Hoş geldiniz.
İnsan şu hayatta her şey olabilirdi. Birçok kalıba girebilirdi. Birinin evladı, birinin kardeşi, birinin eşi, birinin arkadaşı, birinin sırdaşı, birilerinin patronu, birilerinin güvenli alanı, umudu, aşkı... Ben bu kalıpların hepsine girmiştim. Ama ben en çok kadındım. Hepsinin üstünde yaratıcının bir eliydim. Doğurgandım. Soyu devam ettirendim, korunup kollanması gerekendim. İhtiyacım olduğundan değil, değerimin bilinmesi gerektiğinden. Kadınız işte elimizin değdiği de güzelleştirmediğimiz tek bir yer yoktu. Ama tüm bunlara rağmen bu dünyada belki en zor şeydi kadın olmak... Sertap Erener'in de dediği gibi "ne çok sütün vardı oysa, dünyayı kin mi emzirsin?"
Aldılar sıcacık uykularından
Attılar dere yataklarına gece yarısı
Ne kıyanlar bildi ne kıyılanlar
Erkek yasası...Kimi yol ağzında damladı bıçaktan
Kimi dostane bir sohbet sırası
Can giderken kul elinden
Yüzümüze tükürdü son nefesiKalk doğur kendini, kadirsin
Kadınsın, kızımsın, annemsin
Ne çok sütün vardı oysa
Dünyayı kin mi emzirsin?Kız Leyla, ayağa kalk hemen
Kalk çabuk, topla kırıklarını
Kız Leyla, pusuya yat hemen
Bir daha vurmasınlar kız çocuklarını.Özgecan, Münevver, Narin, İkbal, Ayşenur... elimizin yazmaya gitmediği ve çok acıdır ki yazmaya yetmeyeceği kadar çok isim. Sadece 2024 yılında 296 kadın...
"Kalk doğur kendini, kadirsin."
🦋
Önümde ki teste bakarken gözlerimden yaşlar birer ikişer yüzüldü. Gülümseyen dudaklarıma düşen yaşlar dudaklarımı ıslattığında, dudaklarımı yalayıp titreyen elle testi kavradım. Çift çizgi.
Hamileydim!
Hamileyim ben, anne olacağım!
Kahkahamı bastırmak adına elimle ağzımı kapattım. Karanla benim bir bebeğimiz olacak. Onun ve benim... Kamerayı hatırladığım an oraya döndüm. Hala kayıttaydı. Testi kameraya çevirdim. "Hamileyim." dedim.
Oha sesli söyleyince ne kadar da farklı hissettirdi. Çift kırmızı çizgiye kameradan bakarken şaşkınlığımın yüzüme de yansıdığının farkında değildim, hala kendi ağzımdan çıkıp kulaklarıma ulaşan kelimenin yarattığı duyguyla baş etmeye çalışıyordum. "Anasını satayım resmen hamileyim! Karnımda çocuğum var şu an." dedim hayretle.
İkinci şok hemen ardından geldi. "Bismillahirrahmanirrahim." dedim doğrulup aynada kendime bakarken. "Çocuğum dedim." bir elimi yine ağzıma bastırdım ama kıkırtılarıma engel olamayıp gülmeye başladım.
"Ay ben resmen anne oluyorum, ne çok istiyordum bu haberi almayı." derken burnum sızladı bir kez daha, kendime sarıldım kollarımla sıkıca.
Hem ağlıyor hem gülüyor hem de hala gerçekliğini sorguluyordum. Bir bebek dünyaya getirecektik. Biz büyütecektik onu. Bizim imzamız olacaktı. Karanla aşkımız somut bir şeye dönüşmüştü şu dakikadan itibaren.
Kaydı şimdilik kapatıp banyodan çıktım. Testi elimde sıkıca tutuyordum. Sanki biri testi elimden zorla alsa bebeğimi almış gibi hissedecektim. Bebeğim... Diğer elim zaten üstündeydi. Az önce banyoya giren Hale ile banyodan çıkan Hale arasında fark vardı artık. Bakışlarımı odada gezdirip, karnıma baktım. Elimin altında henüz düz olan karnımı okşadım. İçim ısındı. "Sana söz harika bir anne olacağım." diye fısıldadım. Sonra onunla konuştum diye heyecanla dudaklarımı ısırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...