yokları.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin