Kapının önüme geldiğimde yumruklamak istemiştim. Ama eğer Hande oradaysa hemen anlayıp saklanabilirdi. Bu yüzden yumruğumu açıp usulca kapıyı tıkladım.
Orada olmasını umuyordum, ona sarılmak ve iyi olduğunu görmek istiyordum. Bir heyecanla kapıyı açan kişiye baktım. Fuat'ın söylediği gibi tatlı şirin yaşlı bir teyze gülümseyerek bana bakmıştı.
"Merhaba teyze." diyerek evin içerisine bakmaya çalıştım.
"Merhaba oğlum, birine mi baktın?"
"Evet, Hande burada mı?"
"Hande? Şu benim kumral prensesim mi?"
"Evet teyze o."
"Yok evladım, o buraya çok nadir gelir. Hayırdır bir şey mi oldu?"
Aldığım cevapla yıkılıp kalmıştım.
"İyi misin evladım?"
"İyiyim teyze sağol."
Arkamı dönüp işaret ve baş parmağımla burun kemerime masaj yaparak arabama doğru ilerledim. Bulamıyordum, iki gündür arkasında tek bir iz bile bırakmamıştı.
Arabaya binip çalıştırarak evden uzaklaşırken omzumdaki yaranın sızladığını hissettim. Canım öylesine yanıyordu ki bütün acılarım üzerine çıkmıştı. Omzumdaki sızıyı yeni fark etmiştim.
Bir sıcaklık geldiğinin farkındaydım ama umursamamıştım. Sızısını şimdi hissederek elimi oraya götürdüğümde parmaklarıma değen sıvının kan olduğunu anlamıştım.
Çok sürmeden eve geldiğimde bahçe kapısında hava alan Eray'la karşılaşmıştım. Önce bana sonra tşortuma kulaşan kan lekesine bakmıştı.
"Abi omzun kanıyor-"
"İyiyim ben, diğerleri nerede?"
"Ablam koşuya gitti, Ebrar da evde. Doktor birazdan gelecek o zamana kadar sargını açıp bakalım."
"Yok iyiyim ben oğlum, sen bunu dert etme. Ablan gelince ona söyle artık kendi evinize gidin. Adamlar Hande'yi bulamayınca buraya gelebilirler. Canınız tehlikeye girsin istemiyorum."
"Ama abi-"
"İstemiyorum dedim tekrarlayım mı?"
Pes ederek başını salladığında eve girip Ebrar'a baktım. Avluda bir sağa bir sola gidiyordu. Mavi'nin önceden yakın dostlarından birinin kızıydı. Öğrendiğimizde onu yanımıza almıştık.
"Sonunda geldin, bir dakika omzun-"
"Sende başlama Ebrar."
"Ama-"
"Yüsra uyandı mı?"
Lafını kesmem hoşuna gitmese de tepki göstermedi.
"Evet, çok daha iyi ama doktor dikişlerinin alınması için hastaneye gitmesi gerektiğini söylüyor."
"Hayıe kesinlikle öyle bir tehlikeye giremeyiz. Doktor ne gerekliyse getirsin eksikleri de sen tamamla. Yukarıdaki odayı dezenfekte ederiz orada alır dikişlerini."
"Tamam kendisine iletirim."
Başımla onaylayıp koşar adımlarla merdivenleri çıktım. Koridorun sonundaki spor odasına girip üzerimdeki tşortu zorla çıkartıp kum torbasına baktım.
Stresimi bir yerden almam gerekiyordu. Masanın üzerindeki spor bantlarını ellerime sarıp derin bir nefes aldım.
Sen benim masumluğumu çaldın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...