Dudaklarımın arasından yalnızca "Ne?" kelimesi dökülmüştü. Kuzgun aldığı cevapla bana döndüğünde gözlerine öfke ve şaşkınlıkla bakıyordum.
"Anne!"
Kulaklarıma dolan sesle bakışlarımı ondan çektim.
"Arsen! Oğlum!"
"Anne ben buradayım!" diyerek korkuluğa sarılmıştı.
Onu görmek öyle mutlu etmişti ki beni. Adam Arsen'in önüne çöküp onu susturmuştu.
"Dokunma oğluma!"
"Bırak beni! Sen kötüsün!"
Üst kata çıkacak merdiven yoktu. Adansör ise kilitliydi. Gidip elinden alamıyordum.
"Arsen'cim seninle bir konuşma yapmıştık hatırlıyor musun? Eğer annen ile olan konuşmamızın arasına girersen daha çok beklemek zorunda kalacaktın."
"Dokunma çocuğa."
Kuzgun sonunda yuttuğu diliyle konuşmuştu. Kalbim korkudan deli gibi ağzımda atıyordu.
"Siz bizden ne istiyorsunuz! Ben yakamı sizden kurtardım dedikçe siz neden bela gibi peşimden geliyorsunuz!"
İlk defa oğlumun yanında sesimi yükseltmiştim. Arsen öylece beni izlerken adam ayağa kalkıp sakin bir tavırla yeniden bana bakmıştı.
"Yüzleşmek için."
"Ne yüzleşmesi ya! Neyin yüzleşmesi bu! Oğlumu benden koparacak kadar ne yüzleşmesi olabilir!"
Sözlerimin hemen ardından öfkeli adımlarla Kuzgun'un karşısına gidip sert bir tokat attım.
"Abin olduğunu biliyordun değil mi? Buna rağmen beni günlerce acı içerisinde yaktın. İntikam içindi herşey değil mi?"
Sağa düşen başını usulca kaldırıp abisine baktı.
"Kuzgun da telefonda öğrendi. Abisi olabilirim ama aramızda bir yakınlık yok. Şimdi öfkeni ondan bundan çıkarmayı kes ve beni dinle."
"Sen kimsin-"
Öfkemi tamamen serbest bırakmıştım ki Arsen'in beni izlediğini fark ederek sözümü yarıda kesmiştim.
"Eda, istersen o kutuyu getir artık canım."
İkinci bir şok daha geçirmiştim. Bunların hepsi oyun muydu? Diğerleri de benim gibi şok içerisinde Eda'ya bakarken o başındaki şapkayı bir kenara atıp odaya doğru ilerlemişti.
Şokun etkisinden çıkamadan Mücahit, Eray ve Kuzgun'a tek tek baktım.
"Hepinizin haberi vardı, bilerek yaptınız bunu." dedim zoruma giden bir tonda.
"Bizim haberimiz falan yoktu Hande. Bizde seninle birlikte öğrendik herşeyi."
Eray, Mücahit'e katılırken Kuzgun sessiz kalmıştı.
"Sen?" dedim ve ses tonuma engel olamadım.
"Ağabeyin olduğunu bildiğin halde sustun mu? Oğlumu bu kötülüklerin arasına sokmalarına izin mi verdin!"
"Hande yeter artık üzerime gelip durma! Ben yalnızca telefondaki kişinin ağabeyim olduğunu biliyordum. Haricinden benim de haberim yok!"
"Hah sonunda getirdin Eda'cım. Şimdi o kutuyu masaya indir."
Eda adamın sözünü ikiletmeden koca mekanın tam ortasında bulunan masaya indirmişti kutuyu. Normal büyüklükte siyah bir kutuydu.
"Şimdi, eğer Arsen yanına gelsin istiyorsan." dedi ve Kuzgun'a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...