"Hani benim için üzülecek kimse yok dedin ya."
"Evet."
Adımları o kadar büyüktü ki yanında yürümek için koşar adım hareket ediyordum.
"Şu aşık olduğun kadın, o senin için üzülmez mi?"
"Sanmıyorum, neredeyse bir haftadır benden haber almıyor. Ölsem haberi bile olmaz, büyük ihtimalle onu terk ettiğimi düşünüyordur."
Dükkanın içerisine girdiğimizde iki kişi tarafından karşılanmıştık.
"Siz Mavi hanımın gönderdiği kişiler olmalısınız. İşinizi kolaylaştırmak için sizi en başa aldım."
Orta boylarda genç bir çocuk neşeli şekilde bizimle konuşurken giriş masasındaki kutulardan birini eline aldı.
"Buyrun, ücret ödenmişti zaten."
Kuzgun kutuyu alıp teşekkür ederken oğlan diğer kutuyu benim önüme uzatmıştı. Gülümseyerek kutusunu elinden alıp bende teşekkür etmiştim.
"Ne demek her zaman bekleriz."
"Evlenevek başka kimae kalmadı ama yine de eyvallah."
Çocuğu bozduğu için ona yandan bir bakış atıp dükkanın çıkışına ilerledim. Yanıma yetişmişti.
"Oğlanı niye bozuyorsun?"
"Bozmak değil gerçeği söylemek. Ayrıca orada başka evlenecek kimse kalmadı. Fuat aşk acısıyla bir daha kimseyi sevmez. Sen desen aşktan anlamıyorsun, diğerleri de full erkek olduğuna göre kimse yok."
"Aşktan anlamıyorsun da ne demek? Aşktan uzağım dedim anlamıyorum demedim."
Elindeki kutuyu yere bırakıp arabanın arka kapısını açarak koymam için işaret etti.
"Anlıyorsan anlat bakalım."
Kutuyu yerleştirip çıkarak omuz silktim.
"Konuyu bana çekme senden konuşuyorduk."
Sırıtarak kendi kutusunu da koymuş ve arabaya binmişti. Arkasından binip merak ettiğim sorumu sormak için dudaklarımı araladım.
"Sana kaba davrandığım için soğuk yaptığının farkındayım Kuzgun."
"İstediğin de bu değil miydi Hande?" diyerek aracı çalıştırdı.
"Bana soğuk yap dediğimi hatırlamıyorum."
"Seninle arama mesafe koymamı ve samimi olmamamı isteyen sendin. Bende dediğini yapıyorum."
Onunla söz savaşına girmek çatışmanın ortasında kalmaktan da beterdi. Sinirle nefes alıp kemerimi bağladım.
"Her neyse Kuzgun, bana nasıl davranıyorsan davran umrumda değil. Sana söylemek istediğim şey hazır dışarıdayken sevdiğin kadını görmeye gidelim."
Kuzgun bakışlarını bana çevirdi. Ciddi olup olmadığımı kontrol etmeye çalışıyordu ve gerçekten ciddi olduğumu fark etmişti.
"Bana uyar." diyerek arabayı sola çevirmişti.
İçten içe kendimi kötü hissediyordum. Sevgilisi olan bir adamla ilgili gördüğüm rüyayı hatırladıkça kendime kızıyordum.
Yaklaşık yarım saat sonra bir sokağa girmiştik. Arabayı kaldırım kenarına çekip bana dönmüştü.
"Üzerinde nakitin var mı?"
"Ne yapacaksın?"
"Kızı arayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...