Herkes görevlerine dağılmıştı. Serap ben ve Kuzgun, onun arabasına doğru ilerlerken Serap önüme geçerek arabanın ön kapısını açmıştı. Kuzgun ikimizi de umursamadan arabaya doğru ilerlerken Serap'ın ön kapıyı açtığını fark etmiş ve başını hafif kaldırmıştı.
Arabanın arkasına geçip açmak için uzandığımda Kuzgun'un sözüyle durdum.
"Hande sen yanıma bin."
Ses tonu gayet keskin ve emin çıkmıştı. Bakışlarımı Kuzgun'a çevirdiğimde çatılı kaşlarıyla kendi kapısını açıp binmişti. Serap'ın bakışlarını üzerimde hissederken elimi arka kapıdan çekmiş ve Serap'a bakmıştım.
Ölümcül bakışları gözlerimi deliyordu. Yanımdan geçip arka kapıyı açtığında öne binip kapıyı ardından kapattım. Kapıyı kapatır kapatmaz gaza köklenmişti.
O kadar şiddetli sürüyordu ki kemerimi nasıl bağladığımı bilememiştim. Arabalara makas atarak ilerlerken nefesimi tutarak ona döndüm. Öfkeyle soluyor ve hırsını gaza veriyordu.
"Kuzgun biraz yavaşla kaza yapacağız-"
"Kes sesini!"
Serap'ın sözünü gür sesiyle böldüğünde gözlerimi sıkıca kapatıp tırnaklarımı oturduğum koltuğa geçirdim. Daha önce aynı şekilde hızlı araç kullanırken kaza yaptığım aklıma gelmişti.
Mavi yanlış adamı öldürdüğümüz için bir hafta görevden uzaklaştırmıştı. O kadar öfkekenmiştim ki hırsımı tıpkı Kuzgun gibi gaza vermiştim. Önüme ani çıkan araçla arabam iki kez takla atmıştı. Aldığım ölümcül darbeler neredeyse iki hafta beni yoğun bakımda yatırmıştı.
Arabanım yavaşladığını hissettiğimde tuttuğum nefesimle birlikte gözlerimi açtım. Hala yoldaydık ama Kuzgun sonunda yavaşlamıştı. Rahatça nefesimi vererek bakışlarımı ona çevirdim.
Bakışları hala yoldayken konuşmuştu.
"İyi misin?"
Başımı sallayarak yeniden önüme dönerken gözüm dikiz aynasına kaymıştı. Serap o kıskanç bakışlarıyla beni izliyordu.
"Serap sen en arkadan geleceksin, arkamızı kollamak için. Ben önden gidip tuzakları bozacağım."
"İyi de ben niye arkadan gidiyorum? Hande gitsin, hem prensese zarar gelmemiş olur."
Sabur çekerek sakin bir nefes verdim.
"Hande ortamızda kalacak, böylece ne arkadan ne de önden darbe almayacak."
"Gerek yok, ben seninle geleceğim." dedim tok bir sesle.
Bakışlarının bana çevrildiğini hissetmiştim.
"Hayır, sana zarar gelmesini istemiyorum-"
"Bana zarar gelmez sen kendine bak." diyerek ona baktım.
Gözlerimin içine ifadesizce bakmış ve yeniden önüne dönmüştü.
"Tamam Hande benimle, Serap sende arkamızda kal."
Serap cevap vermezken Kuzgun arabayı ormanlık alanın içerisine çekerek farları kapatmış ve bana bakmıştı.
"Silahınu kontrol ettin mi?"
Belimdeki silah kemerine bakıp başımı salladım.
"Gerekmedikçe sıkmayalım, bir kurşun sesi binlerce adamı bize çekebilir."
"Susturucu diye bir şey var Hande, bilmiyorsan söyleyim."
Daha fazla dayanamayıp kemerimi çıkartarak arka tarafa döndüm. Serap kendinden emin bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜZENBAZ
Teen Fiction"Aşk mı? Ölüm mü?" dedi gözlerimin içerisine derin derin bakarken. Elimdeki silah tam kalbine doğru bakıyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolarken hırsla alıp verdiğim soluğun sesini duyabiliyordum. "Tabi ki de ölüm, senin gibi bir adam için asla aşkı s...