Her yere bakmıştık, bütün delikleri aramıştık. O babası olacak adamı bile bulup sormuştuk. Ananesi, teyzesi hepsine sormuştuk. Hiç bir yerde yoktu, yer yarılmış içine girmişti resmen.
Arabanın tekerine tekme atarak öfkeyle bağırdım. Mücahit yanıma gelip kolumdan tuttu.
"Abi sakin ol bulacağız."
"Nereye bulacağız Mücahit! Tonlarca adam saldık etrafa hiç biri bulamadı! Sanki yer yarıldı içine girdi!"
"Sabret abi, bulmadan durmayacağız. Ama sen hala yaralısın, hiç bir şey de yememişsin. Serumunu da tam almamışsın Serap söyledi. Düşüp bayıkacaksın, biz aramaya devam ederken sende omzunun iyileşmesi için bir şeyler ye."
"Sikerin açlığı! Bana Hande'yi bulun Hande'yi!"
Sağlam elimi saçlarıma geçirip titrek bir soluk verdim. Nefes alamıyordum, başına ne geldi, nerede, kimin elinde, iyi mi bilmiyordum. Bu bilinmezlik canımı çok yakıyor ve çok korkutuyordu.
"Dağılın! Her yeri arayın Hande'nin nerelerde takıldığını kimlerle konuştuğunu araştırın ve o kızı bulmadan sakın dönmeyin!"
Mücahit'in sert emriyle bir ton adam arabalara dağılıp gitmişti. Arabanın önüne yaslanıp denize baktım. Şimdi kim bilir ne durumdaydı...
"Abi şimdi sırası değil biliyorum ama o kız neden bu kadar önemli?"
Bir süre sessiz kaldım, yanıma gelip arabanın önüne yaslanmıştı. Cevap vermesem bile sessizce yanımda duran bir adamdı.
"Seviyorum, aşık oldum Mücahit. O kadar çok aşığım ki daha bir gün oldu onu görmeyeli, ama ben şimdiden nefes alamıyorum. Her şeyi öğrendiğinde verdiği tepkiyi bir görseydin, resmen yıkılmıştı. Öldürmek istemişti beni, ama yapamadı. Çabaladı ama kıyamadı, o kadar şeyden sonra yine kıyamadı."
Sesimdeki o titreme gözlerimi doldurmuştu. Ben ne zamandan beri ağlayacak duruma düşen bir adam olmuştum.
"O mu vurdu seni?"
Usulca başımı eğip elimdeki kolyeye baktım. O gittikten hemen sonra giyinme odasına silah almak için girmiştim. Yerde bulmuştum, daha önce bir kez boynunda görmüştüm.
"O vurdu, gitmemesi için zorladım. Dayanamadı beni durdurmak için sıktı."
Bir süre sessiz kalmıştı, elimdeki kolyenin anahtar desenini baş parmağımla okşamaya başladım. Aklım başımdan gitmişti, o gittikten sonra sadece kolyesini alabilmiştim.
"O otelde kıyafetleri olacaktı, bir kaç adam da o otele gönder kıyafetlerini aldır."
"Tamam abi akşama evde olur."
Başımı salladım, onu o kadar çok özlemiştim ki daha şimdiden dayanamıyordum.
"Tam olarak ne zaman tutuldun kıza?"
Yüzümde acı bir gülümseme oluştu. Ona ilk defa bir şeyler hissetmehe başladığımı anladığım ana dönmüştüm.
"Dövüş eğitimi veriyordu bana, çok bilmiş konuşması hoşuma gitmişti. Beklemediğim anda tekme atmıştı karnıma, o anda sinirlenip karşılık verirken dengemizi toparlayamamış ve üst üste düşmüştük. İşte o an dedim ki, bu kız bana göre, tam benlik. Onu yakından hissettiğim ilk an ona tutulduğumu anladım."
"Abi o kız acayip delikanlı, kavgalarına şahit olmuşluğum var. Sakinliği acayip korkutucu, karşıdaki kişiyle önce sakince konuşuyor daha sonra savunmasız bir anda yakalıyor. Başlarda çok tırsmıştım kızdan, bütün herkesin gözünde bir hayranlığı vardı. Ama aşk kadını değildi, nasıl oldu da birbirinize tutuldunuz çok şaşırdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...