Bedenimi o kadar narin kavramıştı ki dudaklarını dudaklarımdan bir milim ayırıp nefes almıştı.
"Korkma tamam mı?"
Başımı usulca salladım, sanki ona itaat ediyordum. Şu an ne derse kabul edebilirdim. Ellerini yavaşça kalçama koyup tek hamlede kucağına almıştı. Bacaklarımı bedenine dolayıp boynuna sarılarak yeniden dudaklarına bıraktım kendimi.
Elleri kalçamda geziniyordu, yüzümün yandığını hissediyordum. Yatağa doğru eğilip bedenimi usulca bıraktığında usulca yutkundum. Üzerindeki gömleğin düğmelerini hızlıca açarak bir kenara attı ve üzerime çıkarak bedeninin ağırlığını üzerime bıraktı.
Dudakları yeniden dudaklarımı sardı. Dilini ağzıma doğru itelemesi ile ellerimi yapılı göğsüne koyup benim için zor da olsa kendimden ayırdım.
"Canını mı yaktım?" dedi gözlerimin içine bakarak.
Başımı iki yana salladım.
"Hayır ben sadece bunu şu durumda yapmak istemiyorum Kuzgun."
Elini yanağıma sarıp nefes nefese gözlerimin içine bakmaya devam etti.
"Seni bu kadar üzen ne? Yüsra olamaz çünkü durumu iyiye gidiyor. Biz desen şimdi birlikteyiz, neyin var senin Hande, bilmek istiyorum."
~
Üzerimden kalkması için hafif doğruldum. Hemen yanına atmıştı kendini. Yatakta oturarak ayaklarımı yere sallandırdım.
"Annemin bana dair yazdığı günlüğü almaya gittim. Senden sonra çok büyük boşluğa düştüğümü hissettim. Yüsra'nın durumu, Fuat'ın acısı, senin gitmen. Hepsi üst üste geldi ve çok büyük boşlukta olduğumu hissettim."
Bakışlarımı ona çevirip derin bir nefes aldım.
"Hani demiştim ya ölüm bir adım yakınımızda diye, bunun cesaretiyle ölmeden önce annemin günlüğünü okumak istedim ve gidip aldım. Şu an iyiyim ama..."
Ellerimi önümde birleştirip titrek bir soluk verdim.
"Kuzgun ben sanırım geçmişimden korkuyorum. O anılarımı hatırlamaktan, o unuttuğum kokuyu duymaktan korkuyorum. Hatta bunun yüzünden kendi öz ananeme yalan söyledim. Arkadaşının kızıyım dedim, söylemeye korktum çünkü bu yaşıma kadar almadığım sevgiyi bir anda özlemle vermesini istemedim."
Elini yanağıma sarıp bakışlarımı ona çevirdi.
"Gel kucağıma." dedi usulca.
Sözünü ikiletmeden kucağına oturup ellerimi omuzlarının üstüne koydum. Belimi kavrayıp gözlerimin içine sakince baktı.
"Her ne olursa olsun, ne yaşarsan yaşa yanındayım. Seninleyim, içinde ne varsa bana dök. Hislerini benimle paylaş, ama kendini asla ikilem içerisinde bırakma. O soluk tenini ve yorgun gözlerini görmek bana acı veriyor. Bundan sonra senin tek ailen benim Hande, tek ve gerçek ailen benim. Bu yüzden içinde yaşadığın acıyı seninle yaşamak istiyorum."
Başımı salladım, haklıydı. Tek ve gerçek ailem artık Kuzgun'du. Dudağına minik bir öpücük bırakıp başımı omzuna koydum.
"Sensin, benim tek gerçeğim sensin."
....
Belimde bir el boynumda bir nefesle gözlerimi açtım. Başlarda tam olarak algılayamasam da Kuzgun'un odasında olduğumı sonunda anlamıştım. Minik ve yumuşak dudaklarını yanağımda hissettiğimde ona doğru döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...