Kaçtığım, saklandığım, uzak kalmak istediğim geçmişim yine yakama yapışmıştı. Bu sefer öyle bir yapışmıştı ki nefesssizlikten mosmor olmuş gibi hissetmiştim. Temiz sayfamın ilk mucizesini benden almıştı geçmişim. Gözyaşlarımın çığlığı olmuş beni kendine çekmişti geçmişim...
"Hande ne oluyor konuş artık."
Tınısındaki o merak ile bakışlarımı Kuzgun'dan çekip hiçbir şey söylemeden koşmaya başladım. Oğlumu benden almışlardı. Nefesimin yettiği kadar karların arasında hızımu kaybetmeden koşmaya devam ediyordum.
"Hande."
Arkamdan seslenen Kuzgun'a aldırmadan eve doğru koşmaya devam ederken bacaklarım karın kuvvetine dayanamayıp düşürmüştü beni.
"Hande dur, tamam kaldırdım seni."
Kuzgun'un kolundan tutunarak yeniden ayağa kalktığımda nefes nefeseydim.
"Neden Arsen dedin? Niye koşuyorsun Hande."
"Bırak beni oğlumu bulmam lazım."
Soğuğu ciğerlerimde hissetmiştim. Kuzgun'un elinden kurtulup koşmaya devam etmiş ve sonunda evin önüne ulaşmıştım. Leman hanım kapının ağzı da korkudan hem titriyor hem ağlıyordu.
"Leman, bana bak!" diyerek kollarından tutup çöktüğü yerden doğrulttum.
"Arsen nerede!"
Başını iki yana salladı. O kadar korkmuş görünüyordu ki konuşurken sesi titriyordu.
"Beş adam geldi, ellerinde silah vardı. Hareket edemedim, beni köşeye sıkıştırıp Arsen'i aldılar. Direndi ama çabası boşaydı."
Duyduklarım karşısında yüreğime giren derin sancı ve başıma saplanan o ağrıyla donakalmıştım.
"Adamlar nasıldı? Yani tarif edebilir misin bana?"
"Hepsi siyah giyinimliydi. Ağızlarında siyah maskeler vardı. Yalnızca gözleri görünüyordu."
Kuzgun kadınla konuşurken arka cebimde sızlayan telefonumu çıkardım. Yine o özel numara arıyordu.
"Seni öldüreceğim! Kendi ellerimle öldüreceğim! Parmaklarımın arasından akan kanı zevkle izleyeceğim!"
Tüm öfkemle bağırmıştım. Yüreğime düşürdüğü o ateşte yakacaktım onu.
'Sabrım tükendi Hande, senin nazınla sazınla uğraşacak adam tam karşında. Ben değilim, şimdi ya istediğimi yaparsın ya da oğlunu bir daha göremezsin.'
Etrafıma bakınırken dişlerimi sıkmaya devam ediyordum.
"Eğer oğluma bir şey yaparsan!-"
'Ben çocuklara zarar vermem Hande. Ama sözümün de arkasında dururum. Eğer istediğimi yapmazsan yaşadığını bildiğin ama bir daha asla göremeyeceğin oğlunyn zihnine kazınan yüzünün usul usul silinmesini izlersin.'
Konuşmak için dudaklarımı araladığımda telefon kulağımdan çekilmişti. Kuzgun öfkeli çehresini ses tonuna da yansıtarak sakin ama tehditkâr tonda konuşmaya başlamıştı.
"Beni iyi dinle şerefsiz, o daha bir çocuk ve kılına zarar verirsen yemin olsun ki kemiklerini köpeklere atarım."
Telefonun diğer ucunda her ne söylediyse Kuzgun'un saniyeler içerisinde rengi atmıştı. Arsen'in onun oğlu olduğunu söylemediğini umarak gözlerine bakarken bakışlarını gözlerime çevirdi.
Kalbim korkudan ağzımda atıyordu. Bir kaç dakika boyunca karşıdaki kişi konuşmuştu. Kuzgun dinlediklerinin ardından telefonu bana uzattığında korkudan titreyen elimle kulağıma götürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Ficțiune adolescenți"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...