Hoşgeldiniz.
Oy verdiysek iyi okumalar, satır arası yorumlarda buluşalım. ♛
Aşk mı nankör yoksa zaman mı ?
Şuan yana yakıla Karanı arama istediğim peşine düşme isteğim zamanında hissettiğim adına aşk dediğim duygular mıydı yoksa zamanla ben bana yapılanları mı unutuyordum.Sanırım ikiside aynı kapıya çıkıyordu.
Butik olayından sonra yine Karanı aramıştım ama cevap vermemişti. Uygarıda aramıştım o da çağrımı cevapsız bırakmıştı.
"Maşallah eski günlere pek hızlı dönüş yaptık." dedim telefonu fırlatırken.
Eskiden de bunlar bir haltlar yediklerinde telefonlarıma çıkmazlardı.Evin içinde dönüp durdum telefonu avcuma vura vura. Bir haltlar yiyorsa kesin benide kontrol ediyordur diye düşündüm. Eskiden öyle yapardı. Hızla odama çıkıp üzerime bir şeyler geçirdim. Arabanın anahtarını alıp evden çıkınca Celasunla Alpaslan bahçede konuşuyormuş bana doğru döndüler. "Hayırdır ?" dedi Alpaslan göz kırparak.
"Bir turlayıp geleceğim." dedim. Alpaslan anlamadı ama "tamam." dedi pekte emin olmayarak "beraber turlayalım."
"Yok ben kendim gideceğim." dedim. "Olmaz." dedi. Bu sefer ben ona aynı şekilde baktım. "Tehlikeli, ne yapacaksan ikimiz yapalım. Tek gitme." dedi.
Araba kapının önünde hazır durduğundan kilidini açtım. "Tek olmayacağım zaten on beş dakikaya gelirim." dedim ve arabaya binip çalıştırdım.
İstikamet doğrudan Panterin burada olduğunda kullandığı inlerinden bir tanesiydi. Bakalım pis işler mi çeviriyorsun Karan yoksa keyfi mi telefonlarıma çıkmıyorsun. Yola saptığımda dikiz aynamda iki jeep belirdi ve aynı anda telefonum çaldı.
Malum şahıs arıyor...
Ciğerini biliyorum senin ciğerini ! İlk araması cevapsıza düşünce tekrar aradı. Bu sefer açtım.
"Ne var ?" dediğimde benimle aynı anda "nereye gidiyorsun sen ?" dedi.
Yoldan geri kırıp evime sürmeye başladım ve hızımı düşürdüm. "Hiç seni aradım malumatın vardır ulaşamadım tabi. Bende beni aramanı sağladım." dedim. Oflayarak bir soluk bıraktı. Ardından telefonu uzaklaştırdı sanırım çünkü sesi uzaktan gelmeye başladı ama yinede duydum. "Zor yemin ederim çok zor bununla baş etmek, ayrıca ben bunu nasıl yiyorum anasını satayım..." diyordu.Kendi kendime sırıtırken sesi tekrar net gelmeye başladı. "Açmıyorsam müsait değilim demek ki değil mi güzelim." dedi. "Açmıyorsan bir haltlar yiyorsun aslanım değil mi ?" dedim düzelterek.
"Ayrıca butik olayını konuşmadık ve..." diyecekken araya girdi. "Canını sıkmışlar bende onların canını sıktım. Kimse senin hakkında saçma sapan konuşamaz." dedi.
Şey gibi oldu bu da senin canını sadece ben sıkabilirim..."Edayı görmek istiyorum." dedim.
"Tamam gel şuan kaldığım yere." dedi.
Hevesli sesine karşın ben nötr bir sesle "hayır Eda bana gelsin." dedim. Bir süre sessiz kaldıktan sonra "tamam." dedi. "Ben onu getiririm." dediğinde gözlerimi devirdim. "Eda kendi gelemiyor mu ?"
"Yeni evini bilmiyor ?" dedi üste çıkmaya çalışarak "konum diye bir şey biliyor musun. Böyle ben evimin konumunu paylaştığımda karşı tarafın telefonunda bir harita beliriyor doğrudan gitmesi gereken yolu gösteriyor." dedim. Karan yine geri kalmayarak "Edanın arabası yok şuan, Uygarında işi var. Ben getireceğim yani." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...