"Arsen hadi anneciğim! Bak saat geç oluyor!"
"Geliyorum anne!"
Yukarıdan bağırırken elimdeki montunu koltuğa bırakıp saçlarımı geriye attım. Bu adam her kimse ondan kaçmak imkansız gibi görünüyordu. Dün ki konuşmadan sonra sabaha kadar düşünmüştüm.
Oğlumla güzel zamanlar geçirmemi istemişti. Beni oğlumla tehdit ediyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. İlk defa çıkmaza girmiştim.
"Geldim anne!"
"Neredesin sen bakalım?"
"Oyuncağımı aldım."
Elindeki uçağa bakıp gülümseyerek montunu giyindirdim.
"Bak sadece bir kez kayacağız tamam mı? Fazlası kesinlikle yok."
"Tamam söz anne."
"Asla yanımdan ayrılmıyorsun ve hava ilacını yanından asla ayırmıyorsun."
"Tamam anne."
Şapkasını da takarak yanağından öptüm.
"O zaman çıkalım bakalım."
Evden çıkıp merkeze doğru yürümeye başladığımızda bakışlarımı sürekli etrafta gezdiriyordum. Beni izlettiği açık açık belliydi. Bu akşam Fuat'ı arayıp söylemem gerekiyordu. En azından Mavi ile konuşur ne yapmam gerektiğini söylerlerdi.
"Anne ben büyütünce dağcı olmak istiyorum."
"O da nereden çıktı?"
"Karı seviyorum ve doğa ile iç içe oluyorsun. Bence çok güzel bir şey."
"Şuna bak sen, nereden öğreniyorsun bu lafları?"
"Fuat dayım öğretti. Doğa ile iç içe olmak sağlıklı yaşam demekmiş. Hatta siz ben doğmadan önce dağda oturuyormuşsunuz."
"Allah, Allah başka ne söyledi?"
"Yüsra teyzemin gönlünü almak için çok çabaladığını söyledi. Yaşadığınız ev çok büyükmüş ve orada kaybolmamak mümkün değilmiş."
"Ee başka?"
"Kimseye söylemememi söyledi ama sana söyleyeceğim."
"Neyi?"
"Sırrımızı."
"Ama kimseye söyleme demiş."
"Ama sen kimse değilsin ki benim annemsin."
"Bak sen, çok mu zekisin nesin?" diyerek yanağını sıktım.
"Ya anne dur."
"Anlat hadi bakalım."
"Fuat dayım o eve ilk taşıdıklarında sürekli kayboluyormuş. Hatta bir ara yanlışlıkla başka odaya girip uyumuş. O odada da başka bir adam yatıyormuş. Sabah uyandığında adamın ona sarıldığını görmüş."
Kaşlarım çatıldı.
"Dayın sana böyle şeyler mi söylüyor?"
"Evet."
Fuat eve döndüğümde seni iyi bir pataklayacağım.
"Al sana!"
Düşüncelerimi bozan kar topuyla neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Bunu da al!"
"Arsen bey savaş mı başlatıyorsunuz?"
"Evet savaş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...