16. İhlal 🦋

117K 3K 1.5K
                                    

Uzun bir bölüm oldu.
Satır arası yorumlarınızı görmek istiyorum 🦋 iyi okumalar..

Karanla yaptığımız konuşmanın üzerinden iki gün geçmişti. Beni tehlikeye atmak istemediğinden bahsettikten sonra bu konu hakkında bir daha konuşmamıştık.

Ve Karan beni dün Beşiktaş maçına götürdü. Biletleri saniyeler içinde tükenen Beşiktaş maçına..
Bu yaptığı ona olan sinirimi yok etmişti. Çünkü bu.. bu mükemmeldi. Onunla birlikte orada olmak. Ona bilet nasıl bulduğunu sorduğumda her zaman ki cevabını verdi.

"Bunlar küçük detaylar Hale."

Okula gitmem için ısrar ediyor olsada onu bırakmak istemiyordum çünkü evde olmamıza rağmen tam iki kez yarasını zorlamıştı. Ben yokken ne yapar düşünemiyorum. Kendini asla sakınmıyor.

Anıl benim için not alıyordu ve o notlar sonra bana ulaşıyordu. Böylece bende geri kalmıyordum.
Şimdi ise salonda masaya yayılmıştık. Karan, Asyanın getirdiği dosyalar üzerinde çalışıyordu bende okula gitmediğim günlerde ki açığımı kapatmak adına ders çalışıyordum. Onunla böyle olmak hoşuma gidiyordu. Yan yana..

Evde olduğumuz için spor giyiniyorduk. Ve o bu haliyle bile oldukça etkileyiciydi. Dolgun, yumuşak saçları dağınık duruyordu ama o halleriyle bile hepsi bir uyum içindeydi sanki. Şu bir kaç günde sakalları normal kullandığı boydan biraz daha uzundu. Elimi çenemin altına koyarak ona daha çok yoğunlaştım. Önünde ki dosyada bir şeyler okuyordu kaşları hafif çatılı oldukça ciddiydi. Sadece sinirlendiğinde değil bir şeylere dikkatini verdiğinde de kaşlarını çatıyordu. Masada otururken topladığım bacaklarım uyuşmaya başladığı için sandalyeden aşağıya indirdim. Bu sırada ayağım Karan'ın dizine çarptı, bacaklarımı ondan uzağa sol tarafa çekeceğim sırada Karan kollarını masanın altından uzatıp bacaklarımı kavradı ve dizlerinin üzerine bıraktı.

Ben şaşkınca ona bakarken o kafasını dosyadan hiç kaldırmamıştı. Hayretle başımı masanın altına eğdim. Bacaklarım onun dizlerinde ayaklarımsa tam kucağında kalıyordu. Doğrularak tekrar yüzüne baktığımda önünde ki dosyayı imzaladı ve nihayet bana baktı.

"Güzelim rahat edemediysen kucağımada alabilirim ?"

"Ne ?" dedim hala şaşkın ifademle. Kucağına beni ? şimdi ?

Karan'ın yavaşça dudakları kıvrıldı. Gülecek gibiydi. "Bakışlarınla yedin beni. İstiyorsan daha yakından.." lafını bitirmesine izin vermeden atladım hemen. "Sana bakmıyordum ki ben. Şeye bakıyordum.." tek kaşını kaldırarak "neye ?" dedi. Üstüme geliyordu bilerek. O sırada gözüm Karan'ın arkasında cama takıldı. Yaman garaj'a bir araba bırakıyordu. Daha önce görmediğim harika bir canavardı doğrusu. "Yaman'a." dedim. "Yaman garaja bir araba bıraktı onu izliyordum."

"Bakma Yamana falan. Bu yakınlığınızda canımı sıkıyor zaten. Herife gözüm görmesin seni diyorum. Uzaklaşıyor, Uygara seni soruyormuş yenge iyi mi diye."

Yaman beni sormuş ? Ah yengesinin.. neyi yengesinin ?
Karan vurulduktan ve onu kollarımdan aldıktan sonra hep Yaman yanımdaydı. Benim içinde çok endişelenmişti.

"Yaa Yaman" dedim gülümseyerek.
"Bak hala !" dedi elinde ki kalemi masaya vurarak. Beni kıskanıyor olması her ne kadar hoşuma gitsede Yaman'ı gönderebilme ihtimalini göz önünde bulundurarak "kızmanı gerektirecek bir durum yok ortada sen vurulduğunda da hep benim yanımdaydı destek oldu. Ben seni kollarımdan aldıklarında kalkamadım bir süre yerimden." dedim gözlerim daldı, o gün canlandı tekrar kafamda. "kitlendim sanki, yanına gelmek istedim ama ellerimde senin kanın vardı ve ben.. ben o gücü bulamadım o an kendimde." başımı iki yana sallayarak gözlerimi kırpıştırdım. Dolmuşlardı yine.
" Sonra Yaman geldi. Yenge kalk ne olur yerden abim seni böyle görürse keser hepimizi dedi bana." dedim kırık bir tebessümle. Aynı kırık tebessüm onunda yüzünde oluştu ama o buna zorlamıştı kendini. Yüzünde daha çok pişmanlığın hakim olduğu bir ifade vardı. Bir elini yüzüme doğru uzattı ve yanağımı kavradı. Baş parmağı hemen yerini bulmuş gibi elmacık kemiklerimi okşamaya başladı. Gözlerim kendiliğinden kapanırken, yüzümü avuç içine daha çok bastırdım. Onun bakışları yüzümü talan ediyordu, hissedebiliyordum. Bir kaç dakika ikimizden de çıt çıkmadı. Nefes alışverişlerimiz dışında Karan bir kaç kez derince solumuştu.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin