"Hayır." dedim önüme dönerek.
Bir anda tuhaf davranmasının sebebini öğrenmek istiyordum.
"Ne demek hayır, dediğimi yapıp arkamda kalacaksın Hande yoksa-"
"Ne yoksa?" diyerek ona döndüm.
"İşimi bana öğretemezsin Kuzgun, bu konuda senden daha iyiyim."
Dişlerini sıkarak başını sallamış ve bana dönmüştü.
"Tamam öyle olsun."
Arabayı bir anda sağa kırıp başka yola saptığında gözlerimi büyütüp ona baktım.
"Kuzgun ne yapıyorsun? Burası ters yön."
"Sen gelmiyorsun Hande."
"Ne demek gelmiyorum?"
"Sözümü dinlemeyeceksen gelmeyeceksin demek."
"Buna sen karar veremezsin, şimdi geri dön."
Zerre umursamadan sürmeye devam ediyordu. Çok tuhaf davranıyordu, benim ondan daha eğitimli olduğumu bildiği halde hemde.
"Kuzgun sana dön dedim."
Cevap vermeden sürmeye devam ediyordu.
"Kuzgun!"
"Sana zarar gelmesini istemiyorum! Bu yüzden benimle gelmeyeceksin!"
Birden frene basıp öne doğru savrulmama neden olmuştu. Sesini o kadar yükseltmişti ki olduğum yerde donakalmıştım. Yüzüme dökülen saçlarımla birlikle başımı yavaşça kaldırıp ona döndüğümde öfkeli yüz ifadesi ile karşı karşıya olduğumu anladım.
"İn hadi."
"İnmeyeceğim, inmesi gereken biri varsa o da sensin."
Söylediklerimi hiç üzerine alınmadan arabadan inip benim kapıma dolanmıştı. Ardından kapımı açıp kemerimi çözerek kolumdan tutup indirdi.
"Bırak beni Kuzgun."
Küçük terk edilmiş gibi görünen bir eve getirmişti beni.
"Sana beni bırak dedim!"
Tüm gücümle onu itip kolumu kurtarmayı başardım. İkimizde nefes nefese öfkeyle birbirimize bakıyorduk.
"Derdin ne senin? İlk defa bir mekanı basmıyoruz ya da ilk defa bir çatışmanın içine girmeyeceğiz. Bir anda neden telaş yapıp beni götürmemek için zorluyorsun?"
Şüpheli bakışlarımla gözlerinin içine bakmaya devam ederken elini sakalından geçirmiş ve sesli bir nefes vermişti.
"Yorma beni Hande."
Yeniden koluma uzanmak istediğinde bir adım geri çekildim.
"Soruma cevap ver Kuzgun, sakladığın bir şey mi var?"
"Ne diyorsun Allah aşkına Hande? Yüsra'yı vuran adam bir sniper ve emin ol etrafındaki adamlara değil kendine güveniyor. Biz onları indirene kadar o çoktan hepimizin içinden geçer. Eğer birine zarar gelecekse bu sen olmayacaksın. O yüzden seni o seçeneklerin içinden çıkartıyorum. Şimdi beni oyalama ve gidelim."
"Diğerleri etraftaki adamları oyalarken bizde girebiliriz-"
"Elindeki silahın kurşunu ne kadar güçlü görmedin mi? Barlas'ı delip geçti ve Yüsra'da kaldı. Seni bu tehlikenin içine sokamam şimdi yürü."
Yeniden kolumu tutup beni peşinden sürüklemeye başladığında engel olmak için vurmak istemiştim ama buna hazırlıklıydı. Başını eğdiği için elim boşluğa gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...