Hoşgeldin ♡
Satır arası yorumlarınızı bekliyorum..
Ve bölüm biraz ! +18
Size Karan HAZNEDAROĞLU işin içine girdiğinde her şeyin değiştiğini söylemiş miydim ?
Çünkü şuan Karan'ın adamlarıyla, Karan'ın uçağıyla, Karan'ın ayarladığı otele gidiyordum.
"Bana neden surat yapıyorsun hem bak sonuçta yine istediğin şey oldu Milanoya gidiyoruz sadece babanın uçağı yerine Karan'ın uçağı..." dedi gözleri kabine doğru arkada oturan adamları gördüğünde "bide birazcık kalabalığız hepsi bu." dedi Elif gülerek.
Sinirle kollarımı çözüp ofladım. "Sana surat yapmıyorum neden sana surat yapayım. Ben sadece Karan'a sinirlendim. Deli etti beni. Ya sende gördün omzuna atıp zorla uçağa bindirdi beni." dediğimde Elif karnını tutarak kahkaha atmaya başladı. "Evet ve ben sizin öyle fotoğrafınızı çektim bunu ileride çocuklarınıza göstermeyi planlıyorum." dedi.
"Çocuk falan yapılmaz ondan." dediğimde Elif sen onu benim külahıma anlat bakışı attı.
Bizimle gelen adamları sadece sima olarak tanıyordum. Yaman ya da Uygar gibi muhabbetim yoktu. Sadece Tahsini biliyordum ve o da bana en yakın olan isimdi.
Elifle alışveriş yapacağımız noktaları belirlemeye koyulmuştuk. Hangi parçaları alacağımızıda kararlaştırıyorduk.
Saatler böylelikle geçerken yanıma gelen çalışan iniş yapacağımızı bu yüzden oturup kemerimizi takmamızı söylemişti.Güzel bir inişin ardından uçağın merdivenleri indi. Korumalar valizlerimizi alıp inerken güneş gözlüğümü takarak bende merdivenlere yöneldim. Tahsin hemen arkamda biterken boğazını temizleyerek dikkatimi çekmeye çalıştı. Durup ona döndüğümde "yenge aşağıda bizi karşılayan birkaç adam olacak bu adamlar abimin arkadaşının adamları. Hatta arkadaşı direk bizzat seninle ilgilenecek. Adamın adı Marcus bize otele kadar da eşlik edecekler. Burada kaldığın süre boyuncada seninle yakından ilgilenecek." dedi.
Bıkkınlıkla bir nefes verdim. Tahsinde bunu fark ederek "yenge bu gerekli." dedi. İsteksizce başımı salladığımda uçaktan çıkmak için ilk adımımı attım. Ve öylece kaldım.
Tahsine dönmeden başımı hafifçe eğip "Birkaç adam öyle mi Tahsin ?" dedim."Karan HAZNEDAROĞLU'nun nişanlısı Hale SEÇKİN Milanoya geliyor. Güvenliğin için bu gerekli yenge unutma abim sadece Türkiyede tanınmış bir adam değil. Burada da dostu düşmanı var. O yüzden seni önce bize sonra dostuna emanet etti. Ayrıca abim olmasada sadece Hale SEÇKİN Milanoda başlığı oldukça sükse yapar." dedi benimde gönlümü hoş tutmaya çalışarak.
Dönüp yüzüne baktığımda ister istemez gülümsemiştim. O da her zaman ki gibi başını eğerek gülümsemesini sakladı.
Merdivenlerden indiğimde adının Marcus olduğunu tahmin ettiğim takım elbiseli ama epey farklı tarzda, boynuna geçirdiği irili ufaklı boncuklara sahip kolyeleri ve takım elbisesine uyumlu mavi camlı gözlüğüyle Karan'ın vücut hatlarına sahip -onun kadar olamaz ama- bir adam hoş bir gülümsemeyle bana doğru yaklaştı.
Gözlüğünü çıkartıp elini bana doğru uzattığında bende bekletmeden elimi uzattım. Parmaklarımın ucundan tutup elime ufak bir buse kondurdu. "Ciao Bella signora."
*Merhaba güzel bayan.
"Ciao, penso che il tuo nome sia Marcus."
*Merhaba isminiz Marcus sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Onu alarak buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak, gülümsemesiyle çıkan güneşte ısınm...